Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8249 E. 2023/3278 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların murisinin 07.12.2009-08.12.2009 tarihli protokollerdeki taahhütlerine uymamasından dolayı davacının icra takibinden feragat etmesi nedeniyle oluşan menfi zararın tazmini istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalıların murisi arasında imzalanan protokoller ve davacının icra takibinden protokol kapsamında feragat etmesi, icra takibine konu bononun da protokol kapsamında kalması gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/484 E., 2022/1452 K.

DAVA TARİHİ : 05.01.2018

SAYISI : 2018/10 E., 2019/850 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalılar vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalıların murisi aleyhine 05.06.2009 tarihinde ... İcra Müdürlüğünün 2009/1853 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalı-borçlunun tüm menkul ve gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğunu, takibe konulan bononun bedelinin 500.000 $ olduğunu, (icra takibi ödeme emrinde Türk lirası karşılığı 05.06.2009 tarihinde 890.974,71 TL) davalı tarafça borca ve imzaya itiraz davası açıldığını, yapılan imza inceleme sonucu imzanın borçluya ait olduğunun tespit edildiğini, icra takibi ile tüm işlemler devam ederken 07.12.2009 tarihinde karşılıklı şarta dayalı olarak her iki tarafın tüm davalardan feragat edeceği taahhüt edilerek 07.12.2009 ve 08.12.2009 tarihlerinde 2 adet protokol imzalandığını, protokol gereği üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, ancak davalıların murisinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bunun üzerine 16.12.2013 tarihinde protokollerin iptal edildiği yönünde ihtarname keşide edilerek, protokolden dönüldüğünün bildirildiğini, bu nedenle tarafların sözleşme kapsamında aldıklarını iade etmekle yükümlü olduğunu, protokol hükümleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde protokolde ağırlıklı edimlerin davalı tarafa yüklendiğini, protokolün geçersiz olduğunu ileri sürerek, 07.12.2009 ve 08.12.2009 tarihli protokollerin feshi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu menfi zararının tespiti ile yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, davacı vekili 24.09.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle; 500.000 $ alacağın ve takip tarihine kadar işlemiş 85.666,67 $ faiz alacaklarının takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, yine icra dosyasında yapılan 4.472,90 TL harç ve 60 TL yol ücreti masrafının ve 39.216,50 TL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ve İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/81 E. sayılı dosyasından hükmedilebilecek imza inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davalıların murisleri olan...ile ...'ın ikametgahları ve işyerlerinin ...'da olması nedeniyle yaklaşık 25 sene önce birlikte yöneticiliğini yaptıkları ... Konut ... Kooperatifinin, kamu kurumları ile olan işlemlerini yapması için ...'de ikamet eden ve kooperatif müdürlüğünü yapan ...'ın babasına imzalı boş kağıtlar bıraktığını, bu boş imzalı kağıtların davacının eline geçtiğini, bu konudaki ceza davasının ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/884 E. sayılı dosyasında devam ettiğini, bu kağıda istinaden başlatılan ... İcra Müdürlüğünün 2009/1853 E. sayılı dosyadaki takipten davacının 08.12.2009 tarihinde hiçbir şarta veya protokole bağlı kalmaksızın feragat ettiğini, daha sonra davacının 09.03.2010 tarihinde dosyanın yeniden işleme konulmasını talebinin ... İcra Müdürlüğünce 10.03.2010 tarihinde reddine karar verildiğini, yine ... İcra Hukuk Mahkemesinde açılmış olan 2009/81 E. sayılı dosyadan da 08.12.2009 tarihinde hiçbir şarta veya protokole bağlı kalmaksızın feragat ettiğini, daha sonra davacının 04.06.2010 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesine dava açarak feragatin iptali ve takibin devamı için açtığı davanın 2010/279 E. 2011/481 sayılı ilamı ile reddedildiğini, müvekkilinin protokol uyarınca üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, davacı tarafın ise protokolün devre dışı bırakmak suretiyle