"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2012/244 E., 2022/500 K.
BİRLEŞEN 2014/527 ESAS SAYILI DOSYADA
KARAR : Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı ...
Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil,alacak,tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... Vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı ... tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1-Asıl davada davacı; davalı ... ile ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş arasında imzalanan 20.06.2006 tarihli sözleşmeyle; ...’na ait... ili ...İlçesi ... Mahallesinde bulunan taşınmaza 512 daire yapılması ve yapılan dairelerden % 25’inin ...Belediyesi’ne ait olacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra davalıların yoğun bir şekilde satış kampanyasına başladıklarını, açıklamaları nedeni ile halkta güven ve inanç oluşturulduğunu, ...Belediyesinin güven telkinleri dikkate alınarak K Blok 9. Kat 20 Bağımsız bölüm sayılı taşınmazın, ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’den 108.000 TL bedel karşılığı satın alındığını ve satış bedelinin ödendiğini, sözleşmede teslim süresi 24.05.2010 tarihi olmasına rağmen davalılarca teslim yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, teslim ve tescil yönünden davalılara başvurulması üzerine ...Belediyesi tarafından sözleşmenin feshedildiğinden bahisle bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, fesih nedeniyle davalı ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin işten el çektirilerek yapılan inşaatlara ... tarafından el konulduğunu ileri sürerek, taraflar arasında imzalanan satım sözleşmesinin feshinin tespitine, ödenmiş olan bedelden 10.000 TL'sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, gayrimenkulün sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmemesi nedeni ile dairenin sözleşme ve katalogda gösterilen standartlara göre tamamlanmış olması halinde elde edilecek olan mahrum kalınan rayiç kira bedellerine karşılık şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın kira bedellerinin tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, uğramış olduğu manevi zararların giderilmesi için 20.000 TL manevi tazminatın işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
2- Birleşen davada davacı; davalıların 20.06.2006 tarihli sözleşme ile ...Belediyesi'ne ait ...... Mah. yer alan taşınmaz üzerine inşaat yapılmasını konu alan “... Mah. Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi” imzaladıklarını, dava dışı ...'in, 10.05.2010 tarihli sözleşme ile davalı ......A.Ş.'nin yapımcılığını üstlendiği ... ...Konutlarından K Blok 9. Kat 20 nolu bağımsız bölüm ile 10. kat 22 no.lu bağımsız bölümü 145.000 TL + KDV =146.450 TL. peşin bedelle satın aldığını ve bedeli ödediğini, ayrıca sözleşmenin 8. maddesi uyarınca “alıcının sözleşme konusu bağımsız bölümü 3. kişiye devretmesi halinde” ödemesi gereken komisyon bedelini de ...'in ... A.Ş.'ye ödediğini, dava dışı ...'in, ...'tan satın aldığı iki daireyi 21.09.2010 tarihli protokol ile 145.000 TL karşılığında devrettiğini, bu yolla tüm haklarına halef olduğunu, davalı ... A.Ş.'nin, iki adet daireyi en geç 30.12.2010 tarihinde teslim etmesi gerektiğini ancak bu güne kadar bu dairelerin teslim edilmediğini, davalı ... Belediyesinin güven sorumluluğu ilkesi uyarınca ödediği devir bedelinden sorumlu olduğunu, bu konutların ...Belediyesi güvencesinde ve sorumluluğunda olduğu ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile;... İli, ...İlçesi, ... Mevki, 27108 Ada, 1 Parsel, K Blok 8. Kat 20 Bağımsız bölüm nolu taşınmaz ile 10.Kat 22 Bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, teslim tarihi olan 30.12.2010 tarihinden dava tarihine kadar 11.600-TL rayiç kira bedelinden mahrum kalınmasından kaynaklanan zararının, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ......A.Ş'den tahsiline, Tapu iptal ve tescil talepleri kabul görmez ise; evlerin devir bedeli için ödenen toplam 145.000-TL nin 21.9.2010 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, teslim tarihi olan 30.12.2010 tarihinden bu yana işleyecek 11.600-TL rayiç kira bedeli ve uğranılan menfi zararının işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ......A.Ş den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl davada
1-Davalı ... vekili; davacının ihtilaf konusu talepleri yönünden dava tarihinden önce başvuru yapılmadığını, dolayısıyla temerrütün oluşmadığını, ...’nın satış sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi herhangi bir satış bedelinin de ödenmediğini, buna göre husumet yöneltilemeyeceğini, davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin şekil şartlarından yoksun olup geçersiz olduğunu, davacının taleplerinin ancak yüklenici firmanın edimini eksiksiz olarak yerine getirmesi halinde talep edebileceğini, davalı şirketin Belediyeye karşı yüklendiği edimleri eksiksiz olarak yerine getirmediğinden gerek yüklenici şirketin ve gerekse de halefi olan davacının herhangi bir talepte bulunamayacağını, yüklenici şirketin Belediye ile imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında edimlerini gereği gibi ve zamanda yerine getirmediğinden sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedildiğini, mahkemenin görevli olmadığını, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
