Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7562 E. 2022/9028 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Elektrik aboneliğinde yanlış çarpım faktörü uygulanması nedeniyle tahakkuk ettirilen fark bedel faturasına ilişkin menfi tespit davasında, zamanaşımı ve kusur durumu değerlendirilerek hesaplanacak miktarın belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, eksik tahakkuk bedelinin ilgili yönetmelik maddeleri ve davalının kusuru değerlendirilmeden hesaplandığı, raporun denetime elverişli olmadığı ve uzman bilirkişilerce hazırlanmadığı gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı şirketin elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafından çarpan hatası nedeniyle faturaların eksik tahakkuk ettirildiğinden bahisle, 01/01/1983 ile 10/03/2009 tarihleri arası dönem için toplam 26.175,90 TL tutarında fark tahakkuk yapıldığını, tarafına kusur atfedilemeyeceğinden sorumluluğuna da gidilemeyeceğini, tahakkuk işleminin hukuka aykırı olduğunu, talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek; faturanın iptali ile toplam 26.175,90 TL'den davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.

Davalı; çarpan hatasından kaynaklı eksik tahakkuk yapılmış olması nedeniyle davaya konu faturanın mevzuata uygun olarak tahakkuk ettirildiğini, davacının süresinde faturaya itiraz etmediğini, gerçekleşen olayda davacının kusurunun bulunmamasının sorumluluğuna gidilemeyeceği anlamına gelmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davacının, davalı şirketin elektrik abonesi olduğu, davalı tarafından yanlış çarpım faktörü uygulanması nedeniyle faturaların eksik tahakkuk ettirildiği, bu sebeple sonrasında yapılan fark tahakkukun hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen hüküm; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 09/02/2012 tarihli ve 2011/17626 E. - 2012/2464 K. sayılı ilamıyla; davacının zamanaşımı defi hususunda mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu husus değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece; davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının 26.175,90 TL'den davalıya borçlu olmadığının tespitine dair verilen hüküm, davalının temyizi üzerine; Dairece verilen 12/0972013 tarihli ve 2013/9962 E. - 2013/12570 K. sayılı ilamla; davacının davalı şirketin abonesi olup, davalı tarafından faturaların eksik tahakkuk ettirilmesi nedeniyle, 01/01/1983 ile 10/03/2009 tarihleri arası dönem için fark tahakkuk yapılarak davaya konu faturanın düzenlendiği, öte yandan davaya konu alacağın taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki nedeniyle 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu dikkate alınıp, talep edilebilecek alacak bedelinin tespiti noktasında, konunun uzmanı bilirkişilerden ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; 11/03/2014 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, 10/03/2009 tarihinden geriye dönük 10 yıl süreyle sınırlı olarak fark tahakkuk yapılabileceği, tüm bu nedenlerle davalının davacıdan 19.931,52 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının 19.931,52 TL'den borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine; Dairece verilen 12/02/2015 tarihli ve 2014/20900 E. - 2015/2173 K. sayılı ilamla;

"...Mahkeme kararının gerekçe bölümünde, davalının 19.931,52 TL eksik tahakkuktan dolayı alacaklı olduğunun tespit edildiği açıklanmasına yer verilmiş iken; hüküm kısmında ise, davacının davalıya 19.931,52 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Gerekçeli kararın, gerekçe ve hüküm bölümlerinin çelişkili olduğu..." gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece, aynı gerekçeler tekrar edilerek verilen direnme kararı, tarafların temyizi üzerine; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/09/2021 tarihli ve 2017/3-3097 E. - 2021/1050 K. sayılı ilamıyla;

"...menfi tespit talep edilen eldeki davada, yerinde ve yeterli görüldüğü belirtilmek suretiyle benimsenen bilirkişi raporunda davalının 19.931,52TL eksik tahakkuktan dolayı alacaklı olduğunun tespit edildiği belirtilmesine karşın davalının davacı kurumdan 19.931,52TL fazla tahsilat yaptığı gerekçesiyle “davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davalının 19.931,52 TL'yi davacıdan fazla tahsil etmesi nedeni ile; davacının davalıya 19.931,52TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Şu hâlde, gerekçeli karar kendi içinde ve hükümle çelişkili vaziyettedir..." gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece; 11/03/2014 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak, 10/03/2009 tarihinden geriye dönük 10 yıl süreyle sınırlı olarak fark tahakkuk yapılabileceği, tüm bu nedenlerle davalının davacıdan 19.931,52 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının davaya konu fatura nedeniyle davalıya 6.244,31 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre; taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281 inci maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği, ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.

Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu, aynı zamanda taraf ve Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca çıkarılan 09/11/1995 tarihli (Mülga) Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin "Abonenin Kusuru Dışındaki Hususlar" başlıklı 44 üncü maddesinde; " Abonenin kusuru dışında olan hususlara kaçak elektrik işlemi uygulanmaz. Ancak kaçak ve usulsüz elektril kullanımı dışında kalan hatalı okuma, hatalı hesaplamalar sonucunda şirket veya müşteri lehine doğan alacaklarda doğru kaydetmiş sayaç değerleri var ise sayaç değerleri, yok ise 41 ici maddeye göre ortalama aylık tüketim hesaplanarak ait olduğu tüketim dönemlerindeki birim fiyatlar dikkate alınmak suretiyle fatura düzenlenir. ";

Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği'ni yürürlükten kaldırarak 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin " Hatalı bildirimde bulunulması" başlıklı 23 üncü maddesinde ise; " Ödeme bildirimine ilişkin hatalar; hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi hususlardır.

Hatalı bildirimlere karşı, müşteri tarafından fatura tebliğ tarihinden itibaren (1) yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile müşterinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda müşteri, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihinden önce ödeyebilir. Bu durumda müşteriye 24 üncü madde hükümleri uygulanmaz.

İtiraz, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından başvuru tarihini izleyen en geç (10) iş günü içerisinde incelenerek sonuçlandırılır.

İtirazın dağıtım şirketini ilgilendiren hususlarla ilgili olduğunun tespit edilmesi hâlinde, itiraz geliş tarihinden itibaren perakende satış lisansı sahibi tarafından iki iş günü içerisinde dağıtım şirketine iletilir. Dağıtım şirketi itirazın kendisine ulaştığı tarihten itibaren (10) iş günü içerisinde inceleme sonuçlarını perakende satış şirketine bildirir. İnceleme sonuçları perakende satış şirketi tarafından en geç (3) iş günü içerisinde müşteriye yazılı olarak bildirilir.

İnceleme sonucuna göre itirazın haklı bulunmaması hâlinde, itiraza konu tüketim bedelinin eksik tahsil edilen kısmı, müşteriden tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan; yanlış çarpım faktörü uygulanması suretiyle yapılan tahakkuk işleminde gereken dikkat ve özenin gösterilmemesi nedeniyle, 6098 sayılı TBK’nın 114. maddesi (818 sayılı BK’nın 98/2) delaletiyle TBK’nın 52. (BK’nın 44.) maddesi uyarınca, davalı ... şirketinin % 50 oranında müterafık kusurlu olduğu açıktır.

Somut olayda; taraflar arasında 01/01/1983 tarihli elektrik abonelik sözleşmesinin imzalandığı, davalı şirket tarafından 01/01/1983 tarihi ile aboneliğe konu sayacın söküldüğü tarih olan 10/03/2009 tarihleri arası dönemde yanlış çarpım faktörü uygulanması nedeniyle tüketime esas faturaların eksik tahakkuk ettirildiğinden bahisle fark tahakkuk yapılarak, davaya konu 30/04/2009 son ödeme tarihli ve 26.175,90 TL bedelli faturanın davacı adına tahakkuk ettirildiği, eldeki davanın işbu faturadan kaynaklı menfi tespit istemiyle açıldığı anlaşılmış olup, fatura tahakkukuna konu edilen dönemler dikkate alındığında, uyuşmazlığın çözümünde mülga Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği'nin 44 üncü maddesi ile mülga Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 23 üncü maddesinin uygulanacağı sabittir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; eksik tahakkuk bedelinin, bahse konu yönetmelik maddeleri değerlendirilmeksizin, davaya konu fatura bedeli üzerinden tahakkuka esas alınan süreye oranlama yapılmak suretiyle zamanaşımına uğramayan kısım için hesaplandığı, raporun denetlenemediği anlaşılmaktadır. Rapor, bu haliyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı gibi konunun uzmanı bilirkişilerce de hazırlanmamıştır.

Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davaya konu alacağın bir kısmının zamanaşımına uğradığı dikkate alınarak, 10/03/2009 tarihinden geriye dönük 10 yıllık süreyle sınırlı olacak şekilde davalı şirketin davacı taraftan isteyebileceği yanlış çarpım faktöründen kaynaklı fark tahakkuk bedelinin tespiti noktasında, eksik tahakkukun yapıldığı ilgili dönemlerde yürürlükte bulunan yukarıda anılan mülga yönetmelik maddeleri çerçevesinde hesaplamayı içerir, konunun uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi heyetinden, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması ve bu suretle belirlenecek fark tahakkuk bedelinden, davalının % 50 müterafik kusuru oranında indirim yapılmak suretiyle, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428inci maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.