yapmış olduğu feragati ortadan kaldırarak asıl takip miktarını elde etmeyi amaçladığını, davacının alacağının 130.000,00 TL olduğunun kayıtlara geçtiğini, taraflar arasında imzalanan 07.12.2009 tarihinde imzalanan protokol ile bu tarihe kadar birbirleri aleyhine yapmış oldukları tüm icra takiplerinden, tüm yasal işlemlerden, yasal şikayetlerden feragat ettiklerini, birbirlerini gayri kabulü rücu ibra ettiklerinin kabul beyanı olduğunu, davacı ile muris arasında husumet konusu olan tüm alacak-verecek ilişkileri, davalar, icra takipleri, tüm yasal işlemler vs. birbirlerini ibra etmek suretiyle düştüğünü, davacı tarafın müvekkiller aleyhine açmış olduğu bu tarz davaların olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 07.12.2009 tarihli protokolün davacı ile davalılar murisi...arasında imzalandığı, davacının ... İcra Dairesinin 2009/1853 E. sayılı takip dosyası ile ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/81 E. sayılı dava dosyasından feragat ettiğini yazılı olarak bildirmesi; davalılar murisinin de ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/1103 soruşturma nolu dosyasındaki şikayetinden vazgeçmesi ile protokol hükümlerinin yürürlüğe girmesi hususunda tarafların anlaştıkları, tarafların taahhüt ettikleri başvurulardan birini dahi yapmadıkları takdirde protokolün geçersiz olacağının anlaşmaya dercedildiği, bu yönüyle bu protokolün bozucu geciktirici şarta bağlı bir sözleşme niteliğinde olduğu, ibraz edilen 08.12.2009 tarihli protokolün ise aynı taraflar arasında imza edildiği, bu protokole göre ise tarafların aynı şartlar altında anlaştıkları, bu protokolün de taliki şarta bağlı bir ibra sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde 07.12.2009 tarihli davanın tarafları ile birlikte bir kısım aile üyesi oldukları anlaşılan kişilerce akdedilen bir protokolun daha dosyaya sunulduğu, bu protokole göre de protokolde imzası bulunan tüm taraflar ellerinde bir diğerine ait bulunan boş, ıslak imzalı belgeleri iade edeceklerini, protokol tarihine kadar birbirleri aleyhine yapmış oldukları tüm icra takiplerinden, yasal işlemlerden ve yasal şikayetlerden feragat ettiklerini, birbirlerini ibra ettiklerini, bu yönüyle bu protokolun, kapsamlı bir feragat ve ibra sözleşmesi niteliğinde ve herhangi bir şarta da bağlanmadığı, her üç protokoldeki imzaların taraflara aidiyeti noktasında herhangi bir itiraz ve tereddüt bulunmadığı, dava konusunu ilgilendiren üç adet protokol bulunmakla birlikte bunlardan hangisinin geçerli olduğu yahut hangilerinin geçerli olduğu hususunun incelenmesi gerektiği, davanın tarafları arasında akdedilen 07.12.2009 ve 08.12.2009 tarihli protokollerden sonraki tarihli olanı bir diğerinden sonra olması, aynı konuda düzenlenmesi ve taraflarının dahi aynı olması nedeniyle taraflar arasındaki 07.12.2009 tarihli ilk protokolü değiştiren, adeta onu yürürlükten kaldıran tarafların yeni bir protokol düzenleme ihtiyacı duymaları nedeniyle yeni ve ortak irade beyanı içeren bir anlaşma niteliğinde olduğu bu nedenle mahkemece, esasen taraflar arasında akdedilen 07.12.2009 tarihli ilk protokolün yürürlükte olmadığı, geçerli bulunmadığının değerlendirildiği, bir an için taraflar arasında akdedilen 07.12.2009 protokol ile 08.12.2009 tarihli protokolün hukuken halen geçerli bulunduğu düşünüldüğünde de protokollerde yer alan davaya konu ... İcra Müdürlüğünün 2009/1853 E. sayılı dosyasındaki alacağın geçerli bir borç ilişkisine dayanıp dayanmadığının irdelenmesi gerektiği, şayet geçerli bir borç ilişkisi var ve borç halen sona ermemişse davanın haklılığından söz edilebileceği, ancak bu takibe konu bonodaki borç sona ermişse davanın reddedileceği, bu noktada taraflar ile birlikte diğer aile üyelerinin imzaladığı 07.12.2009 tarihli protokolun önem arz ettiği, çünkü bu protokole göre taraflar birbirlerini ibra etmek üzere irade beyanında bulunarak, birbirleri aleyhine yaptıkları takip, dava ve şikayetlerden feragat ettiklerini, tarafların protokolün gereğinin ifası anlamında işlemlerde bulunduğu, davacının ... İcra Müdürlüğünün 2009/1853 E. sayılı dosyasından devam eden takibinden feragat ettiğini bildirdiği, ayrıca ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/81 E. sayılı dosyasındaki davasından da feragat ettiği, buna karşılık davalılar murisinin de ... Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki şikayetinden vazgeçmiş ise de soruşturma ve davaya kamu davası olması nedeniyle devam edildiğinden sonuca bir tesirinin olmadığı, davaya konu icra takibinin semeresiz kaldığı, takibe konu bononun davalılar murisi tarafından imza edildiğinde kuşku ve itiraz bulunmadığı, ancak bononun keşide tarihinin 2003 yılı, vade tarihinin ise 2008 yılı olması hasebiyle 07.12.2009 tarihli protokol tarihinden önce olup, feragat ve ibra anlaşması kapsamında kaldığı, takip konusu bonodaki vade ve düzenleme tarihi göz önüne alındığında karşılıklı ibralaşmayı hedefleyen protokol kapsamında iadesi gereken belgelerden olduğu, bu nedenle davacının protokol gereğince takipten ve İcra Mahkemesi nezdindeki davasından da feragat ettiği, bundan başka ibranın ve feragatin dahi geçerli olmadığı düşünülse dahi davacının Savcılık soruşturmasındaki alacağının 130.000,00 TL olduğuna dair ikrarını havi ifade tutanakları ve tanıkların bu yöndeki şehadetleri, bononun avukata 130.000,00 TL'nin takibe konulması için verildiği, müvekkilinin iradesinin aksine 500.000,00 USD olarak doldurulduğu, bu nedenle avukatın azledildiği, hatta davacının avukatını bu nedenle ilgili merciiye şikayet ettiğinin dosya kapsamındaki delillerle sabit olduğu, esasen tarafların 08.12.2009 tarihli protokolde yer verdikleri davacı lehine edimler toplamının (50.000,00 TL + 80.000,00 TL) 130.000,00 TL olmasının da davacı alacağının bu miktara baliğ olması ve bunun karşılanma düşüncesi olduğu, dosya kapsamına kazandırılan delillerden ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.10.2011 tarihli ve 2010/279 E. ve 2011/481 sayılı kararı ile bu kararı onayan Yargıtay 13.HD'nin 19.12.2012 tarihli ve 2012/23580 E., 2012/29057 K. sayılı onama kararı; ... İcra Hukuk Mahkemesinin 19.04.2013 tarihli ve 2012/36 E., 2013/29 sayılı kararı ile bu kararı onayan Yargıtay 13.HD'nin 10.09.2013 tarihli ve 2013/19840 E., 2013/27997 K. sayılı onama kararı; ... 17.Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.06.2014 tarihli ve 2014/68 E., 2014/276 sayılı Kararı; ... 14.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 05.10.2017 tarihli ve 2017/48 E., 2017/752 sayılı kararları dahi taraflar arasındaki benzer olaylara paralel mahiyette ve emsal nitelikte kararlar verildiği, halen geçerliliğini koruyan 07.12.2009 tarihli protokole göre tarafların ellerinde birbirlerine ait bulunan boş, ıslak imzalı belgeleri geri iade edeceklerini, bu tarihe kadar birbirleri aleyhine yapmış oldukları tüm icra takiplerinden ve tüm yasal işlemlerden, yasal şikayetlerden feragat ettiklerini, birbirlerini gayri kabulü rücu ibra ettiklerini kabul ve beyan etmekle, protokol mümzileri tüm tarafların birbirlerini kayıtsız şartsız ibra ettikleri, dava konusu istemin dayanağı bononun da ibra kapsamında kaldığı, bu nedenle borcun sona erdiği, menfi zarar isteminin dayanaksız kaldığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinafında; icra takibinden protokole uyulması koşulu ile vazgeçildiğini, davalı yanın taahhüdünü yerine getirmediğinden protokolün ihtarname ile feshedildiğini, fesih tarihine kadar davalının sadece 1.000,00 TL dışında ödeme yapmadığını ve feshin haksız olduğuna dair bir savunmasının bulunmadığını, her üç protokolün amacının protokole bağlı olarak ... İcra Müdürlüğünün 2009/1853 E. sayılı ve ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/81 E. sayılı dosyalarında feragat edileceği ve karşılığında...tarafından 07.12.2009 tarih 6 ncı maddede sayılı ödemeler ve 08.12.2009 tarihli 50.000,00 TL ve bir adet villa devri yapılacağı yönünde olduğunu, protokole göre bu başvurulardan birinin dahi yapılmadığını, hükme dayanak yapılan tüm aile fertlerinin imzaladığı 07.12.2009 tarihli protokolün 07.12.2009 ve 08.12.2009 tarihli protokollerin eki niteliğinde olduğunu, Mahkemenin 08.12.2009 tarihli protokolün bir gün önce imzalanan 07.12.2009 tarihli protokolü ortadan kaldırdığını belirterek çelişkiye düştüğünü, her iki protokolünde geçerli