"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2293 E., 2022/1624 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ :... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/88 E., 2019/392 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların 17.05.2016 tarihinde vefat eden...'in çocukları olduğunu, dava konusu alacağın İstanbul İli, Kocasinan Mahallesi, 15738 parsel nolu taşınmazın Bahçelievler Belediye Başkanlığı tarafından 18.07.2013 tarihinde kamulaştırılmasından kaynaklandığını, bu kamulaştırma kararına istinaden muris...'in vermiş olduğu vekaletname ile davalı ... tarafından 729.120 TL tahsil edilmesine rağmen bu paranın murise ödenmediğini, bu nedenle müvekkillerince... 10. İcra Müdürlüğünün 2017/17912 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, davalının bu parayı murise ödemediğine ilişkin icra dosyasında ikrarının bulunduğunu belirterek, davalının... 10. İcra Müdürlüğünün 2017/17912 esas sayılı icra takibine itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, taşınmazın diğer hissedarlarından satın aldığı payları, taşınmazda elbirliği ile mülkiyet durumu söz konusu olması nedeniyle üzerine alamadığını, inançlı akitle babasının üzerine tescil ettirdiğini, bu nedenle tahsil ettiği kamulaştırma bedelinin kendisine ait olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, muris...'in kendisine verdiği vekaletnameye istinaden Belediyeden aldığı 729.120 TL kamulaştırma bedelini vekil edene ödemekle yükümlü olduğu, davalının icra takibine itirazının yerinde olmadığı, davalı ile muris arasındaki ilişkinin inançlı işlem olduğu iddiasının ise yazılı delillerle kanıtlanamadığı, davalı tarafça inanç sözleşmesinin ispatı için sunulan protokolün, muris... ile bir ilgisinin bulunmayıp, taşınmazdaki diğer hissedarlarla ilgili olduğu, davalı vekilinin tanık dinletme talebine, davacılar vekilince muvafakat edilmediği, böylece davalı vekilinin murisle inanç sözleşmesi yapıldığı iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne; davalının... 10. İcra Müdürlüğünün 2017/17912 esas sayılı icra takibine itirazının 328.104 TL asıl alacak ile bu miktarın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın %20 si oranında davalının inkar tazminatına mahkumiyetine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinafa Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekilin davaya konu meblağı tahsil ettiği tarihte ayrıca bir ihtara gerek bulunmaksızın vekil edene ödemekle yükümlü olduğundan tahsil tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, takip tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf incelemesi sonucu davanın kabulüne karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
2. Davalı istinaf dilekçesinde özetle, takibe itirazında davacıların miras hakkı olarak talep ettikleri bedele itiraz etmediğini, inanç sözleşmesi sebebiyle davacılara borçlu olmadığı savunmasında bulunduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf incelemesi sonucu davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yerel mahkemece verilen kararın taraflar yönünden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yinelemek suretiyle verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekil olan davalının hesap verme yükümlülüğüne dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1 inci maddesi şöyledir.
“Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.”
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun hesap verme başlıklı 508 inci maddesi şu şekildedir;
“Vekil, vekâlet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene vermekle yükümlüdür. Vekil, vekâlet verene tesliminde geciktiği paranın faizini de ödemekle yükümlüdür.”
3.Değerlendirme
1. Dava hukuki niteliği bakımından Türk Borçlar Kanunu’nun 508 inci maddesine (818 sayılı Borçlar kanunu’nun 392 inci maddesi) dayanan vekilin hesap verme yükümlülüğünden kaynaklanmaktadır. TBK’nun 508 inci maddesi, Vekilin, vekâlet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene verme borcu ile borç para borcu ise tesliminde geciktiği paranın faizini de ödeme borcunu düzenlemiştir.
2. Davacılar, davalı vekil aleyhine 328.104 TL asıl, 122.890 TL işlemiş faiz tutarı üzerinden icra takibi yapmış, mahkemece de asıl alacak üzerinden hüküm kurulmuştur.
3. Somut olayda; davalı vekilin tahsil ettiği parayı anılan yasal düzenlemeye göre derhal müvekkiline ödeme zorunluluğu bulunduğundan davaya konu taşınmazın kamulaştırma bedelinin, davalının parayı belediyeden tahsil ettiği 17.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacılara verilmesi gerektiğinden, mahkemece davacıların işlemiş faiz alacağı hesaplanmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacılara iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.