Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8401 E. 2023/1358 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet ilişkisi kapsamında davalıya gönderildiği iddia edilen paranın, davalının vekalet görevini gereği gibi yerine getirmemesinden dolayı iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vekaletname ile taşınmaz alımı için para gönderdiği iddiasını ispatlayamaması ve daha sonra bu iddiasından dönerek paranın nişan hediyesi olduğunu beyan etmesinin, HMK m.141 gereğince dilekçeler aşamasından sonra iddia değişikliği olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/222 E., 2022/1227 K.

DAVA TARİHİ : 25.12.2020

KARAR : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/49 E., 2021/261 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 05.08.2019 tarihinde nişanlandıklarını, davalının Türkiye'de yaşayan ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünde memur olarak çalışan biri olduğunu, müvekkilinin ise İngiltere'de ikamet ettiğini ve çalıştığını, nişandan 10 gün sonra davalının müvekkiline Aksaray 3.Noterliğinin 9236 yevmiye numaralı taşınmaz alımı başlıklı vekaletnamesini düzenlettiğini, müvekkili yurt dışına gittiğinde davalının vekelatnamenin verdiği taşınmaz alımı yetkisini kullanarak müvekkili adına taşınmaz almış gibi gösterdiğini ve bunların yapı kayıt numaralarını müvekkiline gönderdiğini, karşılığında ise ekte dekontlarını sundukları paraların davalının Ziraat Bankası Sterlin hesabına gönderildiğini, davalının müvekkili ile nişana bağlı olarak maddi ilişkiye girdiğini, müvekkilinden bu paraları alarak sebepsiz zenginleştiğini, nişan sonrasında ise bu paraları iade etmediğini, yine nişanlılığın devamı boyunca da müvekkilinin devamlı olarak cep harçlığı adı altında her ay 300-500 pound gönderdiğini, bu paraların miktarı tam olarak belirlendiğinde ıslah haklarını kullanacaklarını, nişanın bozulmasının tamamen davalıdan kaynaklı olduğunu beyan ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, davalının gayrimenkul alacağım diyerek memuriyetini kullanarak almış olduğu ve müvekkiline iade etmediği 164.561,25 TL'nin (15.015,90 sterlin karşılığı olan) (ayrıca diğer göndermiş olduğu paralar da dahil olmak üzere tüm paraların tarafına) yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların Mayıs 2019'da nişanlandıklarını, davacı tarafın nişanlandıktan sonra müvekkilinden yapı kayıt belgesine müracaat etmesinde kendisine yardımcı olmasını istediğini, müvekkilinin de nişanlısını kırmayarak kendisine yardımcı olduğunu, yapı kayıt belgelerinin incelenmesinde tarafların nişanlanmasından sonra 13 Haziran 2019'da başvuru olduğunun açıkca görüleceğini, tarafların arasındaki sosyal medya yazışmalarından da anlaşılacağı üzere davacının bu işlemler için para göndermediğinin de açıkça görüldüğünü, yine davacının müvekkiline gönderdiği paraların evlendikten sonra alacakları Helvadere'deki evin tadilat, tamirat eksiklikleri, ev eşyaları, düğün hazırlıkları ve masrafları, düğünde takılan altın set takımı ve evlilik yüzüklerinin alınması, vize ve vize danışmanlığı firmasının hizmet bedeli, uçak gidiş dönüş ve yol masrafları ve İngiltere'de yapılacak harcamalar, müvekkilinden aldığı borç paraların ödenmesi ve müvekkili tarafından yapılan harcamalar olduğunu, müvekkilinin sonrasında gerçekte davacının aslında resmi olarak henüz boşanmadığını, davanın devam ettiğini öğrenince rahatsız olduğunu ve tarafların ayrıldıklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Aksaray 2. Aile Mahkemesinin 2020/623 E., 2020/609 K. sayılı kararı ile; talep edilen alacağın nişan için verilen hediyeler kapsamında sayılamayacağı, TMK 120 nci maddesindeki maddi tazminat talebi de olmadığı, davacının talebinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle bu kısım yönünden dosya tefrik edilerek, görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararının kesinleşmesi ve talep üzerine dosya Aksaray 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gelmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Davalı tarafın gönderilen paraların düğün hazırlıkları için gönderildiğini, bu paranın müşterek evin tadilatına harcandığını iddia ettiği, davacı tarafından banka dekontlarının tercümesi dosyaya sunulmuş olup dekontların incelenmesinde gönderilen paranın ne için gönderildiğine dair bir açıklama olmadığı, HMK'nun ispat yükümlülüğünü düzenleyen 190 ıncı maddesine göre ispat yükünün; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, 4721 sayılı TMK'nun 6 ncı maddesi gereğince de kural olarak herkesin iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu, HMK'nun 189/3. maddesi uyarınca kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususların başka delillerle ispatlanamayacağı, aynı yasanın 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, değeri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar ve değeri 2.500,00 TL'yi geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekeceği, tanık dinlenemeyeceği, uyuşmazlık konusu bu miktarın üzerinde olduğundan tanık dinlenmediği, 6098 sayılı Borçlar Kanunu 102. Maddesinde "Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel bir borç için yapılmış sayılır..." düzenlemesinin yer aldığı, kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın gönderiliş