olduğuna ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/279-2011/481 sayılı dosyasının Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2012/23580-2012/29057 sayılı ilamı ile 19.12.2012 tarihinde onanarak kesinleştiğini, hakimin dosyaları karıştırdığını, davalı tarafın murisin vekil edene keşide ettiği protokol gereği taşınmaz devri yapmak istediği ihtarname ile vekil edenin cevabi ihtarnamelerin protokollerin fesih tarihine kadar geçerli olduğunun göstergesi olduğunu, şikayetin daha az avukatlık ücreti ödemek için yapıldığının ortaya çıktığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında düzenlenen (davacı ile davalıların murisi) 07.12.2009-08.12.2009 tarihli iki adet protokol ile tarafların aile bireyleri ile birlikte imzaladıkları 07.12.2009 tarihli üç adet protokolun bulunduğu, taraflar arasında imzalanan 07.12.2009 ve 08.12.2009 tarihli protokollerden sonraki tarihli olanın aynı konuda düzenlenmesi ve taraflarının da aynı olması nedeniyle 07.12.2009 tarihli ilk protokolün yürürlükten kalktığı, geçerli olmadığı, 08.12.2009 tarihli protokol de ise davacı ...'ın ... İcra Müdürlüğü 2009/1853 E. sayılı dosyası ile yapılan icra takibinden ve muris ...'ın ... Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğu 2009/1103 soruşturma sayılı dosya şikayetinden icra dosyasına alınan teminat senedinin çözülmesi sağlandığı takdirde 50.000,00 TL'nin davacıya ödeneceği ve ... ... Mevkiinde ... Sitesinde bulunan villalardan ...'a ait bir adet villanın 80.000,00 TL karşılığı olarak ...'a tapuda devredileceğinin kabul edildiği, dosya kapsamına göre, taraflar protokolün gereğinin ifası yönünde işlemlerde bulundukları, davacının ... İcra Müdürlüğünün 2009/1853 E. sayılı dosyasında devam eden takibinden ve ayrıca ... İcra Hukuk Mahkemesi 2009/81 E. sayılı dosyasındaki davasından feragat ettiği, davalılar murisinin de ... Cumhuriyet Başsavcılığı 2009/1103 Soruşturma sayılı dosyasından şikayetinden vazgeçtiği ancak davaya kamu davası olarak devam edildiği, protokol gereği muris tarafından davacının ... ... Bankası hesabına 09.12.2009 tarihinde 50.000,00 TL yatırıldığı, yine davalı tarafça protokolde belirtilen taşınmazın tapu kaydını alması için davacıya 09.02.2010 tarihli ihtarnamenin tebliğ edildiği, takip konusu bonodaki vade ve düzenleme tarihi göz önüne alındığında karşılıklı ibralaşmayı hedefleyen ve aile bireylerinin katılımıyla taraflar arasında imzalanan 07.12.2009 tarihli protokol kapsamında kaldığı, protokole göre iadesi gereken belgelerden olduğu, bu nedenle davacı protokol gereğince icra takibinden ve İcra Mahkemesindeki davasından da feragat ettiği, bir an için ibra ve feragatın geçerli olmadığı düşünülse dahi davacının savcılık soruşturmasında alacağının 130.000,00 TL olduğunu ikrar ettiği, bononun avukata 130.000,00 TL'nin takibe konulması için verildiğini, kendisinin iradesinin aksine 500.000,00 TL olarak doldurulduğunu beyan ettiği, bu nedenle avukatın azledildiği, davacının avukatını bu nedenle ilgili merciye şikayet ettiği, davacının Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifade de kendisini bağladığı, dolayısıyla takip konusu bono alacağının 130.000,00 TL olduğunun kabulü gerekeceği, 08.12.2009 tarihli protokolde de davacıya verilecek edimler karşılığı da 130.000,00 TL'ye denk geldiği, dosyada mevcut ve geçerliliğini koruyan 07.12.2009 tarihli tüm aile bireylerinin katılımı ile imzalanan protokolde taraflar ellerinde birbirlerine ait bulunan borç, ıslak imzalı belgeleri geri iade edeceklerini bu tarihe kadar birbirleri aleyhine yapmış oldukları tüm icra takiplerinden ve tüm yasal işlemlerden, şikayetlerden feragat ettikleri, birbirlerini gayri kabili rücu ibra ettiklerini kabul ve beyan etmekle tarafların birbirlerini kayıtsız şartsız ibra ettikleri, dava konusu bononun da dayanağı ibra kapsamında kaldığı bu nedenle borcun sona erdiği ve davacının menfi zarar isteminin yerinde olmadığı, davacının ... 