Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8377 E. 2023/3409 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesine dayalı hekimin ve hastanenin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle hastanın ölümünden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasında, kısmi dava açılması nedeniyle talep konusunun kalan kısmından feragat edildiğinin kabul edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış olmalarına rağmen, HMK'nın 109. maddesi gereğince dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmediği sürece kısmi davanın açılmasının talep konusunun geri kalan kısmından feragat anlamına gelmeyeceği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/145 E., 2022/222 K.

DAVA TARİHİ : 24.05.2012

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen maddi ve manevi tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilip, davalılar vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... ile davalı Özel ... Sağlık Tesisleri San. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat ... ve diğer davalı Asil ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müteveffa...'un hamile olup muayene için 09.08.2010 tarihinde ... Özel ... Hastanesine geldiğini, doğumun başlaması üzerine doğumhaneye alındığını, sağlıklı bir erkek çocuk dünyaya getirdiğini, davalı doktorun gerçekleştirdiği doğum sonrası, annenin ve çocuğun sağlık durumunun iyi olduğunu, hasta odasına alındıklarını ancak doğum sonrası kontrolünün yapılmadığını, yakınları tarafından kanamasının olduğunun fark edilmesi sonrasında hastanın tekrar doğumhaneye alındığını, bu süreçte davalıların yanlış bilgi vererek gerçeği sakladıklarını, bunun üzerine müteveffanın yakınlarının başka bir hastane ile irtibata geçerek yoğun bakım ünitesi temin ettiklerini ve hastanın sevkini yaptırdıklarını, yaklaşık 3 saat zaman kaybettikten sonra ve yeterli müdahale yapılmadan bilinci kapalı olarak sevk edilen hastanın tüm müdahalelere rağmen vefat ettiğini, Cumhuriyet Başsavcılığınca ... 9. Asliye Ceza Mahkemesinde 2012/159 E. sayılı dosyası ile taksirle ölüme neden olma suçundan dava açıldığını, davalı hekimin kusurlu bulunarak mahkum olduğunu belirterek şimdilik 25.000,00 TL maddi tazminat ve 125.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizini talep etmişler, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat yönünden istemlerini 269.007,40 TL'ye yükseltmişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili, olayda kusuru bulunmadığını, gereken dikkat ve özenin gösterildiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Hastane vekili, kusurlarının olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 2012/501 E., 2017/393K. sayılı kararıyla; davalılar taksirli davranışları sonucu davacıların murisinin ölümüne sebebiyet vermiş olduklarından davanın kısmen kabul kısmen reddine, maddi tazminat yönünden; davacı ... için 176.260,00 TL, ... için 4.713,09 TL, ... için 21.576,51 TL,... için 21.576,51 TL, ... için 44.881,29 TL, manevi tazminat yönünden; davacı ... için 35.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL,... için 20.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL maddi tazminatın 10.08.2010 olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine fazlaca talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2018 tarihli ve 2018/2703 E., 2018/3172 K. sayılı kararıyla; yargılama gideri ve vekalet ücreti ile ilgili kısımlar dışında, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadığı ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu, gerek adli tıp kurulu raporuyla, gerekse ceza mahkemesi kararıyla...'un ölümünde davalı ...'in kusurlu olduğu anlaşıldığından, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı yargılama gideri ve vekalet ücreti dışındaki istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf isteminin reddine; davacı tarafın her bir davacı açısından ayrı ayrı vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf istemiyle ilgili olarak, davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığı gözetilerek, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davada her bir davacı için ayrı ayrı talepte bulunulmuş olmasına göre her bir davacı için hükmedilen tazminata göre ayrı ayrı vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğinden, davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf istemi yerinde olduğundan kabulü ile her bir davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde kararda düzeltme yapılmasına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2019/1702 E., 2020/1741 K. sayılı ilamıyla; ceza dosyası neticesi beklenerek, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; kesinleşen ceza mahkmesi kararı ve bilirkişi raporları da gözetilerek davalıların kusurlu olduğu anlaşıldığından; açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, maddi tazminat yönünden; davacı ... için 176.260,00 TL, ... için 4.713,09 TL, ... için 21.576,51 TL,... için 21.576,51 TL, ... için 44.881,29 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 10.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat yönünden; davacı ... için 35.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL,... için 20.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacılara verilmesine, ıslah dilekçesinde fazla hakları saklı tutulmadığından ek dava da açılamayacağından fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Hastane vekili, Hastanenin kusursuz olduğunu, rapor alınmadan aleyhe karar verildiğini, tanık anlatımlarıyla hastanenin kusursuz olduğunun belirtildiğini, tazminatın fahiş olduğunu, üniversite hastanesinden alınan raporun hükme esas alınması gerektiğini, manevi tazminata ilişkin Hastaneden taleplerinin olmadığını, davacılara herhangi bir sosyal güvenlik kurumu tarafından maaş bağlanıp bağlanmadığının araştırılmamasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacılar vekili; Mahkemece belirsiz alacak davası olarak açılan davada, ıslah talebinde bulunurken, fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutmadığımız gerekçesiyle, bu konuda ek dava da açılmayacağını belirtmiş, usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava açılırken maddi tazminat yönüyle belirsiz alacak davası olarak açıldığını, ek dava açma hakkının olduğunu, manevi tazminatın az olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili, çocukların ergin olup olmadıkları araştırılıp gözetilmeden, hâlâ babalarının velayeti altında olduklarının kabulü ile hüküm kurulmasının yanlış olduğunu, somut olayda hekimin ve hastanenin kusurunun araştırılmadığını, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Raporlarının gerekçesiz ve yetersiz olduğunu, hastanın doğum sonrası kanamaya bağlı olarak gelişen solunum ve dolaşım yetmezliğinden ölüp ölmediğinin, hastanın kanamaya eklenen sebeplerle hayatını kaybedip etmediği belirlenmediğini, üniversitelerden birinin kadın doğum anabilim dalından seçilecek bir bilirkişi kuruluna görev verilmesi gerektiğini, hesap bilirkişisinin davalı hekimin olayda varsa kusuru ve derecesi belirlenmeden, davacılara herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan gelir bağlanıp bağlanmadığı kesin olarak belli olmadan yaptığı tazminat hesabının geçerli olmadığını, 27.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan ücretler ve davacıların destek paylarının yanlış hesaplandığını, davacı eş ...’un, yeniden evlenme olasılığına göre bunun maddi tazminattan indirilmediği, ıslahla artırılan miktar için olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminatın miktarının yüksek olduğunu, her davacı yönünden davasının kabulüne göre ayrı vekâlet ücreti hesaplanmasının yanlış olduğunu, davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığını, ancak davacıların maddi ve manevi tazminat isteminin aynı olaydan doğduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesine dayalı dikkat ve özen eksikliğinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 386 ncı maddesi şöyledir;

