"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/489 E., 2023/2510 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ: Çankırı 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1577 E., 2021/294 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile imzaladığı kira sözleşmesi ile aralarında davaya konu 18 BG ... plakalı FİAT DOBLO marka ticari aracın da bulunduğu toplam yedi adet aracı, davalı Kuruma kiraya verildiğini, müvekkilinin sözleşmede kararlaştırılan araçları, belirlenen günde eksiksiz ve tam olarak davalı Kuruma teslim etmek suretiyle üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, 18.06.2019 tarihinde davalı Kurum çalışanı olan diğer davalı ...'nin sevk ve idaresinde olan 18 BG ... plakalı aracın seyir halindeyken yoğun su birikintisinde kaldığını, daha sonra traktör yardımıyla suyun içindeki aracın çekildiğini, ancak aracın hiçbir tedbir ve güvenlik önlemi alınmadan, muhtemel zararlar tespit edilmeden kullanılmaya devam edildiğini, ilerleyen dönemde aracın suda kalması nedeniyle dava konusu zararın meydana geldiğini, zararın giderilmesi adına müvekkili tarafından bir kısım harcamalar yapıldığını, kasko firması tarafından zararın karşılanmadığını, şoför ile davalı Kurumun hasarın meydana gelmesine ağır ihmalleriyle neden oldukları için kusurlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla, şimdilik 5.000,00 TL zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili; müvekkilinin kaza esnasında ihmal ve kusuru olduğuna dair bir tespit yapılmadığını, kaldı ki kabul anlamına gelmemek kaydı ile ilgili sürücünün ihmali ya da öngörüsüzlüğünün tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmeyeceğini, sürücünün olaydan sonra yola devam etmesinin kasıt ve ihmalini göstermeyeceğini, sözleşmede kaza ya da arıza durumlarında aracın kasko mükellefiyetini aşan meblağlarını yüklenici firmanın ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle yüklenicinin kasten verilen zararlar dışında oluşan hasarların, kasko şirketince karşılanmaması durumunda, mevcut zararı karşılıksız olarak gidermek zorunda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ...; şoför olarak görev yaptığını, 18.06.2019 günü alt geçitte biriken suya girdiğini ve aracın stop ettiğini, traktörle aracın sudan çıkarıldığını, daha sonra aracın çalıştığını, Kurum amirine durumu anlatarak kendisini bilgilendirdiğini, daha sonra aracın başka bir şoförün kullanımındayken kazaya karıştığını ve bu kaza sonunda aracın perte ayrıldığını, kendisinin kasıt ve ihmalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; aracın bulunamaması nedeniyle mahallinde keşif yapılamaması, tanık beyanının görgüye dayalı olmaması, aldırılan bilirkişi raporunda dava konusu araç üzerine birden çok kaza olması nedenleriyle olaylar arasında bağlantı kurulamadığının bildirilmesi karşısında, kusur oranları ve hangi olayın hangi zarara sebebiyet verdiğinin tespit edilemediği, bu nedenle davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; araç davalı Kurumun kullanımında ve davalı ...’nin sevk ve idaresinde iken 18.06.2019 tarihinde alt geçitteki yoğun su birikintisine maruz kaldığını ve belediye işçilerinin yardımıyla kurtarıldığını, bahsi geçen olayın ardından davalı ...'nin gerekli önlem ve tedbirleri almadan aracı yeniden çalıştırarak seyre devam ettiğini, davalı uhdesindeyken meydana gelen zararın müvekkil şirketçe giderildiğini, Mahkemece davalılar tarafından oluşturulan zararın incelenmediğini, sahip olduğu teknik bilgi ve birikimle, dosyada mevcut evrak doğrultusunda araçta meydana gelen hasarı tespit etmekle görevlendirilen bilirkişinin, aracın arızalanması ile akabindeki olaylar arasında bağlantı kurulamayacağını ifade ederek hasar tespiti yapmaktan imtina ettiğini, itirazlarına rağmen ek rapor alınmadan yargılamaya son verildiğini, suya giren aracın stop ettikten sonra çalıştırılmaması gerektiği hususunun mesleği şoförlük olan sürücüden beklenecek bir davranış olduğunu, aracın daha sonra gerekli
kontroller sağlanmadan tekraren çalıştırılmış olması sebebi ile araçta zarar meydana geldiğinin açık olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıya ait 18 BG ... plakalı aracın otuz altı ay süreli kira sözleşmesi ile davalı Kuruma kiralandığı, kira sözleşmesine konu aracın davalı ...'nin sevk ve idaresinde iken 18.06.2019 tarihinde alt geçitten geçerken, biriken suya girdiği ve aracın stop ettiği, Atkaracalar Belediyesine ait resmi plakalı traktörle aracın sudan çıkarılıp yakınlardaki petrol istasyonuna çekildiği, davalı ...'nin daha sonra yola devam ederek aracı getirip hastane bahçesine parkettiği, aracın o günden sonra yine Kurum hizmetinde çalıştırıldığı, 21.11.2019 tarihinde ise davalı Kurum personeli dava dışı başka bir şöför tarafından kullanılırken kazaya karıştığı ve bu kaza nedeni ile araçta total pert işlemi yapıldığı, davacı tarafça 18.06.2019 tarihli olay nedeni ile araçta meydana gelen hasar bedelinin tahsili istemi ile eldeki davanın açıldığı, Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda; olay tarihleri arasında fark olması, arızadan sonra aracın kullanılmaya devam edilmesi, tamir süresinin uzun olması, tamir esnasında aracın birkaç kere daha arızalanması ve aracın keşfinin yapılamaması gibi belirsizliklerden dolayı olaylar arasında bağlantı kurulmasının fiziki olarak mümkün olmadığının belirtildiği, dava konusu araç üzerinde keşif yapılamaması ve dosya kapsamı nazara alındığında davacı tarafın davasını ve davalıların kusurunu ispat edemediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanan menfi zarar tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 299 ve devamı maddeleri,
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, temyiz edenin sıfatına, dava konusu araç üzerinde keşif yapılamamasına, dosya kapsamı nazara alındığında davacının davalıların kusurunu ve oluşan zararı ispat edemediğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.