Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5124 E. 2023/3475 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı vekilinin, icrası tamamlanmış bir kararın hüküm fıkrasında yer alan faize ilişkin ibarelerin tavzihini talep etmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kararda açık bir hata veya tavzihi gerektirecek bir durum olmadığı, hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların tavzih yoluyla değiştirilemeyeceği ve kararın icrasının tamamlanmasından yaklaşık 9 yıl sonra yapılan tavzih talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay tarafından onanmış, bu aşamadan sonra davacı vekilinin hüküm fıkrasının tavzihine yönelik talebi Mahkemenin ek kararıyla reddedilmiştir.

Mahkemenin ek kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalılar aleyhine açılan alacak davası sonunda Mahkemenin 23.05.2013 tarihli kararına istinaden 20.868,00 TL asıl alacak, 7.131,71 TL faiz, 2.760,17 TL vekalet ücreti ve 336,40 TL mahkeme masrafı olmak üzere toplam 31.116,26 TL'nin idare hesabına geçirildiğini, kayyım hesaplarında kalan bedelin idare hesaplarına aktarılabilmesi için hüküm kısmında yazan "dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte" ibaresi yerine "kayyım hesabına aktarılan kamulaştırma bedelinin işlemiş faizi ile birlikte" ibaresinin yazılması halinde kalan bedelin idare hesabına aktarılabileceğini ileri sürerek; hüküm kısmına "dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte" ibaresi yerine "kayyım hesabına aktarılan kamulaştırma bedelinin işlemiş faizi ile birlikte" ibaresinin yazılarak hükmün tavzihini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; tavzih dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ek kararıyla; gerekçeli kararda açık yazı ve hesap hatasının bulunmadığı, tavzihi gerektiren durumun da olmadığı, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği gerekçesiyle, tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Mahkemenin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alacağın kabulüne karar verdiğini, kayyım hesaplarında kalan bedelin idare hesaplarına aktarılabilmesi için "dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte" ibaresi yerine "kayyım hesabına aktarılan kamulaştırma bedelinin işlemiş faizi ile birlikte" ibaresinin yazılması halinde kalan bedelin idare hesabına aktarılabileceğini ileri sürerek, tavzih talebinin reddine dair kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tavzih talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 ve 306 ncı maddeleri

3. Değerlendirme

1.Davacı kurum tarafından davalılar aleyhine 27.10.2010 tarihinde açılan alacak davasında yapılan yargılaması sonunda Mahkemece; davanın kabulüne, 20.868,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 18.03.2014 tarihinde onandığı, davacının 03.05.2023 tarihinde kararın tavzihini talep ettiği görülmüştür.

2. Davacı vekili tavzih dilekçesinde; söz konusu karar sonucu 20.868,00 TL asıl alacak, 7.131,71 TL faiz, 2.760,17 TL vekalet ücreti ve 336,40 TL mahkeme masrafı olmak üzere toplam 31.116,26 TL'nin idare hesabına geçirildiğini beyan etmiştir.

3. Gerekçeli kararda açık yazı ve hesap hatasının olmadığı gibi tavzihi gerektiren bir durum da bulunmamaktadır. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Tavzihi istenilen kararın, temyiz incelemesi sonrasında icrasının tamamlandığı, davacı tarafça icrası tamamlandıktan yaklaşık 9 yıl sonra tavzih talebinde bulunulduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan ek kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan ek kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

30.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.