"Vekalet, bir akittirki onunla vekil, mukavele dairesinde kendisine tahmil olunan işin idaresini veya takabbül eylediği hizmetin ifasınıiltizam eyler.

Diğer akitler hakkındaki kanuni hükümlere tabi olmayan işlerde dahi, vekalet hükümleri cari olur.

Mukavele veya teamül varsa vekil, ücrete müstahak olur."

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin son fıkrasına göre;

" Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez."

3. Değerlendirme

1. Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bekletici mesele yapılan ... 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/416 E., 2020/531 K. sayılı dosyasında sanık işbu dava dosyasında davalı doktor ... bakımından taksirle ölüme neden olmak suçundan mahkumiyetine dair hüküm kurulmuş; anılan karar Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 17.11.2021 tarihli ve 2021/3289 E., 2021/8072 K. sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş ve 17.11.2021 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda yer verilen hukuk kurallarına ve ceza mahkemesi kararının kesinleşmiş olmasına göre, Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu anlaşılmakla, aşağıdaki bentlerin dışında kalan davacılar vekilinin sair, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2. Mahkemece, kararın gerekçesinde davacıların maddi tazminat talepleri bakımından yapılan değerlendirmede, "...davacı tarafça maddi tazminat miktarını hükme esas alınan 27.05.2016 tarihli bilirkişi raporuna göre 29.11.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile ıslah edildiği, ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı, Islahın 6100 sayılı HMK amir hükmü gereğince davada ancak bir kere yapılabileceği ve ayrıca ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığına göre ek davada açılamayacağı gözetilerek" şeklinde karar verilmişse de; HMK'nın 109 uncu maddesi gereği davacılar tarafından davanın kalan kısmına ilişkin açıkça feragat edilmediğinden, ek dava açılabileceği anlaşılmış olup, kararın bu yönüyle bozulması gerekmektedir.

3. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekillerinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz eden davalılara yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine

28.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.