"İçtihat Metni"
Davacı ... Sitesi A Blok Yönetimini temsilen ... ile davalı ... Genel Müdürlüğü aralarındaki menfi tespit davasına dair İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinden verilen 22/10/2020 tarihli ve 2018/430 E. 2020/799 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 25/03/2021 tarihli ve 2021/1349 E. 2021/3146 K. sayılı karara karşı, davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirket tarafından kaçak doğal gaz kullandığından bahisle haksız ve hukuka aykırı olarak 25.995,20 TL bedelli faturanın adına tahakkuk ettirildiğini, sayacın mührünün tahrip edildiğine ilişkin iddianın gerçeği yansıtmadığını, kaçak doğalgaz kullanmadığını, davalı şirkete bahse konu fatura nedeniyle toplam 33.912,20 TL tutarında ödemede bulunduğunu, ayrıca aboneliğinin iptal edilmesi nedeniyle yeni abonelik için de 6.028 TL güvence bedeli ödemek zorunda kaldığını, abonelik sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini, bu sebeple güvence bedelinin de istenemeyeceğini ileri sürerek; toplam 39.940,02 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacının doğal gaz sistemine müdahalede bulunmak suretiyle kaçak doğalgaz kullandığının tespit edilmesi üzerine, davaya konu fatura bedelinin sözleşme ve ilgili mevzuata uygun olarak tahakkuk ettirildiğini; önceki abonelik nedeniyle davacıdan alınan güvence bedelinin güncellenerek davacıya iade edildiğini, yeni abonelik nedeniyle güvence bedeli alınmasında ise herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davaya konu 25.995,20 TL bedelli fatura nedeniyle davacının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 25.995,20 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hüküm; tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 10/05/2018 tarihli ve 2016/17165 E. 2018/4990 K. sayılı kararla; (1) numaralı bentle; “...06.05.2011 tarihli müdahaleli/ şikayetli sayaç kontrol raporunda sayaç mühür/damgasının tahrip edildiği tespit edilmiştir. Buna göre hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli görülmediği gibi mahkemece de itibar edilmediği belirtildiği halde açıklayıcı ve yeterli hesaplama içeren bir rapor aldırılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir...” ,(2) numaralı bentle ise; “...Davacı, kaçak kullanımı kabul etmeyerek borcu ödememeleri üzerine davalı kurum tarafından doğal gazları kesilerek aboneliğin feshedildiğini, bir süre sonra zorda kalmaları nedeniyle borç olarak gözüken 33.912,02 TL’yi ve yeni abonelik için 6.028,00 TL abonelik parasını ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek toplam 39.940,02 TL’nin iadesini talep etmiştir. Mahkemece sadece
kaçak kullanım tahakkuku yönünden değerlendirme yapılarak davacının talep ettiği diğer alacak kalemleri yönünden bir değerlendirme yapılmaması ve bu bedeller yönünden hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; 02/09/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak, sayaç muayene raporundaki “ mühür tahrip edilmiştir” ibaresinin tek başına sayaca müdahale edildiği anlamını taşımayacağı, kaçak doğal gaz kullanımından söz edilemeyeceği, önceki abonelik sözleşmesinin haksız feshedildiği, bu sebeple yeni sözleşme uyarınca davacıdan tahsil edilen güvence bedelinin de davacıya iadesinin gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 36.689,79 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hüküm, davalının temyizi üzerine; Dairece verilen 25/03/2021 tarihli ve 2021/1349 E. - 2021/3146 K. sayılı karar ile onanmış; onama kararına karşı, davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan incelemede;
1) Düzeltilmesi istenilen Yargıtay kararında açıklanan gerekçelere göre, davalı vekilinin sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından hazırlanan ve 03/11/2002 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 52 inci maddesinde; “Dağıtım sistemine veya sayaca ya da tesisata müdahale edilerek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, tüketimin eksik veya hatalı ölçülerek ya da hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi,” kaçak doğal gaz kullanımı olarak tanımlanmış olup, 06/08/2004 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Kaçak veya Usulsüz Doğalgaz Kullanımı Durumunda Uygulanacak Usul ve Esasların” 3. maddesinde; “ Kaçak olarak kullanılan doğal gaz tüketim miktarı, Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 42 nci maddesi (a) ve (b) bentleri hükümlerine göre hesaplanır.”, 4. maddesinde; “ Kaçak olarak kullanılan doğal gaz tüketim bedeli; kaçak doğal gaz kullanım miktarı ve faturalandırmanın yapıldığı tarihteki cari perakende satış fiyatı esas alınarak hesaplanır. Dağıtım şirketi, müşterilerle yapacağı anlaşma ve sözleşmelerde kaçak doğal gaz kullanım miktarının % 200’üne kadar, tekerrürü halinde ise % 300’üne kadar "kaçak doğal gaz kullanım bedeli" uygulanabileceğine ilişkin hükümlere yer verebilir.”,
Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42 nci maddesinin ilgili (b) bendinde ise; “...son iki yılın aynı çeyrek dönemlerine rastlayan doğal gaz kullanım miktarlarının ortalaması esas alınır. Bu ortalama, benzer tüketim eğilimine sahip diğer müşteriler emsal alınmak suretiyle hesaplanan aynı dönemdeki tüketimlerin ortalaması ile kıyaslanır. Müşterinin tüketim ortalamasının; emsal alınan müşterilerin ortalamasından fazla olması halinde, emsal alınan müşterilerin tüketim ortalaması, az olması halinde ise, müşterinin kendi tüketim ortalaması esas alınarak sayacın ölçüm yapmadığı veya yanlış ölçüm yaptığı dönem tüketimleri hesaplanır ve tahakkuk ettirilir. Müşteriye ilişkin geçmiş yıla ait veri olmaması durumunda, hesaplamalar, benzer tüketim eğilimine sahip diğer müşterilere ilişkin veriler dikkate alınarak yapılır.”şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Öte yandan aynı Yönetmeliğin “ Güvence Bedeli” başlığı altında düzenlenen 39 uncu maddesinde de ; “Dağıtım şirketi, alacaklarını garanti altına alabilmek amacıyla, mekanik sayaç
kullanan abonelerden abonelik sözleşmesinin imzalanması sırasında bir defaya mahsus olmak üzere güvence bedeli alabilir.” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda; davacının, davalı şirketin doğal gaz abonesi olduğu, 06/05/2011 tarihli sayaç muayene raporu ile davacının sayaca müdahalede bulunmak suretiyle kaçak doğal gaz kullandığının tespit edildiği, akabinde davaya konu 25.995,20 TL bedelli faturanın tahakkuk ettirildiği, bahse konu fatura bedelinin gecikme zammı ile birlikte davacı tarafından davalı şirkete ödendiği; kaçak gaz kullanımı nedeniyle abonelik sözleşmesi feshedilerek sözleşme gereği ödenen güvence bedelinin de davacıya iade edildiği, ancak taraflar arasında imzalanan yeni abonelik sözleşmesi uyarınca güvence bedeli olarak bu kez 6.028 TL’nin davacıdan tahsil edildiği anlaşılmış olup; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacının kaçak gaz kullanımından bahsedilemeyeceği belirtilmekle birlikte, kaçak gaz kullandığının kabul edilmesi haline binaen ilgili yönetmelik madde hükümleri çerçevesinde hesaplama yapılarak, fatura bedelinin 12.237,12 TL olarak tahakkuk ettirilmesi ve bu bedele işleyecek gecikme zammının ise 2.196,77 TL olması gerektiği, buna rağmen fatura bedelinin gecikme zammı ile birlikte 30.661,79 TL olarak ödendiği belirtilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davacının kaçak doğal gaz kullandığı, 02/09/2019 tarihli bilirkişi raporu ile kaçak gaz kullanımına yönelik yapılan hesaplamanın, Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Kaçak veya Usulsüz Doğalgaz Kullanımı Durumunda Uygulanacak Usul ve Esaslara uygun, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli olduğu, yeni abonelik nedeniyle güvence bedelinin tahsil edilmesinde de herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle ödenen 6.028 TL güvence bedelinin iadesinin istenemeyeceği, ancak davacı tarafından davaya konu kaçak tahakkuk nedeniyle toplam 16.227,90 TL tutarında davalıya fazladan ödeme yapıldığı dikkate alınarak, 16.227,90 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu defa yapılan yeniden inceleme sonucu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair karar düzeltme isteğinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairece verilen 25/03/2021 tarihli ve 2021/1349 E. - 2021/3146 K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA ve hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 750,10 TL peşin alınan karar düzeltme ve temyiz harcının istek halinde düzeltme isteyen davalıya iadesine, 14/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.