Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5682 E. 2024/699 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıdan satın alınan kiraz fidanlarının ayıplı çıkması sebebiyle tazminat istemine ilişkin karar düzeltme talebinin değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın bozma kararına uyularak verilen hükümlerin davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğu ve bozma kararının kapsamı dışında kalan kısımların kesinleştiği, bu nedenle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Çay Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 13.06.2022

SAYISI : 2022/171 E., 2022/426 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan 26.02.2007 tarihinde 300 adet 0900 çeşidi kiraz fidanı satın aldığını, davalıdan aldığı fidanları ........,ilçesi, ......., kasabası,.........., mevkiinde bulunan tapulu taşınmazına diktiğini, bahçesine diktiği ağaçlar büyüyüp de ürün vermeye başlayınca davalı şirket tarafından kendisine satılan fidanların aslında sertifikada belirtilen fidanlar olmamasından şüphelendiğini, yapılan tespit neticesinde alınan raporda kendisine verilen fidanların 0900 kiraz çeşidi olmadığının belirlendiğini ileri sürerek; ayıplı mal sebebiyle uğranılan zararın fidanların satın alındığı 26.02.2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, ürün kaybı ve yeniden tesis maliyetinin tazminine, 1.007,90 TL tespit masrafının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 30.01.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 91.545,78 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı tarafından süresinde muayene ve ihbar külfetlerinin yerine getirilmediğini, davacının başka yerlerden de fidan aldığını, mevsim koşullarının da verim ve kaliteyi etkilediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.01.2013 tarihli ve 2012/396 Esas, 2013/26 Karar sayılı kararıyla; davanın davalı tüzel kişinin ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiği, davalının ikametgahının Bursa olduğu ve taraflar arasındaki işin ticari iş olarak nitelendirilmesi nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı kanun) 6 ncı maddesi gereği mahkemenin yetkisizliğine, Bursa Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunun tespitine, karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili ve görevli Bursa Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 04.07.2013 tarih ve 2013/16330 Esas, 2013/18523 Karar sayılı ilamıyla; taraflar arasında yazılı bir sözleşme mevcut değil ise de; kiraz fidanı satımı konusunda satış sözleşmesinin varlığı yanlar arasında çekişmesiz olduğundan, 6100 sayılı kanunun 10 uncu maddesinde yer alan; sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hükmüne göre somut olayda sunulan irsaliyeli fatura ve dosya kapsamı belgelerden satım konusu kiraz fidanlarının davacıya Sultandağı/Afyon adresinde teslim olunması nedeniyle sözleşmenin ifa yerinin Sultandağı/Afyon olduğu ve Sultandağı adliyesinin kapatılması nedeniyle de Çay Mahkemelerinin yetkili olmasından dolayı mahkemece davanın yetkili mahkemede açıldığı gözetilerek işin esasının incelenmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin 05.05.2017 tarihli ve 2013/545 Esas, 2017/140 Karar sayılı kararıyla; davalı şirketin faaliyet konusu olan bir alanda ve 300 adet üründe hatalı teslimat yapmış olmasının ticaret hayatının yapısına aykırı ve ticaret şirketi açısından makul karşılanamayacak, olağandışı bir durum olduğu, gerek bilirkişi raporları gerekse davacı ve davalı tanıklarının beyanlarına göre ürünlerin 0900 ziraat çeşitli olmadığının anlaşılabilmesi için ağaçların meyve vermesi gerektiği, meyve vermeye 4 üncü yılda başlamakla beraber tam verimin 7 nci yılda alındığı anlaşılmakla, davanın bir senelik zamanaşımına tabi olduğunun kabul edilemeyeceği, çünkü ayıbın ortaya çıkması için en az 4 yılın geçmesi gerektiği, davalının davacıyı aldattığının ve davalının zamanaşımı defini ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağının kabulü gerektiği, davacının uğramış olduğu zararları davalıdan talep etme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle 30.12.