2-Davalı ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş vekili; şirket ile diğer davalı ... arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanarak, ...Konutlarının inşaatına başlandığını, şirketçe sözleşmeye dayanılarak konutların satışına başlandığını, sözleşme gereğince şirket tarafından diğer davalı ...'na daireler teslim edildikten sonra sözleşmenin belediyece feshedildiğini, diğer davalınının şirkete karşı edimlerini yerine getirmediğini, şirkete hak edişlerini ödemediğini, şirketin zarara uğradığını, şirketin dairelerin teslim edilmesindeki gecikmede ve tapu kayıtlarına ilişkin gecikmede herhangi bir kusurunun bulunmadığını, şirketin de davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davacının kira bedeli istemesinin de sözleşmeye göre hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Birleşen davada;
1-Davalı ... Belediyesi vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığını ve bu sebeple geçerliliğinin bulunmadığını; Belediye'nin kefalet sorumluluğunun olmadığını; davacının Belediye ile arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, davacı ile diğer davalı arasında yapılan satış sözleşmesinde Belediye yetkililerinin imzasının olmadığını, diğer davalı ...'ın projeyi ihale ile aldığını ancak Belediye'ye karşı olan taahhütlerini de verilen süre uzatımlarına rağmen yerine getirmediğini, belediyenin zarardan sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
2- Davalı ... A.Ş; davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
1-Asıl dava dosyası yönünden; davacı ile davalı ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki satış sözleşmesinin kararlaştırılan tarihte ifa edilmediği, ...Belediyesi ile ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş arasında sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedilmesi neticesi ifasının da mümkün olmadığı, yüklenici ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından, ... aleyhine... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/409 esas sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kâr’ı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin sorumlu olduğu, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan onaylanarak geçen mahkememiz dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesiyle sadece ödenen bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği, ödenen bedelden davalıların birlikte sorumluluklarının bulunduğu, her ne kadar davalı ... vekili tarafından aynı taşınmaz yönünden 2014/527 ve 2012/343 esas sayılı dosyaları ile dava açıldığını ve mükerrerlik bulunduğunu iddia etmiş ise de; mahkemenin 2012/343 esas sayılı dava dosyasında; davacı ...... tarafından açılan davada, dava konusu K Blok 9. Kat 20 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın ...'a satıldığından bahisle açılan davadan feragat edildiği, dolayısıyla asıl taşınmazı satın alan ..... tarafından taşınmazın ...'a satış yapıldığının kabul edildiği ve açmış olduğu davadan feragat edildiği, buna göre mükerrerlikten bahsedilemeyeceği, diğer taraftan birleşen 2014/527 esas sayılı dava dosyasında ise 10.05.2010 tarihli sözleşmeye dayanılarak K Blok 9. Kat 20 nolu taşınmazın ... isimli şahsa satışının yapıldığı, bu şahıs tarafından da 21.09.2010 tarihinde ...'ya devredildiğinin belirli olduğu, buna göre taşınmazın öncelikli olarak 10.05.2010 tarihinde ... adına satışının yapıldığı, daha sonra .....'e ve dolayısıyla ...'a satışının yapıldığı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 01.06.2022 tarih, 2022/3200 - 5289 esas ve karar sayılı emsal kararı uyarınca; Yukarıda bahsedilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da açıklandığı üzere, davalı ... Belediyesi'sinin sorumluluğunun, sözleşmeye dayalı sorumluluk değil, güven teorisi gereği bir sorumluluk olduğu, davacı sözleşmeyi her ne kadar diğer davalı ... A.Ş. ile akdetmişse de, diğer davalı ...'ye duyduğu güven üzerine, reklam ve afişlere, çeşitli söylemlere inanarak imzaladığı, bu durumda, emsal dosyalar da dikkate alınarak, davacının ödediği güven teorisi gereği bedelin iadesi talebinden, davalı ... A.Ş. ile birlikte diğer davalı ... Belediyesi'nin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, bu nedenle de davacıya sonradan yapılan satışın temlik hükümleri gereğince geçersiz olduğu iddiasının yerinde görülmediği anlaşıldığından açılan davanın kısmen kabulüne, davacının manevi tazminat isteği yönünden ise; davanın konusunu taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi oluşturduğunu, sözleşmenin ifa imkanının ortadan kalkmasının belirtilen yasa kapsamında değerlendirilemeyeceğini, arsa maliki Belediye ile yüklenici firma arasındaki sözleşmenin feshi nedeni ile ifa imkanının ortadan kalkmasından dolayı davacının kişilik haklarının zarar gördüğünden bahsedilemeyeceği, hafif de olsa davacının da kusuru bulunduğu anlaşıldığından; davanın kısmen kabulü ile; davacı ile davalılardan ......İnşaat San. Tic. A.Ş. Arasında imzalanan 24.05.2010 tarihli "... ...Konutları Satış Sözleşmesi"nin feshine, 108.000 TL sözleşme bedelinin 10.000 TL'sine dava tarihinden, 98.000 TL'sine ıslah tarihi olan 30.06.2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ödeme tarihinden itibaren faiz ve kira bedeli isteminin reddine, manevi tazminatın koşulları oluşmadığından reddine, karar verilmiştir
