Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7724 E. 2023/842 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ortak murisin borcunu ödediğini iddia eden davacının, diğer mirasçıya rücuan yaptığı icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasında, rücu koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ödendiği iddia edilen borcun, murisin borcu olduğunun ve rücu koşullarının oluştuğunun ispatlanamaması gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/710 E., 2022/1225 K.

KARAR : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/117 E., 2021/470 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ... ile davalının ortak murisi ...'ın 30.05.2015 tarihinde vefat ettiğini, ...'ın vefat ettiği tarihte Kocaeli Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi'ne ve Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O'ya borçları bulunduğunu, bu borcun müvekkili ... tarafından ödendiğini, bu belgelere istinaden taraflarınca 17.06.2019 tarihinde, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü'nün 2019/100634 E. sayılı dosyası ile diğer mirasçı davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, söz konusu borçların davacının kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere murise çektirilen ve davacı tarafından kullanılan kredi borçları olduğunu, davacının, anne ve babası ölmeden önce onları borçlandırıcı yönde birçok işlem tesis ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere murisin, emekli olduğu herhangi bir işle iştigal etmediği, muris adına çekilen kredilerin davacı ...'ın ihtiyaçları için kullandığı ve babaları ölünceye kadar da taksitlerinin ...tarafından ödendiği, davacı tarafından murisin borcu olarak ödenen borçların aslında kendi borçları olduğu, bu durumu mirasın paylaşılması için yapılan aile toplantısında bizzat kendisinin ifade ettiği, dolayısı ile davalının hakkında yapılan takibe itirazında haklı olduğu anlaşılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, yerel mahkeme kararının usul ve esas bakımından hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, muris ...'ın kurucusu olduğu ... Seyahat ... Ltd. Şti. adlı seyahat firmasının kurucu yetkilisi olarak vefat ettiği tarihe kadar ticaretle ilgilendiğini, adına kayıtlı araç ile iş yaptığını, bu işler karşılığı paralar kazandığını ve bu paralarla kredilerin ödendiğini, ayrıca muris vefat etmeden önce borcun ... tarafından değil, muris ...'ın banka hesaplarından banka tarafından çekilerek tahsil edildiğini, bu hususa ilişkin ...'ın hesap hareketleri incelenerek gerçek durumun tespit edilebileceğini, muris ...'ın borçlarının murisin vefatından sonra vekil eden tarafından, babasına ve babasının hatırasına duyduğu saygı nedeni ile ödendiğini, dosya kapsamında, vekil edenin mirasçılık nedeni ile rücu edebileceği miktara ilişkin bilirkişi raporu bulunduğunu, raporda belirtilen miktar üzerinde alacak hakları mevcutken aksine karar verilmesi ve vekil eden aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin açıkça hukuka usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ilk derece mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçelerindeki hususları tekrar ederek, alınan bilirkişi raporunana göre, davalının mirasçılık nedeni ile rücu edebileceği miktara ilişkin tespit bulunduğunu, bu miktar üzerinde alacak hakkının mevcut olduğunu, ayrıca kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; ortak murise ait borcun ödenmesi iddiasıyla mirasçılık payı oranında rücu edilmesine yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 682 nci maddesinde; "..paylaşma sözleşmesinde ödenmesi kendisine yükletilmemiş olan bir tereke borcunu veya üzerine aldığı miktardan fazlasını ödeyen mirasçı, diğer mirasçılara rücu edebilir" düzenlemesi mevcuttur.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı ile davalının kardeş olmaları ve ilk derece mahkemesince dinlenen tanık beyanlarına göre davacı tarafından ödenen borcun murisin borcu olduğu ispatlanmadığına ve rücu koşullarının oluşmadığının anlaşılmasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.