"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/149 E., 2020/58 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. 1086 sayılı Kanun'un anılan hükmü uyarınca, temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 3.914,11 TL olup Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 3.920,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan sebeple davalının temyiz dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; davalı ile aralarında 22.12.2009 tarihli ve üç yıl süreli tarla kira sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmede belirlenen süre dolmadan davalı tarafça tarlaya girmelerinin engellendiğini ve kiralananın satıldığını, sözleşme süresi dikkate alınarak yapılan masraflar nedeniyle zarara uğradıklarını, davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 21.02.2013 tarihli ve 2013/9 E., 2013/89 K. sayılı kararla; davalı borçlunun yetki ve esas yönlerinden icra takibine itirazda bulunduğu, davacı alacaklının ise yetkili icra müdürlüğünde yeni bir ödeme emri tebliğ ettirmediğinden itirazın iptali davasına konu edilebilecek geçerli bir icra takibi olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 30.01.2014 tarihli ve 2013/8025 E., 2014/1214 K. sayılı ilamıyla; "İlamsız takipte yetkiyi düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 50 nci maddesine göre para ve teminat borcu için takip hususunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanacağı ve takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takibe yetkili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olmakla birlikte aynı Kanun'un 10 uncu maddesine göre ise, sözleşmeden kaynaklanan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de görülebileceği belirtilmiştir. Davacı tarafından başlatılan icra takibi sözleşmenin icra olunacağı yerde yani kira sözleşmesine konu kiralananın bulunduğu yer olan Sarıgöl icra dairesinde başlatılmış olduğuna göre 2004 sayılı Kanun'un 50 nci maddesi ve 6100 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine göre takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığının kabulü gerekir. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında üç yıl süreli imzalanan hasılat kira sözleşmesine konu tarlaya davacılar tarafından birtakım faydalı masraflar yapıldığı, bu masraflar için davalı tarafından davacı ... hesabına 5.000,00 TL gönderildiği, dekontta açıklama yazmadığı ve bağa yapılan masraflara ilişkin olmadığı davacı tarafca kanıtlanamadığından bu bedelin yapılan masraftan mahsubunun gerektiği, 1.019,614 TL (gübre) + 144,504 TL (gübre)+ 3.600 TL (V demiri) + 1.900,00 TL (direk) + 2.250,00TL (tel) = 8.914,11 TL'den 5.000,00 TL'nin mahsubu ile bakiye 3.914,11 TL'nin davalıdan tahsilinin gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile takibin asıl alacak olan 3.914,11 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı asiller; davalının kira sözleşmesini tek taraflı feshi nedeniyle mağdur olduklarını, yargılamanın uzun yıllardır devam ettiğini ve nedense sonuçlandırılamadığını, adil bir inceleme ve araştırma ile davanın sonuçlandırılmasını, yargılama yapılarak mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde karar verilmesini talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kiralanana yapılan zorunlu ve faydalı giderlerin, davalı kiraya verenden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 530 uncu maddesi.
2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
Temyiz sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; Mahkemece bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapıldığı anlaşılmakla, davacıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı vekilinin temyiz dilekçelerinin miktar itibariyle REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.