Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7104 E. 2022/8658 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İtirazın iptali davasında, davanın açılmasından sonra borcun ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı ve davacıya icra inkar tazminatı ile vekalet ücreti takdir edilip edilemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İtirazın iptali davasında, davanın açıldığı tarihteki alacak miktarı üzerinden yargılama yapılması, dava sırasında yapılan ödemenin infaz aşamasında dikkate alınması ve davalı üniversitenin harçtan muaf olmasının davacının dava açarken talebe konu alacak miktarı üzerinden nispi harç yatırması zorunluluğunu ortadan kaldırmaması gözetilerek, yerel mahkemenin davanın konusuz kaldığına ve harçlandırılan miktar üzerinden icra inkar tazminatı ile vekalet ücreti takdirine dair kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

KARAR : Karar Verilmesine Yer Olmadığına

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı şirket vekili, davalı üniversite ile aralarında ilaç ve tıbbi malzeme alışverişinden doğan ticari bir ilişki mevcut olduğunu, şirketlerinin davalı üniversite bünyesinde bulunan hastane için muhtelif tarihlerde ilaç ve malzeme sattığını, malların fatura ve irsaliyeleri ile birlikte davalıya teslim edildiğini, bu nedenle davalı şirketten olan cari hesap alacaklarının 273.644,22 TL tutarındaki kısmı için davalıya ihtarname gönderilerek ödeme talep edildiğini, işbu ihtarnameyi 13.06.2020 tarihinde alan davalının kısmi bir ödeme yaptığını ve mal almaya devam ettiğini, bakiye 255.518,77 TL'nin ise ödenmediğini, İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2020/10513E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, takip tarihinden sonra peşin ödeme yöntemiyle yapılan satışlardan gelen tahsilatların fatura bedellerini aşan kısımlarının taraflarınca cari hesap alacağına mahsup edilmesi neticesinde dava tarihi itibariyle asıl alacaklarının 253.268,00 TL olduğunu beyan ederek; İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2020/10513E sayılı dosyasına yapılmış itirazlarının iptal edilerek takibin 253.268,00 TL asıl alacak ve tüm takip ferileri üzerinden devamına karar verilmesini, % 40'ı tutarında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiş, 15.03.2021 tarihli dilekçe ile; davalı/borçlu üniversitenin, dava tarihinden sonra, dava ve takip konusu alacak tutarına mahsuben şirketlerine toplam 253.268,00 TL ödeme yaptığını, davanın ödeme konusu 253.268,00 TL alacak yönünden konusuz kaldığını belirterek davalının icra dosyasındaki işleyecek faiz alacağı ile tüm ferilere yönelik itirazlarının iptaline, takibin bu alacaklar için devamına, davalı borçlunun takip tarihinden sonraki tüm kısmi ödemelerinin dosyanın infazında icra müdürlüğünce TBK.md.100 hükmü uygulanmak suretiyle dikkate alınmasını istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davacı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı/borçlu yanın dava tarihinden sonra, dava ve takibe konu alacağa mahsuben davacı yana 253.268,00-TL ödeme yaptığı, dava tarihinden sonra yapılan ödemeler sonrasında kalan 28.841,83-TL alacak bakiyesinin davacı vekilince talep edilmediğinin belirtildiği, davalı tarafından borcun ödendiği anlaşılmakla davanın konusuz kaldığı ancak davacının dava açıldığı sırada haklı olduğu kanaati mahkemece hasıl olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden davalının sorumlu tutulmasına, alacak miktarının yargılama neticesinde belirlenmesi nedeni ile tazminat talebinin reddine, davacının davasının 1.000,00 TL üzerinden açıldığı ve buna göre harç yatırıldığı anlaşıldığından davacı yararına bu miktar kadar vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı yanın tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davanın takibe konu 253.268,00 TL asıl alacak ve tüm takip ferilerine yönelik itirazın iptali talebi ile açıldığını, davalı tarafın faiz ve ferilerinin henüz ödemediğini, bu yönden alacaklı olduklarını, davadan sonra yapılan ödemelerin infazda dikkate alınması gerektiğini, davalı üniversite bir vakıf üniversitesi olarak 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Ek 7.maddesi gereğince harçtan muaf olduğundan, huzurdaki dava için de harcın alınmaması gerektiğini, sistemindeki dava açılış aşamalarında harçtan muafiyete yönelik bir tercih yapılması sistemsel olarak mümkün bulunmadığından, mecburen harca esas değer kısmına sembolik biçimde “1.000 TL” yazılmış durumda olduğunu, esas alınması gerekenin tevzi formu değil dava dilekçesi olduğunu, vekalet ücretine bu tutar üzerinden hükmedilemeyeceğini, alacağın likit olduğunu, alacak miktarının yargılama esnasında belirlenemeyeceğini, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği beyanıyla kararın istinaf incelemesi nezdinde kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı taraf, davalı harçtan muaf olduğundan kendilerinin dava açarken talep ettikleri bedel üzerinden harç yatırmadıklarını, UYAP sisteminin kabul etmediğini ileri sürmüş olup, sembolik olarak gösterilen 1.000,00 TL değer üzerinden harç yatırılarak yargılama yürütülmüş ve 15/03/2022 tarihinde sözlü aşama tamamlanarak karar tesis edilmiş olup, davacı, ödenen ve konusuz kalan miktar üzerinden (253.268,00 TL) ücreti vekalet verilmesini istemiş ise de; davalının harçtan muaf olması, anılan yasa hükümlerini bertaraf etmeyeceğinden, Yargıtay HGK'nun 2018/14-964 E.-2021/627K. sayılı kararı da bu yönde olduğundan, aleyhe bozma yasağı göz önüne alınarak reddedilmesi gerektiği, davacının inkar tazminatı talebi bakımından; borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunduğu, alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü mümkün görülmekle icra inkar tazminatına yönelik istemin kabulü ve harç yatırılmış olan 1.000,00 TL üzerinden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereği, İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/03/2022 tarihli ve 2021/745 Esas 2022/162 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın esası yönünden; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının likit olan alacak nedeniyle icra inkar tazminatının kabulüne, harcı yatmış 1.000,00 TL istek üzerinden %20 oranında 200 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı yararına bu miktar üzerinden vekalet ücreti tayinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava değerinin dava dilekçesinde 1.000,00TL olarak gösterilmesinin sembolik olduğunu, davalı harçtan muaf olduğundan kendisinin dava açarken nispi harç yatırmadığını ancak dava sırasında asıl alacağın ödenmiş olmasının işlemiş faiz ve feri alacakları ortadan kaldırmadığını, davalı üniversitenin, takip konusu faiz alacakları ile diğer takip ferilerini henüz ödemediğini, bu yönden alacaklı olduklarını, davadan sonra yapılan ödemelerin infazda dikkate alınması gerektiğini, kararda takip ferileri yönünden davalının itirazının iptali ile takibin bu feriler için devamına ve davadan sonra yapılan ödemelerin infazda dikkate alınmasına karar verilmesi yerine sadece davanın konusuz kalmasına karar verildiğini, davanın takip ferileri yönünden konusuz kalmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı vekili; alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesi, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 27-28. ve 32. maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 100. maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesi

3. Değerlendirme

1-Somut olayda davacı, davalı üniversitenin bir vakıf üniversitesi olarak 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Ek 7.maddesi gereğince harçtan muaf olduğunu, bu yüzden huzurdaki dava için kendisinden de harcın alınmaması gerektiğini, dava açılış aşamalarında harçtan muafiyete yönelik bir tercih yapılması sistemsel olarak mümkün bulunmadığından, harca esas değer kısmına sembolik biçimde “1.000,00 TL” yazıldığını, esas alınması gerekenin tevzi formu değil dava dilekçesi olduğunu belirtip dava dilekçesinde; bakiye ödenmeyen 255.518,77 TL alacakları için başlattıkları icra takibine davalının itiraz ettiğini, takip tarihinden sonra peşin ödeme yöntemiyle yapılan satışlardan gelen tahsilatların fatura bedellerini aşan kısımlarının taraflarınca cari hesap alacağına mahsup edilmesi neticesinde dava tarihi itibariyle asıl alacaklarının 253.268,00 TL olduğunu belirterek, İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2020/10513 esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin 253.268,00 TL asıl alacak ve tüm takip ferileri üzerinden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece dava tarihinden sonra yapılan ödemeler dikkate alınarak davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiş, davacı vekilinin başvurusu üzerine istinaf mahkemesince mahkeme kararı kaldırılarak yine konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ancak harçlandırılan 1.000 TL miktar üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesine ve bu miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesine dair karar tesis edilmiştir.

2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup, alacağın var olup olmadığının tespitinde dikkate alınması gereken tarih takip tarihidir. Eldeki davada davalı tarafından dava açıldıktan sonra takip konusu 253.268,00 TL asıl alacak ödenmiş olup, bölge adliye mahkemesince 253.268,00 TL asıl alacak miktarı ödenmiş olduğundan konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava harcı dava dilekçesinde gösterilen 1.000,00TL üzerinden yatırılmış olmakla bu miktar üzerinden %20 oranında 200 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de; itirazın iptali davasında dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınması gerekmekte olup, mahkemece de yargılamanın dava tarihindeki durum gözetilerek yürütülmesi gerekir.

Hal böyle olunca; davacının dava dilekçesindeki talebi doğrultusunda davanın açıldığı tarihteki alacak miktarı üzerinden yargılama yapılması, dava sırasında yapılan ödemenin infaz aşamasında dikkate alınması, faiz ve feriler ile vekalet ücreti yönünden de dava tarihindeki miktarın esas alınması gerekirken, hatalı ve yanılgılı şekilde dava tarihinden sonra yapılan ödeme nedeniyle davanın konusuz kaldığının kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

2. Dava harçları kamu düzeni ile ilgili olduğundan, bu yönden re'sen yapılan incelemede; 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 27-28. maddelerine göre; harca tabi davalarda, her dava açılırken davacıdan bir başvurma harcı ve nisbi harca tabi davalarda nisbi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılır ve HUMK'nın 409. maddesi (6100 sayılı yasanın 150. maddesi) uyarınca süresinde tamamlanarak yenilenmez ise açılmamış sayılmasına karar verilir.

Yine aynı Kanun'un "Harç Ödenmeyen İşlemler" başlığını taşıyan 32. maddesinde ise, "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır." hükmü getirilmiştir.

Kural olarak yargı harçlarının davanın açıldığı sırada ödenmesi gerekir. Harcı ödenmeyen dava dilekçesinin kabul edilip, mahkeme esas defterine kaydının yapılması halinde bahsi geçen Kanun'un 30. ve 32. maddeleri gereğince ödenmesi gereken harç miktarının belirlenerek ikmal edilmesi talep edilmelidir.

Bu doğrultuda davalı üniversitenin harçtan muaf olması davacının dava açarken talebe konu alacak miktarı üzerinden nispi harç yatırması zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağından mahkemece öncelikle davacıya dava ve talep konusu değer üzerinden alınması gereken nispi harcın tamamlanması için usulünce ihtarat yapılarak süre verilmesi, bu sürede harç tamamlanır ise yukarıda 1 nolu bentte açıklanan gerekçelere göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler nazara alınmaksızın hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Bozma nedenine göre davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,

Davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.