"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/290 E., 2016/645 K.
KARAR : Davanın Reddi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı;Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu ve buna bağlı yönetmelik ile belediye meclisi kararına dayanarak evini kendisine konut verilmesi karşılığında davalı belediyeye devrettiğini 1714-1715 numaralı kıymet takdir komisyonu raporunda bina, müştemilat ve ağaç bedelinin 23.550,00 TL olarak belirlendiğini, davalının bu bedelin tamamını ödemesi gerekirken sadece enkaz bedeli ödediğini ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 20.065,50 TL'nin tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 13.230,00 TL'ye indirmiştir.
II. CEVAP
Davalı; Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu ve yönetmelik ile belediye meclis kararı uyarınca davalının ancak enkaz bedelini isteyebileceğini, idari yargının görevli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; davalı Belediyece enkaz bedeli düşülerek yapılan hesapta davacı 20.065,50 TL borçlu bulunmuş, bu borcun taksitle ödenmesi hususunda anlaşma sağlanmış ise de, adı geçen Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Yönetmeliği ve davalı ... meclis kararına göre davacının arsasındaki bina bedelinin kendisine ödeneceği anlaşılmış, 1714 ve 1715 nolu kıymet takdir komisyonu analiz raporlarında belirtilen muhdesat bedeline taraflarca itiraz edilmemiş, analiz raporlarında belirtilen enkaz bedelinin ve ağaç bedelinin davacı borcuna mahsuben ödendiği de çekişmesiz olduğuna göre her iki analiz raporunun toplamı olan 23.350,00 TL bina ve ağaç bedelinden 3.284,50 TL enkaz ve ağaç bedeli düşülerek bulunan 20.065,50 TL'nin davalı tarafından davacıya ödenmesi gerekiyor ise de, davacının 27.11.2014 tarihli duruşmadaki beyanına ve ibraz ettiği Ankara 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/183 E sayılı kararına göre, davacının aynı analiz numaralı takdir komisyonu raporlarına dayanarak aynı gecekondu ile ilgili olarak Ankara 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/183 E sayısına dava açtığı, yargılama sonucunda 6.835,00 TL'nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verildiği, bu nedenle davacının hakettiği 20.065,50 TL'den 6.835,00 TL'nin mahsubu ile bulunan 13.230,00 TL'nin davalıdan alınıp davacıya verilmesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 10/03/2015 tarihli ve 2015/7466 E.- 2015/7175 K. sayılı ilam ile; dava konusu taşınmazın Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi kapsamında kaldığı ve dava konusu uyuşmazlığın, davacının yapısı ile müştemilat ve ağaç bedeline karşılık kıymet takdir komisyonu raporu ile saptanan bedelden sadece enkaz bedelinin ödendiği, tamamının ödenmemesi nedeniyle bakiye kalan miktardan kaynaklandığı dikkate alındığında; davanın, 2577 sayılı Kanununun 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 02.06.2014 gün ve 2014/279-626 sayılı kararı ile 14.07.2014 gün ve 2014/712-768 sayılı kararların da, açılacak bu tür davalarda İdari Yargının görevli olduğu belirtilmiş bulunduğu, mahkemece "idari yargı yerinin görevli olduğu gözetilerek yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine" karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece, idari yargının görevli olduğundan bahisle dava dilekçesinin usulden reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 18/12/2015 tarihli ve 2015/33060 E. - 2015/37210 K. sayılı ilam ile; Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak oluşmayacağı, bu itibarla bozma ilamına uyulması da taraflar açısından kazanılmış hak teşkil etmeyeceği dava konusu olayda bozma ilamına uyulmasına rağmen Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca da davacının talebinin özel hukuk hükümlerine tabi kişisel hakka dayalı olduğu, uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle görevli mahkemenin adli yargı mahkemesi olduğu gözetilerek işin esasına girilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar verilmiş olması
usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Kesin hükümde hüküm altına alınmasına karar verilen miktarın dışındaki miktarın değil de, tüm alacağın tekrar dava edilmesi talep edildiği, kabul edildiği takdirde davanın mükerrer olup redde mahkum olduğu, fazla kısım yönünden ise taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının enkaz bedelinin alacaktan mahsubunu kabul etmekle, artık kalan miktarı talep edemeyeceği anlaşıldığından bu miktar yönünden de davanın reddine karar vermek gerektiği, davanın fazlaya tutulan hakkın talebi olarak değerlendirilmesi halinde, davacının kazanılmış hakkının olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, mahkememizce verilen ve davayı bu nitelikte kabul eden ve fazla miktarı hüküm altına alan karar, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin önceki hükmü bağlayıcı kabul etmeyerek ve davanın idari yargıda görülmesi gerekçesiyle kararı bozması ve mahkememizce bozmaya uyulması sonucunda kazanılmış hak ve kesin hüküm özelliğinin ortadan kalktığı, bozma kararıyla ve mahkememizce bozmaya uyulmasıyla, ortada kazanılmış hak kalmadığı, davacı hakkında önceki hükmün kazanılmış hak olduğu düşünülse dahi, bu hükmedilen miktarla sınırlı olup, taraflar arasında imzalanan ve düzenlenmesi hakkında hiçbir itiraz ileri sürülmeyen, iptali için süresinde herhangi bir dava açılmayan ve 82 m2 lik dairenin teslim edilmediği ve ifanın yerine getirilmediği iddiaları ileri sürülmeyen sözleşme uyarınca, davacının başkaca bir miktar alacağı olmadığı, davacının tüm bina ve müştemilat bedelini 82 m2 lik daire karşılığı davalıdan tahsil etmiş olduğu ve ödeme definin her zaman davada ileri sürülmesinin mümkün olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davanın mükerrer olduğundan bahisle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sehven fazla talep edilen tutarın geri alındığını, mahkemece bu durumun hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmadığını, kentsel dönüşüm işlemlerinden kaynaklı olarak, bina, müştemilat ve ağaç bedellerinin ödenmesi gerektiğini belirtilerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıya ait gecekondunun Kentsel dönüşüm projesi kapsamında davalı belediyeye devri hususunda taraflar arasında sözleşme akdedildiği, davalı belediyenin elemanlarınca 1714-1715 analiz numaralı kıymet takdir raporu düzenlenerek davacının gecekondusu, müştemilat ve ağaçları için toplam 23.350,00 TL yapı bedeli ile 3.284,50 TL enkaz bedelinin belirlendiği, belirlenen bu bedellerden sadece enkaz bedelinin davacıya ödendiği, davacının kendisine enkaz bedeli değil tüm yapı bedelinin ödenmesi gerektiği iddiasıyla açılan ek dava niteliğindeki alacak davasıdır.
2. İlgili Hukuk
Borçlar Kanunu, İmar Kanunu 5104 sayılı Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi Yönetmeliği.
3. Değerlendirme
Davacının, Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/07/2013 tarih, 2013/183 Esas 2013/250 Karar sayılı dava ile aynı davalıya karşı, aynı nedenle, fazlaya dair haklarını saklı tutarak, 6.835,50 TL alacak talebinde bulunduğu ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verildiği, bu kararın da temyiz edilmek suretiyle Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesince onanarak 26/06/2014 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
Davacı, kesinleşen kısmi davanın kabulü nedeniyle bu kez fazlaya ilişkin alacağının tahsili için eldeki davayı açmıştır. Kısmi davanın kabulüne karar verilmesi halinde bu karar alacağının kalan kısmı için açılacak ek davada kesin delil teşkil eder. Ankara 4.Asliye Hukuk mahkemesinin 2013/183 Esas 2013/250 Karar sayılı dava dosyası kesinleştiğinden, bu dosya içerisindeki tespitler de kesinleşmiş bulunmaktadır. Bu durumda, mahkemece, asıl davada kesinleşen hususlar değerlendirilmek suretiyle hüküm tesisi gerekirken, eldeki ek davada yeniden sübuta ilişkin değerlendirme yapmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
17/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.