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne, 91.545,78 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 13.05.2019 tarihli ve 2017/8775 Esas, 2019/6073 Karar sayılı kararıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin, bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün olmadığından mahkemece, davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerektiğinden mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin 06.02.2020 tarihli ve 2019/433 Esas, 2020/83 Karar sayılı kararıyla; İçtihadı Birleştirme Kararı gereği bozmanın niteliği yönünde bir ayrım yapılmadan, bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı açık olduğundan davacının dava dilekçesindeki talebi olan 56.007,90 TL dikkate alınarak davanın kabulüne, 56.007,90 TL'nin dava tarihinden itibaren (06.12.2013) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 23.11.2021 tarihli ve 2020/12012 Esas, 2021/11887 Karar sayılı kararıyla; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile, her ne kadar mahkemece bozma kararına uyularak davanın ıslah edilmemiş hali ile kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; usule ilişkin olan hükümlerin derhal uygulanması gerektiği gözetilerek, 28.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı kanunun 177/2 nci maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir eylem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek usule ilişkin kazanılmış hakkın istisnası niteliğinde yasa değişikliği uyarınca davacının ıslah dilekçesinin kabul edilmesi gerektiğinden mahkeme kararı bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bozma ilamı doğrultusunda davacının bozma öncesindeki ıslah dilekçesi de dikkate alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177/2 maddesi gereğince davanın kabulüne, 91.545,78 TL'nin 26.10.2011 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 05.07.2023 tarihli ve 2022/6502 Esas, 2023/2032 Karar sayılı kararıyla, temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacının davalıdan, bahçede mevcut kiraz fidanlarının dikimi, 2007-2011 yılları arasında 5 yıllık bakım masrafı ve elde edilmesi beklenen gelir, mevcut fidanların söküm masrafı, arazi hazırlığı, 300 adet yeni fidan bedeli ve dikim masrafı, yeni dikilecek fidanların bahçedeki ağaçların mevcut durumuna gelebilmesi için geçecek 5 yıllık sürede mahrum kalacağı geliri üzerinden hesaplama yapan 30.12.2015 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının yerinde olması nedeniyle tarafların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; Yargıtay’ın 13.05.2019 tarihli ikinci bozma kararına uyularak Yerel Mahkemece verilen 06.02.2020 tarihli üçüncü kararda davalının davacıya 56.007,90 TL ödemesine hükmedildiğini, bozma ilamına uyularak verilen bu kararın davalı müvekkil lehine usuli kazanılmış hak doğurduğunu, usuli kazanılmış hak doğumundan 5,5 ay sonraki 22.07.2020 tarihli değişiklik gerekçe gösterilerek, geriye dönülüp 06.02.2020 tarihinde doğmuş usuli kazanılmış hakkın ortadan kaldırılamayacağını, davacının fidanların 0900 Ziraat çeşidi değil, Geççi (Kordia, Regina vb) çeşitten olduğunu en geç 06.06.2010 tarihinde öğrenmiş olduğu ve zararının bir kısmının müvekkilce karşılandığının bizatihi davacının kendi tanığı Ramazan Eryılmaz’ın 15.04.2014 tarihli beyanıyla sabit olduğunu, bu nedenle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının arazisindeki verime engel olumsuz şartların, dava dönemindeki verime engel ve gazete manşetlerine yansıyan olumsuz iklim koşullarının, ayrıca fiyatlama ve hesaplamadaki bariz hatalara yaptıkları itirazlarının incelenmediğini, yargılama içindeki bilirkişi raporlarının hep delil tespitindeki hatalı verileri baz alarak tanzim edildiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının davalıdan satın aldığı kiraz fidanlarının davalı tarafından vaad edilen 0900 ziraat nolu fidanlar olmadığının anlaşılması nedeniyle ayıplı ifadan dolayı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).

2. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda inceleme yapıldığı, ayrıca davalının tüm temyiz itirazlarının Dairenin 23.11.2021 tarihli ve 2020/12012 Esas, 2021/11887 Karar sayılı kararıyla reddine karar verildiği anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

20.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.