1. Noterliği 16.12.2013 tarih 06170 yevmiye numaralı davalı yana keşide ettiği ihtarname ile 07.12.2009 tarihli aile bireyleri ile birlikte imzalanan protokolde noktalama işaretleri ile protokol kapsamının genişletildiği, kendisinin hileyle zarara uğratıldığını iddia etmiş ise de, iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyizinde; tüm aile bireylerinin de araya girmesi ile 07.12.2009 tarihinde karşılıklı edimler içeren protokolün imzalandığını, 08.12.2009 tarihinde ikinci bir protokol imzalandığını, bu protokolde de ek edimler yüklediğini, ikinci protokolde ilk protokolün geçersiz olacağı, orada belirlenen edimlerin yerine getirilmeyeceği konusunda bir beyan olmadığını, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2012/23580 E., 2012/29057 K. sayılı ilamında da her iki protokolünde geçerli olduğu ve ek hükümler içerdiğine karar verildiğini, davacının avukatı hakkında yaptığı suç duyurusu nedeniyle yapılan şikayet dosyasında avukat hakkında kovuşturma izni verilmediğini, yapılan suç duyurusunun daha az vekalet ücreti ödemek için yapılmış, gerçek dışı bir beyan olduğunun ortaya çıktığını, Mahkemenin bu gerçek dışı beyana dayanması ve bunu davacının borç miktarı konusunda ikrar olarak göstermesinin hatalı olduğunu, davacının 2008 tarihinde yapılan ilk takip dosyasından itibaren davacıların murisi ile arasındaki tüm hukuk ve ceza dava dosyalarında alacağının 500.000 $ olduğunu beyan ettiğini, davalıların vekili tarafından dosyaya sunulan, ... Bankası - ... ... hesabına yapılan 17.12.2009 tarihli 15.000 TL'lik ödeme ile ilgili banka dekontunun açıklama kısmına "07.12.2009 tarihli protokol gereği" ibaresi yazıldığını, yine davalıların murisi tarafından vekil edenin ... Bankası hesabına 01.02.2010 tarihinde 1.000 TL yatırıldığını, bu yatırılan bedelin 07.12.2009 tarihli protokolün 5 ve 6 ncı maddelerinde yer alan, davacının murisi tarafından ... - ... de bulunan ... ... ... sitesinden verilecek dairenin kira bedeli olarak ödenmiş bir para olduğunu, davalılar vekilinin beyanları ve Mahkemenin ret gerekçesinin aksine davalıların murisinin, 07.12.2009 tarihli protokol hükümlerini kısmen de olsa yerine getirdiğini, banka dekontlarına yazdığı "07.12.2009 tarihli protokol gereği" beyanları ile ilk yapılan 07.12.2009 tarihli protokolünde yürürlükte olduğunu kabul ettiğini, davalılar vekilinin dosyada vekil edene yapıldığı iddia edilen 50.000,00 TL'lik ödemenin belgesinin mevcut olmadığını, vekil edenin kendi hesabına yatırmış olduğu bir paranın, davalıların murisi tarafından ödendiği iddiasının Mahkemece kabul edildiğini, bu paranın davalıların murisi tarafından ödendiğini gösteren ıslak imzalı belge ya da kabul beyanı olmadığını, davacı ile davalıların murisinin, 500.000,00 $'lik bono ile ilgili yürütülen takip dosyası nedeniyle, alacağı büyük ölçüde karşılayan edimleri içeren, 07.12.2009 tarihli protokolü imzaladıklarını, 08.12.2009 tarihinde de ek edimler içeren, çok daha küçük bedelli ikinci protokolun imza altına alındığını, bu protokolde ilk protokolü geçersiz kılan beyan olmadığını, davalıların murisi tarafından her iki protokol maddelerinde belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmediğinden protokollerin haklı nedenle fesh edildiğini, bilirkişi incelemesi ile de zararın tespit edildiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalıların murisinin 07.12.2009-08.12.2009 tarihli protokollerdeki taahhütlerine uymamalarından dolayı davacının ... İcra Müdürlüğü 2009/1853 E. sayılı dosyasından feragat etmesi nedeniyle oluşan menfi zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı madde.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava dosyasının incelenmesinde; davacı ile davalıların murisi arasında...ile 07.12.2009 ve 08.09.2009 tarihli protokoller imzalandığı yine 07.12.2009 tarihli diğer bir protokolde de davacı ve davalıların murisi dışında kişilerin de imzalarının yer aldığı, söz konusu bu protokol de tarafların birbirlerini ibra ettikleri, 08.12.2009 tarihinde davacının davaya konu icra dosyasındaki alacağından feragat ettiği, icra takibinden davacının protokol kapsamında feragat ettiği, icra takibine konu bononun protokol kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar vekiline verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz harcının mahallinde davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.