2-Birleşen dava yönünden:
Davacı ile davalı ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki satış sözleşmesinin kararlaştırılan tarihte ifa edilmediği, ...Belediyesi ile ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş arasında sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedilmesi neticesi ifasının da mümkün olmadığı, yüklenici ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından, ... aleyhine... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/409 esas sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kâr’ı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği ve alacağın muaccel hale geldiği 17.08.2011 tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece ......İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin sorumlu olduğu, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan onaylanarak geçen mahkeme dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, bilirkişi raporuyla taşınmazın 17.08.2011 tarihindeki değerinin iki taşınmaz yönünden 300.000 TL olarak belirlendiği, davacının 360.000 TL üzerinden davasını ıslah ettiği, bilirkişi kurulunca tespit edilen 300.000 TL bedelin 145.000 TL'sinin sözleşme kapsamında ödenen bedel olduğu ve davalıların söz konusu bedelden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, bakiye 155.000 TL'lik rayiç farktan ise davalı yüklenici şirketin sorumlu olduğu, dava dilekçesiyle ödenen bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, diğer kira kaybı ve menfi zararın ise ... A.Ş'den tahsilinin talep edilmesine rağmen ıslah dilekçesiyle tüm bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği, buna göre dava dilekçesiyle davalı Belediyeden sadece ödenen bedelin tahsilinin talep edildiği, dava dilekçesiyle Belediyeden talep edilmeyen kira kaybı ve menfi zararların ıslah yoluyla talep edilmesinin ve davaya sonradan eklenmesinin mümkün olmadığı, kira kaybı ve menfi zararlardan yönünden Belediyeyi sorumlu kılar şekilde açılmış bir ek dava bulunmadığı gibi davanın da tamamen ıslah edilmediği, dava dilekçesiyle istenilmeyen hakkın ıslah ile de istenmesinin mümkün olmadığı, her ne kadar kira tazminatı ve menfi zararlar yönünden açıklandığı üzere zamanaşımı süresi geçmiş ise de; ... A.Ş tarafından zamanaşımı yönünden itiraz bulunmadığı, zamanaşımı itirazının Mahkememizce de resen değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından; birleşen davada tapu iptali ve tescil ile kira tazminatı isteğinin reddine, terditli bedel iadesi ve tazminat talebinin ıslah talebi doğrultusunda kabulü ile, dava dışı ... ile davalılardan ......İnşaat San. Tic. A.Ş. Arasında imzalanan 10.05.2010 tarihli "... ...Konutları Satış Sözleşmesi"nin feshine, 145.000 TL sözleşme bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 155.000 TL rayiç fiyat farkının davalı ......Sanayi Ticaret A.Ş'den olmak üzere toplam 300.000 TL'nin; 145.000 TL'sine dava tarihinden, 155.000 TL'sine ıslah tarihi olan 28.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, kira kaybı tazminatı ve ödeme tarihinden itibaren faiz isteği yönündeki istemin reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYIZ
A. Temyiz Yoluna Basvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karsı süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı ... Vekili temyiz isteminde bulunmustur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 05.10.2022 tarihli ve 2022/6503 Esas, 2022/7349 Karar sayılı ilamıyla, Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Basvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karsı asıl ve birleşen davada davalı ... Belediyesi Başkanlığı Vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili; mahkemece hem asıl dava hem de birleşen dava yönünden verdiği kararla belediyeyi tek taşınmaz üzerinden iki defa tazminat ödemeye mahkûm ettiğini, hem asıl dava hem de birleşen dava dosyası yönünden satışın mükerrer olduğunu, kurumun tek satış için iki ayrı tazminat ödemek zorunda kaldığını, bu konuda mahkeme hiçbir inceleme ve araştırma yapmadan karar verildiğini, taşınmazın bedelinin ödendiğine ilişkin makbuzun dosyaya sunulmadığını, senet asıllarının hatalı olarak ödeme olarak değerlendirildiğini, herhangi bir belgeye bakılmadan ve sunulacak olan makbuzda imza, kaşe ve mürekkep yaşı konusunda kriminal inceleme yapılmadan karar verildiğini, Mahkeme ıslahla artırılan miktara zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, güven ilkesinin Türk Hukuk sisteminde bulunmadığını, verilen kararın kanunların mülkilik ilkesine aykırı olduğunu, davacının sözleşmenin asıl muhatabı olan diğer davalı şirketin iflas işlemlerinin sürdüğü ... 21. İflas İdaresine başvuru yaptığına ve iflas masasına kayıt yaptırdığına ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığını ileri sürerek onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık; tapu iptal tescil, bedel iadesi, tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
