"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2015/1300 E., 2015/2052 K.
(Temlik eden Şekerbank T.A.Ş.) vekili Avukat ...
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı temlik alan davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davalı ile davacı banka arasında kredi kartı üyelik sözleşmesinin bulunduğunu ve bu sözleşme gereğince davalıya kredi kartı düzenlenerek verildiğini ancak davalının kredi kartından kaynaklanan borçlarını ödememesi üzerine hakkında Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2015/16120 E sayılı dosyası gereğince yapılan icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Öninceleme aşamasında duruşma açılmaksızın evrak üzerinden karar verildiğinden davalıya tebligat çıkartılmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dosya içindeki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafından davalının Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2015/16120 -E sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptaline karar verilmesi talep edilmiş ise de, 5464 sayılı kanunun 44/2 maddesi kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri hakkında açılacak davalarda 1086 sayılı HUMK'un görev ve yetkiye ilişkin kurallarının uygulanacağını öngörmesi, halen yürürlükte bulunan 6100 sayılı kanunun 447/2 maddesinde yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı HUMK'a yapılan yollamaların 6100 Sayılı Kanunun karşılığını oluşturulan maddelerine yapılmış sayılacağı, 6100 Sayılı Kanunun 2/1-2 fıkralarındaki bu kanunda ve diğer kanunlarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin düzenleme ile 6102 sayılı TTK'nun 4/1-f maddesindeki mutlak ticari dava tanımı birlikte değerlendirildiğinde; bir konuda özel hüküm niteliğinde düzenleme bulunması halinde genel hükümlerin uygulanmayacağı da gözetilmek suretiyle davacı tarafından açılan davanın mutlak ticari dava mahiyetinde olduğu ve 5464 sayılı kanunu ile TTK'nun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davaya bakma görevinin 6502 Sayılı Kanun gereğince tüketici mahkemesine değil ticaret mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temlik alan vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temlik alan vekili, yasal düzenlemeler gereği harçtan muaf olduklarını belirterek bireysel kredi kartı borcundan kaynaklanan takip söz konusu olduğunu ve bu nedenle Tüketici Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ödenmeyen kredi kartı borcunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3 üncü, 73 üncü, ve 83/2 nci maddeleri.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.
Değerlendirme
Bilindiği üzere 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44 üncü maddesine göre; "...kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı HUMK’nun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Buna göre bankalarca kart hamili aleyhine açılan alacak ve itirazın iptali davaları yürürlükten kalkan 1086 sayılı HUMK’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerine ve dava konusunun değerine göre genel mahkemelerde görülmekteyken 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı yasanın 83/2 nci maddesinde ise "taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez." diyerek kanunun uygulama alanını daha da genişletmiştir.
Gerçekten 6502 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde “tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm mülga 4077 sayılı Yasanın 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle 6502 sayılı Yasanın tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73 üncü maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2 nci maddesinin açık hükmü nedeniyle yukarda sayılan sözleşme ve işlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir.
Tüm bu nedenlerle 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44 üncü maddesinde yer alan; "...kart hamilleri aleyhine açılacak davaları 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmünün de artık uygulanma imkanı kalmamıştır. Anılan yasa hükümleri gereği,6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden sonra 02.11.2015 tarihinde davacı bankanın kredi kartı hamili olan tüketiciye karşı açtığı davaya bakma görevi tüketici mahkemesine aittir. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.