"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1075 E., 2022/1182 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/354 E., 2022/75 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; taşınmaz satıcısı dava dışı kişi ve davalı Kooperatif başkanının taşınmazın kat karşılığı alım satımı konusunda anlaşarak sözleşme imzaladıklarını, davalı alıcının gayrimenkulün rayiç bedeli üzerinden %3 komisyon ücreti ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini ancak bu bedeli ödemediğini, komisyon ücretinin tahsili için başlattığı icra takibine de haksız itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptalini ve lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; sunulan imza sirkülerinde görüleceği üzere yönetim kurulu başkanının, imzasının yanında bir yöneticinin daha imzası ile Kooperatifi temsil ve ilzama yetkili kılındığını, takibe konu sözleşmede Kooperatif başkanının imzası bulunduğunu ancak Kooperatifi temsile yetkili ikinci kişinin imzasının bulunmadığını, Kooperatif başkanının tek başına Kooperatifi borçlandırma yetkisi olmadığını, taşınmaz bedeli 15.000.000 TL olmakla talep edilen miktarda alacak doğamayacağını, sözleşmede davacının imzaasının da bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatı talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Kooperatifin temsili hususunda sözleşme imzalayan şahsın tek başına yetkili olmadığı, Kooperatifin temsilinin iki imza ile yapılması gerektiği ve talep edilen miktarın neye göre belirlendiği anlaşılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; 17.03.2010 tarihli Gayrimenkul Alım Satım ve Komisyon Sözleşmesinin gereklerinin yerine getirildiğini ve tapu devrinin de gerçekleştiğini, 06.06.2011 ve 05.06.2012 tarihli protokoller ile de yeni vadeler belirlenerek yine ödeme vaat edildiğini, imzanın davalı Kooperatif başkanına ait olduğu hususunda da uyuşmazlık bulunmadığını, buna göre ikinci imzanın eksikliğinin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ve hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı alıcı ve dava dışı satıcı arasında 17.03.2010 tarihli kat karşılığı arsa alımına dair sözleşme imzalandığı, simsarın alacağının 450.000 TL olarak belirlendiği, arsa maliki ile Kooperatif arasında 27.06.2010 tarihinde kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin akdedilmesiyle Kooperatif yönünden kazandırıcı hususların yerine getirildiği, bedel ödeme yükümlülüğün yerine getirilmesi sırasında sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımı teşkil edeceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı hususların hukuk düzeni tarafından korunamayacağı, sözleşmede satıcının alacağının 450.000 TL olarak belirtilmiş olması ile geçerli bir simsarlık sözleşmesinden bulunduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle; davacının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Kooperatif ana sözleşmesi ile yönetim kurulu başkanının mutlak imzasının yanında bir yöneticinin daha imzası ile temsil ve ilzama yetkili kılındığını, davanın dayanağı olan sözleşmede ikinci kişinin imzasının olmadığını, bu sebeple müvekkili Kooperatifin sözleşmeden dolayı borçlu olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, simsarlık sözleşmesinden doğan alacak için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi şöyledir:" Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz."
2. Hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralının amacı, hâkime özel ve istisnai hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme olanağını sağlamaktır.
3. Bir hakkın kullanılmasının açıkça adaletsizlik oluşturduğu, gerçek hakkın tanınması ve bireyin korunması için tüm hukuki yolların kapalı bulunduğu zorunluluk hallerinde, 4721 sayılı kanun'un 2 nci maddesi uygulama alanı bulur ve olağan üstü bir imkan sağlar; haksızlığı düzeltici, yasadaki kuralları tamamlayıcı fonksiyonunu yerine getirir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 25.1.1984 tarihli ve 1983/3 E., 1984/1 K. sayılı Kararı).
4. Ancak, önemle belirtilmelidir ki, bu kuralın taliliği (ikinciliği) de gözetilerek her soruna öncelikle kendisine ait kanun hükümlerinin uygulanması asıl olmalıdır.
5.Gerçekten de, hukukun tüm alanlarında, uygulama niteliğine sahip olan hakkın kötüye kullanılması ve özellikle çelişkili davranış yasağı, şekle aykırılığı ileri sürme hakkı içinde, bir sınır teşkil ettiği, buyurucu olması nedeni ile hâkim tarafından doğrudan gözetileceği; öğreti ve uygulamada tartışmasız kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 2.10.1974 tarihli ve 2/810-1043; 7.2.1983 tarihli ve 4/24-1276; 7.2.2001 tarihli ve 2000/13-1729-32 sayılı kararları).
3.Değerlendirme
Yukarıda yer verilen hukuk kuralına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.