amacının belirtilmesi gerektiği, aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiğinin karine olarak kabul edilmesi gerektiği, somut olayda davacı tarafın, davalıya herhangi bir açıklama ihtiva etmeyen havale ile gönderdiği paranın nişan hediyesi olarak gönderildiği, evin tadilatı dışında gönderilen bir para olduğunun iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, davacı tarafından gönderildiği iddia edilen paraların davalı tarafın sunduğu konuşma metinlerinden müşterek konutun tadilatı, bilet masrafı, yapı kayıt belgesi gibi harcamalarda kullanıldığının sabit olduğu, davacı tarafın ise bunlar dışında da para gönderildiğini iddia ettiği, sunulan banka dekontlarında açıklama bulunmadığı, uyuşmazlık konusunun tanık dinletme yasağının üzerinde olduğu, davacının yemin deliline dayanmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın nişanın iptali nedeniyle mutad dışı hediyelerin iadesi davası olduğunu ancak 164.561,25 TL'lik tutarın Aile Mahkemesi dosyasından ayrılarak sanki alacak davasıymış gibi gösterildiğini, Aile mahkemesi dosyasının bile bekletici mesele yapılmadığını, Aile mahkemesi tarafından mutad dışı hediyelerin iadesi davasından ayrılarak alacak davasına dönüştürüldüğü için tanık dinlenmeden karar verildiğini, müvekkilinin davalıya nişan dolayısıyla hediyeler ve yüksek miktarda paraları hediye olarak verdiğini, tüm dava konusu paraların düğün masrafı olarak gönderildiğini, düğünün iptali nedeniyle istenen paralar olduğunu, müvekkilin harici olarak göndermiş olduğu paraları istemediğini, davalının dosyaya sunduğu giderlerin müvekkili tarafından talep edilmediğini, mahkemenin yanıltıldığını, müvekkilinin alacağının dosyaya sunulan belgelerdeki alacaklar olmadığının açık bir şekilde yargılamada belirleneceğini, davalının Ziraat Bankası hesabındaki çıktıların dosyaya kasıtlı olarak sunulmadığını, müvekkilinin davalıya hemen hemen her ay para yatırdığını ancak bunların hiçbirini talep etmeyip sadece dava konusu nişanın bozulması nedeniyle mutat dışı hediyelerin iadesini istediğini, bilirkişi incelemesi ile bu durumun açık ve net bir şekilde açığa çıkacağını, Aile Mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, bu dosya sonucunda müvekkilinin nişanın bozulmasında hiç bir kusurunun olmadığının ortaya çıkacağını, dava konusu dosyanın mutad dışı hediye kapsamında kaldığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Davanın; vekalet ilişkisi kapsamında davalıya gönderildiği iddia edilen paranın, davalının (vekilin) görevini gereği gibi yerine getirmemiş olmasından dolayı iadesi istemine ilişkin olup; davacının, dava dilekçesinde, kendi adına taşınmaz alımı başvurusu yapmak üzere davalıya vekalet verdiğini ancak davalının taşınmaz alımı için gönderilen parayı kendisi için kullandığını belirterek gönderilen paranın davalıdan tahsilini istediği, davacının, dava dilekçesindeki bu iddiasını 25.06.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında tekrarladığı, ancak davacı tarafın daha sonra verdiği 08.11.2021 tarihli dilekçesinde ve 09.11.2021 tarihli karar duruşmasında dava konusu paranın düğün yapılacağı inancıyla davalıya gönderilen mutad dışı hediyeler olduğunu, nişanın bozulması nedeniyle nişan hediyesi olarak gönderilen paranın iadesinin gerektiğini belirterek iddialarını (maddi vakıları) değiştirdiği, 6100 Sayılı HMK'nın 141.maddesi gereği davacının dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra iddiasını değiştirmesinin mümkün olmadığı, davalı tarafın da iddianın genişletilmesine açıkça muvafakati olmadığına göre, dava dilekçesindeki iddialar yönünden davanın esası inceleneceği, öncelikle bu iddialar yönünden de genel görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan davacının göreve ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, davanın esası yönünde ise; davaya konu paranın taşınmaz alımı için gönderildiğini iddia eden davacının bu iddiasını ispatlayan bir delil dosyada bulunmadığı gibi; sonrasında davacı bu paranın nişan dolayısıyla verilen mutad dışı hediye olduğunu belirterek dava dilekçesindeki iddiasından da döndüğünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, İlk derece mahkemesince de yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı '' gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Aksaray 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.2021 tarihli ve 2021/49 E., 2021/261 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesindeki iddialarını tekrarlamış ve ek olarak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kabulüne karar verildiği halde sonuç olarak davanın reddedildiğini, hükmün çelişkili ve anlaşılmaz olduğunu, davanın nişanın iptali nedeniyle verilen mutad dışı hediyelerin iadesi davası olduğunu, paraların tümünün düğün masrafı olarak gönderildiğini, tanıklarının da bu hususu açıklığa kavuşturduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet ilişkisi kapsamında davalıya gönderildiği iddia edilen paranın, davalının (vekilin) görevini gereği gibi yerine getirmemiş olmasından dolayı iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi gereği; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''ispat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası; ''İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.''.

