"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/643 E., 2023/843 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin tekstil sektöründe faaliyette bulunmakta olup iş ağını geliştirmek amacıyla davalı tarafından inşa edilen AVM içerisinde bulunan bir mağazaya ilişkin kira sözleşmesi imzaladığını, 14.04.2016 tarihli yazı ile AVM'nin açılış tarihinin 10.10.2016 - 29.10.2016 tarihleri arası olduğunun bildirildiğini, belirtilen tarihler aralığında açılış yapılacağı inancıyla halihazırda kullanmakta olduğu mağazasının kira sözleşmesini süresinden önce feshedilerek 31.12.2016 tarihinde kapattığını, söz konusu fesih protokolünden sonra AVM içerisinde konumu bir çok açıdan daha uygun olan bir başka mağazanın beğenilmesi üzerine ilk imzalanan sözleşmenin feshedilerek yeni bir kira sözleşmesi düzenlenip teminat mektubu tutarının 54.443,00 USD olarak güncellendiğini, sözleşmede AVM'nin açılış tarihi olarak 2017 yılı Şubat dönemi belirlendiği halde, 20.10.2016 tarihli yazı ile açılış tarihinin 28.03.2017 tarihi olarak değiştirildiğini, ihtiyaç olması halinde iki haftaya kadar erteleme yapılabileceğinin de bildirildiğini, davalının neticede açılış tarihini üç kez değiştirerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırı hareket ettiğinden 30.01.2017 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesinden dönüldüğünü ileri sürerek, sözleşme gereği davalıya ödenen 54.443,00 USD bedelli teminat mektubundan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı ile aralarındaki kira ilişkisi başlangıcının 01.03.2014 tarihi olduğunu, ilk sözleşmeden sonra davacının talebi üzerine AVM içerisinde bulunan bir başka mağazanın ilk sözleşmedeki kiralanan ile değiştirilmesi talebi doğrultusunda sözleşmenin revize edilerek yeni tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşmede AVM'nin takribi açılış tarihi 2017 yılının Şubat ayı olarak kararlaştırıldığından bu tarih öncesinde açılış yapılmamasının dava konusu edilemeyeceğini, kira sözleşmesinin davacı tarafından 30.01.2017 tarihli ihtar ile haksız olarak feshedilmesi üzerine, 16.02.2017 tarihli cevabi ihtarnamede sözleşme gereği 12 aylık cezai şart bedeli 217.773,60 USD'nin ödenmesinin talep edildiğini, cezai şart bedelinin ödenmesinin önüne geçmek amacıyla işbu davanın açıldığını, tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları hükümlerin bağlayıcı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2017 tarihli ve 2017/168 E., 2017/1079 K. sayılı kararıyla; davalının sözleşmeye göre AVM açılış tarihini ertelemek/değiştirmek hakkı saklı olsa bile bu hakkın 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesindeki dürüstlük ve iyi niyet kurallarına uygun olarak kullanılması gerektiği, açılış tarihinin ertelenmesinin keyfiliğe dönüştüğü ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 54.443,00 USD bakımından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2020 tarihli ve 2018/609 E., 2020/1328 K. sayılı kararıyla; kiraya verenin kiralananı sözleşmeye uygun kullanıma hazır halde teslim etme borcu bulunduğu, taraflarca yapılan sözleşmede belirtilen teslim tarihinde kiralananın usulünce teslim edilemediği, bu nedenle kiraya verenin sözleşme gereğince almış olduğu teminat mektubunun iadesi gerektiğinden bahisle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Dairemizin 21.05.2021 tarihli ve 2020/11349 E., 2021/5244 K. sayılı ilamıyla; tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırılan sözleşme hükümlerinin geçerli olup tarafları bağlayacağı, aynı zamanda davacı kiracının tacir olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) tacir olmanın hükümlerini düzenleyen 18/2 maddesine göre, her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, bu durumda İlk Derece Mahkemesince, yukarıda açıklanan ilkeler ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararla; tarafların tacir olduğu, her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları sözleşme hükümlerinin tarafları bağlayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde kira sözleşmesinden haklı nedenle döndüğü yönündeki davacı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, sözleşmeden kaynaklı menfi zararların tazmini talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; kiralananın müvekkiline teslim edilmemesi, uyuşmazlığa konu AVM'nin açılışının defalarca kez haksız bir şekilde ertelenmesi ve davalının beyanına göre davanın açılmasından çok sonra açılışın gerçekleşebildiğinin açıkça ikrar edilmesi nedeniyle, kiraya verenin akde aykırı ve kusurlu fiillerinden dolayı taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) ilgili maddeleri uyarınca bir kira ilişkisinin başlamadığını, müvekkilinin salt tacir olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinin hakkın kötüye kullanılması yasağının çiğnenmesi sonucunu doğuracağını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira sözleşmesi gereği verilen 54.443,00 USD bedelli teminat mektubundan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Kanun'un 123, 125, 179, 180, 299 ve devamı maddeleri,
2. 6217 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi,
3. 6102 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle uyulan bozma kararında belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olmasına, mevcut kira sözleşmesinde AVM'nin takribi açılış tarihinin 2017 yılının Şubat ayı olarak belirlenmiş olmasına, yine sözleşme ile kiraya verene AVM'nin takribi açılış tarihini ertelemek/değiştirmek hakkı tanınmasına, buna göre davalı tarafça yapılan 20.10.2016 tarihli bildirim ile açılışın 28.03.2017 tarihinde yapılacağının ve ihtiyaç halinde sürenin uzatılacağının bildirilmesine, ne var ki davacı tarafça bu bildirim dikkate alınmaksızın 30.01.2017 tarihli ihtar ile sözleşmenin feshedilmiş olmasına, sözleşme ile kira sözleşmesinin başlangıcının ertelenebileceği ve tarafların edim yükümlülüklerinin askıda olacağı kararlaştırıldığına göre, kiraya verenin taahhütlerini tamamlayarak kiralananı teslim etmemesinin, kiracıya kira sözleşmesini haklı nedene dayanarak tek taraflı fesih imkanı tanımayacağı gibi kiracıya sözleşmeden dönme imkanı da vermeyecek olmasına, tacir olan kiracının taşınmazı kiralarken oluşabilecek tüm olumlu olumsuz ihtimalleri değerlendirerek, basiretli tacir gibi davranmak ve yaptığı sözleşmenin sonuçlarına katlanmak zorunda olmasına, yine sözleşme imza tarihinden önce kiracı tarafından verilen banka teminat mektubunun, kiracının işbu kira sözleşmesine göre kiraya verene ne isim altında olursa olsun ödemesi gereken bir bedelin olmaması halinde iade edileceği ve kiracının bütün yükümlülüklerini, kiracıya getirilen şartların ve kiracının verdiği taahhütlerin usulünce yerine getirilmesine teminat olmak üzere ve sözleşmenin devam edip etmediğine bakılmaksızın kiraya verenin herhangi bir anda taşınmazla ilgili bir konuda kiracıya karşı yönelttiği bir talep karşısında teminat olmak üzere ve sözleşme süresi boyunca muhafaza edilmek kaydıyla verildiğinin açıkça belirtilmiş olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.