a.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.05.2019 tarihli ve 2018/13-977 Esas ve 2019/572 Karar sayılı kararı şöyledir:
"...Davalı ... satış sözleşmesinin tarafı değil ise de, ... ...Konutları isimli projenin reklam, ilan, broşür ve diğer tanıtım faaliyetlerinde Belediyenin ismi ve logosu davalı Şirket ile birlikte, yan yana yer almış, inşaatın Belediye ile işbirliği içerisinde yürütüldüğü açıkça vurgulanmış, bizzat o dönemin belediye başkanının söz konusu proje ile ilgili demeçleri halka duyurulmuş, inşaatın Belediyenin öncülüğünde yapıldığı pek çok tanıtım materyalinde vurgulanmış, yerel ve ulusal gazetelerde, haber sitelerinde aynı hususlar belirtilerek projenin reklamı yapılmış, Belediyenin internet sitesinde dahi projenin kendilerinin öncülüğünde inşa edileceği bildirilmiş, inşaatın açılışında bizzat Belediye Başkanı yer almıştır. Tüm bu hususlar proje ile ilgilenen alıcılarda inşaatın Belediyenin güvencesi altında yapıldığı hususunda haklı ve korunmaya değer güven oluşturduğu açıktır. Davalı ... tarafından diğer davalı yüklenici Şirket’e tanıtım materyallerinde belediyenin isminin kullanılmaması yönünde ihtarlar gönderildiği, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığı savunulmuş ise de, bu yönde kamuoyuna yapılmış herhangi bir bilgilendirme mevcut olmadığı gibi, tam tersine yalnızca ilan ve broşürler değil pek çok iletişim platformunda da Belediyenin desteğinin varlığı benimsenmiş, Belediyeye ait bilboardlarda ve çöp kamyonlarında dahi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği Belediyeye ve davalı Şirkete düşecek daireler arasında hiçbir ayrım gözetilmeksizin, projenin Belediye-Şirket işbirliği ürünü olduğu görüntüsü yaratılmıştır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince Belediyenin sorumluluğuna gidilemeyeceği, aksi yöndeki bir kabulün arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri uygulamasına aykırı düşeceği, Belediyenin kendisine düşecek dairelerin satışı için reklamlarda yer aldığı, garantörlüğünün bulunmadığı, bu nedenle Özel Daire bozma kararının yerinde olduğu ve direnme kararının bozulması gerektiği yönündeki görüş açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Sonuç itibariyle yerel mahkemenin satış sözleşmesinin davalı Şirket tarafından ifa edilememesi nedeniyle diğer davalı Belediyenin güven sorumluluğu gereğince davada sıfatının bulunduğu yönündeki direnme gerekçesi usul ve yasaya uygun olup yerindedir. "
b. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, "Ayıplı Mal" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası şöyledir: “Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.... ” şeklindedir.
c. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, "Ayıplı Mal" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir: "...Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz."
d. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, "Ayıplı Mal" kenar başlıklı 30 uncu maddesi şöyledir: "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır."
e. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun, "On Yıllık Zamanaşımı" kenar başlıklı 146 ncı maddesi şöyledir: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”
f. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun, "Seçimlik Haklar" kenar başlıklı125 inci maddesi şöyledir:
"Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir."
g. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun, "Borçlunun temerrüdü" kenar başlıklı 117 inci maddesi şöyledir: " Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bugünün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır."
h. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun, "Dava Konusunun Devri" kenar başlıklı 125 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir: "Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. (Ek cümle:22/7/2020-7251/11 md.) Bu takdirde dava davacı aleyhine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur."
ı.Zaman aşımı ilk itirazı konusunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 10.10.2022 tarih ve 2022/6208 Esas 2022/7561 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: "Diğer davalı tarafın ıslaha karşı zamanaşımı yönünden bir itirazının olmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalılardan birinin zamanaşımı savunması ileri sürüp, diğerlerinin ileri sürmemesi halinde, teselsül kurallarına dayanarak zamanaşımı definde bulunmayanlar ya da süresinden sonra bulunup da bu defileri itiraza uğrayanların zamanaşımı definden yararlanmalarına olanak bulunmamaktadır. "
i.... ...Konutları'na ilişkin emsal Yargıtay Kararları.
3. Degerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin asıl ve birleşen davada karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.