3. 6100 sayılı Kanun'un 141 inci maddesinin birinci fıkrası; ''Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.

'' şeklindedir.

4. 6100 sayılı Kanun'un 200 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.

5. 6100 Sayılı Kanun'un 353/1 (b-2) hükmü gereği Bölge Adliye Mahkemesi; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapmadan karar verebilir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacının, dava dilekçesindeki yer alan davalıya vekalet verdiğine, davalının gayrimenkul alacağım diyerek ve sahte yapı kayıt belgelerini göstererek kendisinde aldığı paraların iadesine karar verilmesine yönelik iddiasını 25.06.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında tekrarladığı, davacı asılın 02.11.2021 tarihli duruşmadaki beyanında ise davalıya gönderilen paraların evlilik hazırlığı için gönderilen paralar olduğunu, evlilik hazırlığı için gönderilen bu paraların davalı tarafça kendisi için harcandığını ve davalıya arsa satın almak veya yapı kayıt belgesi için para göndermediğini beyan ederek dava dilekçesindeki iddiasından döndüğü, yine davacı vekilinin 08.11.2021 tarihli dilekçesinde ve 09.11.2021 tarihli karar duruşmasında dava konusu paranın düğün yapılacağı inancıyla davalıya gönderilen mutad dışı hediyeler olduğunu, nişanın bozulması nedeniyle nişan hediyesi olarak gönderilen paranın iadesinin gerektiğini belirterek iddialarını (maddi vakıları) değiştirdiği, 6100 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen 141 inci maddesi gereği davacının dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra iddiasını değiştirmesinin mümkün olmadığı, davalı tarafın da iddianın genişletilmesine açıkça muvafakati olmadığına göre, dava dilekçesindeki iddialar yönünden davanın esası incelenmesinin doğru olduğu, davaya konu paranın taşınmaz alımı için gönderildiğini iddia eden davacının bu iddiasını ispatlayan bir delil dosyada bulunmadığı gibi; sonrasında davacının bu paranın nişan dolayısıyla verilen mutad dışı hediye olduğunu belirterek dava dilekçesindeki iddiasından da döndüğü ve davacının iddialarını yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Kabule göre de, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurularının incelendiği ve esas olarak davacının istinaf taleplerinin kabul edilmesine yönelik bir gerekçeye yer verilmediği, 6100 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen 353/1 (b) 2. bendi gereği kendisine verilen yetki ile İlk Derece Mahkemesinin kararının gerekçesinin düzeltildiği, bu durumda davacı tarafın istinaf başvurularının esastan reddine karar verilerek, resen yapılan inceleme sonucu İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekirken, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olması, eleştirilmekle yetinilmiş, bozma nedeni yapılmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.