Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8164 E. 2023/954 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Abonelik tesis edilmeksizin elektrik kullanıldığı iddiasıyla yapılan kaçak tahakkuku nedeniyle, tüketicinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Menfi tespit davasında ispat yükünün davalıda olduğu, davalının kaçak elektrik kullanım iddiasını ispatlayamadığı, davacının ise abonelik sözleşmesiyle bu iddiayı çürüttüğü, kaçak tespit tutanağının aksi sabit oluncaya kadar geçerli bir belge niteliği taşımadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/180 E., 2022/1376 K.

DAVA TARİHİ : 11.01.2018

KARAR : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Viranşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/28 E., 2019/779 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; abonesi olduğu davalı şirket tarafından hakkında düzenlenen kaçak tespit tutanağına istinaden, kaçak tahakkuku yapılarak davaya konu toplam 166.923,14 TL bedelli faturaların düzenlendiğini, kaçak elektrik kullanımından söz edilemeyeceğini ileri sürülerek; faturaların iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 166.923,14 TL'den davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; süresinde faturalara itiraz etmeyen davacının faturaların içeriğini kabul etmiş sayılacağını, davacının abonesiz ve sayaçsız kaçak elektrik kullandığının kaçak tespit tutanakları ile sabit olduğunu, kaçak tahakkuk işleminin de hukuka ve mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 24.05.2019 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davaya konu davacı hakkında düzenlenen kaçak tespit tutanaklarının hatalı olduğu, davacının kaçak elektrik kullanımından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle; davanın kabulü ile 116.833,69 TL yönünden dava konusuz

kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 02.06.2017 tarihli L-19531 seri numaralı kaçak tespit tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen 50.089,45 TL'den davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının kaçak elektrik kullandığının kaçak tespit tutanağı ile sabit olduğunu, tutanağa istinaden yapılan kaçak tahakkuk işleminin de hukuka ve mevzuata uygun olduğunu, kaçak tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden olduğunu, aksinin davacı tarafça ispat edilemediğini, davanın reddinin gerektiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi gerektiği, davacının kaçak elektrik kullandığının davalı tarafça ispat edilemediği, davacının abonelik tarihi olan 17.02.2017 tarihi dikkate alındığında, işbu tarihten sonra düzenlenen kaçak tespit tutanaklarındaki "abonesiz ve sayaçsız elektrik kullanımı" ifadenin gerçeği yansıtmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, abonelik tesis edilmeksizin elektrik kullanıldığı iddiasıyla yapılan kaçak tahakkuku nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.6).

2. Öte yandan; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından hazırlanan ve 08.05.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre; "Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır. Kaçak işleminin başlatılması için bu sürecin sonunda kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti gereklidir."

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; " İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar.

"

4. Nitekim özel hukuk tüzel kişisi olan davalı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenen kaçak tespit tutanaklarının, 6100 sayılı Kanun'un 204 üncü maddesinin ikinci fıkrasında sayılan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir (Dairemizin 21.10.2021 tarihli ve 2021/4894 E., 2021/10580 K. sayılı ilamı da aynı yöndedir.).

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta; davalı şirket çalışanları tarafından düzenlenen 02.06.2017 tarihli kaçak tespit tutanakları ile davacının " abonesiz ve sayaçsız " kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, tutanaklara istinaden davaya konu faturaların davacı adına tahakkuk ettirildiği; bununla birlikte davacının, 10.02.2017 tarihli abonelik sözleşmesi ile davalı şirketin tarımsal sulama elektrik abonesi olduğu, bu durumda tutanak içeriğindeki tespit ile davacının fiili durumunun çeliştiği; menfi tespit istemiyle açılan eldeki davada ispat yükünün davalıda olduğu, davalının iddiasını ispat edemediği anlaşılmaktadır.

2. Temyizen incelenen karar; yukarıda yer verilen hukuk kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğundan, davalı tarafın bütün temyiz itirazlarının reddedilerek kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.