Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5795 E. 2024/4256 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından yapılan inşaat ve eklentilerin bedelinin idareden tahsili ile mahrum kalınan kârın tazminine ilişkin taleplerin reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı idare arasında yapılan sözleşme gereğince, taşınmaz üzerindeki yapıların sözleşme sonunda idareye devredileceğinin kararlaştırılmış olması ve kira ilişkisinin devrinin de sözleşmeye uygun olması gözetilerek, haksız fesih iddiasının ispatlanamaması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1963 E., 2023/1674 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/192 E., 2022/4 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalı idare arasında imzalanan 02.10.2020 tarihli sözleşmeyle, dava konusu iki yıldızlı otel ve lokanta inşaatının tamamlanarak, inşaat yapım süresi dahil toplam altı yıl süreyle işletme hakkının verilmesinin kararlaştırıldığını, inşaatın tamamlanarak taşınmazların işletilmesine başlandığını ancak müvekkilinin devir konusunda yazılı başvurusu olmadığı halde davaya konu kiralananın bir başkasına kiraya verildiğini, açılan kiracılık sıfatının tespiti davasının da yazılı devir talebi belgesi nedeniyle reddedildiğini, devir talep belgesinin davacı tarafça hazırlandığını ancak devir konusunda bir sözleşme imzalanmaması nedeniyle davalıya belgenin gönderilmediğini, belgenin bir şekilde ele geçirildiğini, kiralanana ilişkin diğer davalı şirketle herhangi bir devir sözleşmesi imzalanmadığını, davalı idarenin devre izin yazısı vermek yerine diğer davalı şirketle kira sözleşmesi imzalamasının mevcut sözleşmenin varlığı karşısında hukuka aykırı olduğunu, haksız fesih nedeniyle kendi inşa etmiş olduğu binayı terk etmek zorunda kaldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, müvekkili tarafından imal edilen bina ve eklentilerinin değerinin tespit edilerek şimdilik 50.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini, bina içinde bulunan her türlü demirbaş ve menkul eşyanın tespiti ile mahrum kalınan kârın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı İdare vekili; davacının 29.04.2014 tarihli dilekçe ile müracaat ederek taşınmazı diğer davalı şirkete devretmek istemesi üzerine müvekkili tarafından gerekli işlemlerin yapıldığını, davacının açmış olduğu kiracılık sıfatının tespitine ilişkin davanın da reddedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2.Davalı şirket vekili; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının daha önceden açmış olduğu kiracılık sıfatının tespiti davasının reddedildiğini, açılmış olan bu davanın iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, davacının uğramış olduğu herhangi bir zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 29.04.2014 tarihli dilekçenin davacı tarafça düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalı İdare tarafından 12.06.2014 tarihli yazı ile kira sözleşmesinin devrine izin verildiği, Giresun 1. Sulh Hukuk Mahkemesince kiracılık sıfatının tespitine ilişkin açılan davanın reddedilerek kesinleştiği, dolayısıyla kira ilişkisinin sona erdiği, davacı ile davalı İdare arasındaki sözleşmenin tetkikinde davacının devri yaparken İdarenin izin alması gerektiğinin belirtildiği, ancak devrin hangi koşullarda nasıl yapılması gerektiğine ilişkin olarak sözleşmede hüküm olmadığı, davalı İdarece davacı önerisi üzerine ilgili yerden izin alınıp ve diğer davalı şirket ile sözleşme yapıldığı, sözleşmenin tesisin devri başlıklı (20.) maddesinde sözleşme süresi sonunda, sözleşmenin yenilenmemesi halinde firmanın tesisi her türlü bakımı yapılmış biçimde ve çalışır şekilde devredeceği, devre esas ana tesis, tamamlayıcı bölümler ve ilavelerin tamamını kapsayacağı belirtildiği, sonuç olarak taraflar arasındaki yap-işlet-devret modeli karma sözleşmenin 02.10.2000 tarihinde ve inşaat süresi dahil altı yıl işletme karşılığı düzenlendiği, sözleşmesinin süresinin bitim tarihi olan 02.10.2006 tarihinden sonra davacı tarafın taşınmazı 02.10.2013 tarihine kadar kiracı olarak kullandığı, sözleşme süresinden sonra taraflar arasında yeni bir kira sözleşmesinin düzenlenmediği, eski sözleşmenin devamı niteliğinde sözleşme süresinin uzatıldığı, davacı tarafça yapılan işlemlerin bu sözleşme kapsamında yapıldığı, ayrıca eser sözleşmesi niteliğinde herhangi bir sözleşme imzalanmadığı, sözleşme kapsamında yapılan işlemlerin davacı tarafça talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkili tarafından yapılan imalatların tamamının taraflar arasında yapılan kira sözleşmesi kapsamında yapıldığını ve taleplerinin de bu kira sözleşmesi kapsamında olduğunu, davalı İdareye açmış olduğu davanın usulsüz feshedilen kira sözleşmesi nedeniyle müvekkilinin zararının karşılanmasına yönelik olduğunu, davalı şirkete karşı açmış olduğu davanın ise devir sözleşmesi olmadan almış olduğu bina ve demirbaşların bedellerinin tazminine ilişkin olduğunu, davalı İdare ile aralarında noter onaylı olarak yapılan bir kira sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmenin kim tarafından gönderildiği belli olmayan yazılı bir belge ile değiştirilmesinin ve feshedilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle yapılan feshin geçersiz olduğunu ve kira sözleşmesinin halen devam ettiğini, yine davalı şirket ile müvekkili arasında geçerli bir devir sözleşmesinin de bulunmadığını, bu durumun Mahkemece sorgulanmadığını, bunun yanında davacı tarafça yapılan imalatlar ve menkullerin bedellerine ilişkin herhangi bir değerlendirmeden bahsedilmemiş olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından kiracılık sıfatının tespitine ilişkin açılan davanın, kira ilişkisinin diğer davalı şirkete devredilmesinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle reddedilerek Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/3023 E, 2017/15980 K. sayılı ilamı ile onandığı, işbu karar ile taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve davacı tarafından düzenlendiği kabul edilen kira ilişkisinin devri talebi birlikte değerlendirildiğinde kira sözleşmesinin haksız feshedildiği yönündeki iddiaların yerinde olmadığı, bu nedenle yoksun kalınan kar kaybının talep edilemeyeceği, yine davacı ile davalı idare arasında imzalanan sözleşmenin yap-işlet-devret modeliyle yapıldığı, sözleşme süresinin sonunda kiracı tarafından yapılan işlerin idareye bırakılacağının ve taşınmaz üzerindeki ana tesis, tamamlayıcı bölümler ve ilavelerin tamamının sözleşme kapsamında idareye teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, buna göre davacının yaptığı bina, eklentiler ve demirbaşlar için herhangi bir hak talep edemeyeceği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sözleşmenin haksız feshine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 299 ve devamı maddeleri,

3. Değerlendirme

Temyiz olunan karardaki gerekçeye, davacı ile davalı İdare arasında imzalanan 02.10.2000 tarihli sözleşmenin geçerli olup taraflarını bağlamasına, sözleşme ile süre sonunda kiracı tarafından yapılan işlerin idareye bırakılacağının ve taşınmaz üzerindeki ana tesis, tamamlayıcı bölümler ve ilavelerin tamamının sözleşme kapsamında İdareye teslim edileceğinin kararlaştırılmış olmasına, yine kira ilişkisinin davacı kiracı tarafından diğer davalı şirkete devredilmesinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olmasına ve sözleşmesinin haksız feshedildiği yönündeki iddiaların ispat edilemediğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.