"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İLİÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı ... ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, köylerinin bulunduğu İliç İlçesinde, davalı şirketin EPDK lisansı ile HES inşaa edip işlettiğini, barajda su tutulması nedeni ile evlerinin boşaltıldığını, davalı ile aralarında yapılan protokol gereği prefabrik ev yapıldığını ancak evlerin elektrik, yol, su gibi alt yapısının bulunmadığını, türlü vaatlerde bulunup evlerinin boşaltıldığını bu şekilde sözleşme imzalatırken iradelerinin fesada uğratıldığını ileri sürerek, alt yapısız teslim edilen evlerin bu eksikliklerinin giderilmesinin maliyeti hesaplanarak, maliyet bedelinin tazminat olarak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, alt yapıdan kendisinin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; dosya kapsamı ve tanık beyanlarından davacılara dava konusu yapıların 2014 yılında teslim edildiği, TBK 39. maddesi kapsamında 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, davacının davasının hak düşürücü süresinin geçmiş olması nedeniyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esastan reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılarak, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, bu kez hüküm davacı ... ile davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Davacı ...'ın temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.
2-Davalı vekilinin davacı ...'a yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.
3-Davalı vekilinin davacı ...'a yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Dava, irade bozukluğu sebebiyle (aldatma hukuksal sebebine dayalı) 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 36. ve 39. maddelerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, 12/08/2014 tarihli protokolün 3/C hükmü gereği konutların su, kanalizasyon, elektrik, telekom vb. tüm alt yapı işlerinin maliklerce yapılacağı belirtildiğinden davanın reddine karar verilmiş olup; hükmün davacılar tarafından istinafı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu yapıların 2014 yılında teslim edildiği, TBK 39. maddesi kapsamında 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacılardan ...'ın 08/05/2015 tarihinde kısıtlandığı, işbu davanın ise 02/11/2017 tarihinde bizzat davacı tarafından açıldığı, öncesinde kısıtlı adına dava açılması için vesayet makamından izin alınmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 448. maddesinde; vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil edeceği, 462/8. maddesinde; vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği hususları düzenlenmiştir. Dava ehliyeti, 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartı olup, aynı Kanun'un 115/2. maddesi uyarınca da dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkündür. Böylece vasinin, vesayet makamından yargılamaya devam edilebilmesi için usulüne uygun izin alması gerekmektedir. Buna göre Dairemizin 13.04.2022 tarihli geri çevirme kararı sonucunda ilk derece Mahkemesince, davacı ...'ın vasisine tebligat gönderilmiş ise de, olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediği anlaşıldığından, vasinin bu hususa ilişkin beyanının alınarak sonucuna göre davacı ... hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmektedir.
4-Bozma sebebine göre, davalının davacı ...'a yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı ...'ın tüm ve davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, 4. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 21,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz edenlerden davacı ...'a yükletilmesine, dosyanın HMK'nın 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.