Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1198 E. 2023/3649 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Engelli aylığı başvurusunun reddi işleminin iptali için açılan davanın hangi yargı yoluna (adli veya idari) ait olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2022 sayılı Kanun kapsamında engelli aylığı bağlanması talebinin reddine ilişkin işlemin, kamu gücü kullanılarak tesis edilmiş bir idari işlem niteliğinde olduğu ve bu nedenle uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin yargı yolu yönünden usulden reddine ilişkin kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın yargı yolu yönünden usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; %40 oranında engelli olması nedeniyle ... İlinde oturduğu süreçte davalı İdareden engelli aylığı aldığını, daha sonra ... İlçesine taşınması nedeniyle yeniden engelli aylığı bağlanması için yaptığı başvurunun davalı İdare tarafından reddedildiğini ileri sürerek, davalı İdarenin engelli aylığı başvurusunun kabul edilmemesine ilişkin 14.02.2020 tarihli kararının iptaline, tarafına engelli aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, görevli mahkemenin İdare Mahkemesi olduğunu, davacının aynı mahiyette açtığı davasının daha önceden ret ile sonuçlandığını ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle kesin hüküm itirazlarının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 2022 sayılı Kanun uyarınca Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından tespit olunarak muhtaçlığına karar verilenlere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca aylık bağlanacağı ve aylıkların Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden ödeneceği, Bakanlıkça kamu gücü kullanılarak, tek taraflı olarak tesis edilen ilgililere aylık ödenmesine ya da ödenen aylığın kesilmesine ilişkin işlemlerin dayandığı muhtaçlık kararlarının da bir idari işlemin hazırlayıcısı ve dayanağı olduğu dikkate alındığında idari bir nitelik taşıdığı, diğer yandan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından alınacak muhtaçlık kararlarının tabi olduğu usul ve esasların, bir kamu idaresi olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca tesis edilecek aylık bağlanmasına ilişkin idari işlemlerin oluşturulmasındaki usul ve esasları belirleyen 2022 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelikte düzenlendiği dikkate alındığında, anılan vakıfların 2022 sayılı Kanun'a göre verdikleri kararların da bir idari işlem niteliği taşıdığı sonucuna ulaşıldığı, somut olayda davacının, 2022 sayılı Kanun uyarınca engelli aylığı bağlanması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... işleminin iptali istemiyle açıldığı anlaşılan davada; dava konusu işlemin, davacıya 2022 sayılı Kanun uyarınca engelli aylığı bağlanması isteminin kamu gücü kullanılarak tesis edilmiş, tek yanlı, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliğinde olduğu ve 2022 sayılı Kanun'un emredici hükümlerine göre ve idari usullerle tesis edildiği gözetildiğinde, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın idari yargının görev alanında olduğu gerekçesiyle; davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı; epilepsi hastası olduğunu, çalışabilecek durumda olmadığını, bakıma muhtaç olduğunu, bu nedenle Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına başvurduğunu ancak davalının 3294 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığına dair belge verdiğini, bunun üzerine kendisine maaş bağlanmadığını, şahsi olarak hiçbir geliri bulunmadığını, babasının Bağ-Kur emeklisi olduğunu ancak maaşında haciz bulunduğunu, başka hiç bir şekilde gelirleri olmadığını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ilgili Uyuşmazlık Mahkemesi kararına göre 08.02.2013 tarihinden itibaren 2022 sayılı Kanundan doğacak ihtilaflar yönünden muhatabın artık Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olduğu, bir kamu idaresi olan bu Bakanlığın tesis edeceği aylık bağlama/bağlamama yolundaki tasarrufların da idari işlem mahiyetini koruyarak doğacak ihtilaflarda da yine idari yargının görevli olacağı, bu nedenle davanın ... Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına izafeten Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına karşı açıldığının kabulü zorunlu olup Mahkemece idari yargının görevli olduğunun kabulüyle verilen davanın usulden reddi kararının yerinde olduğundan davacının istinaf isteminin reddi gerektiği, somut olayda davacı tarafça bu dava öncesi idari yargıda aynı taleple dava açıldığı, davada adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 15/1.a maddesi gereğince görev yönünden reddedildiği, kararın Bölge İdare Mahkemesinin kararıyla istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, bu durumda bu davada Mahkemece hükmün ikinci bendinde davacıya, "Karar kesinleşince talep halinde dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine," yönelik muhtariyet verilmesi gerekirken, "idari yargıda dava açması" yönünde muhtariyet verilmesi hatalı ise de karar sonuç olarak doğru olduğundan bu hususun eleştiri konusu yapıldığı, İlk Derece Mahkemesinin yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle usulden verdiği ret kararının sonuç itibariyle doğru bulunduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı; istinaftaki sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2022 sayılı Kanun gereğince engelli aylığı bağlanmasına ilişkin başvurunun reddine ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'un (2022 sayılı Kanun) 2/b, 4 ve 8 nci maddesi,

2. 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 5, 6, 7, 8 ve 9 ncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. 02/11/2011 tarih 28103 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetelerde yayımlanarak yürürlüğe giren 662 sayılı (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair) KHK'nin 9.maddesiyle 01/07/1976 tarih 2022 sayılı Kanunun 1/1.fıkrasında yer alan "İl veya ilçe idare heyetlerinden" ibaresi " İl veya ilçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından" 8.maddesinin 1 ve 2.fıkrasında yer alan "İl ve İlçe İdare kurumlarının" ibareleri "İl veya İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının" olarak değiştirildiği,

2.Yine 02/08/2013 tarih 28726 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile de 2022 sayılı Kanunun 3/1.fıkrasında geçen "Emekli sandığına" ibaresi "Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına" şeklinde, 2.fıkrasında geçen "Sosyal Güvenlik Kurumu" ibaresi "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı" şeklinde, 4.maddesinde geçen "usul ve kullanılacak belgeler, Maliye ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarınca" ibaresi " usul ve esaslar ile kullanılacak belgeler Maliye Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından" şeklinde değiştirilmiştir.

3. 03/06/2011 Tarih ve 27958 Sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 633 Sayılı KHK ile "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı" kurulmuştur. Söz konusu kararın gerekçesinde geçen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 09/07/2018 tarih 30473 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 703 sayılı KHK ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birleştirilerek 10/07/2018 tarihinde Bakanlığın adı " Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı" olarak değiştirilmiş, 21/04/2021 tarihinde ayrı bir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının kurulmasıyla son olarak Bakanlığın adı "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı" olarak değiştirilmiştir.

4. 08/02/2013 tarihinden itibaren 2022 sayılı Kanundan doğacak ihtilaflar yönünden muhatab artık Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (son olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı) olacaktır.

5.Temyize konu edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, dava konusu işlemin, davacıya 2022 sayılı Kanun uyarınca engelli aylığı bağlanması isteminin kamu gücü kullanılarak tesis edilmiş, tek yanlı, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliğinde olduğu, 2022 sayılı yasa ile ilgili çıkan ihtilaflarda kişiler ile SGK Başkanlığı arasında kurum sigortalı ilişkisi bulunmamakta olup kurumun, Devletin 2022 sayılı yasa gereğince muhtaç durumda bulunan özürlülere yaptığı parasal yardım için de bu yasanın kendisine açıkça verdiği görev nedeniyle aracılık yaptığı, 2022 sayılı Yasanın 8 nci maddesi uyarınca kanunun 1 ve 2 nci maddelerinin kapsamına girenlerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca aylık bağlanacağı ve Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden ödeneceği şeklinde düzenleme bulunduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında aylık bağlanmasında Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakıflarınca sosyal inceleme raporları ve gerektiğinde sağlık kurulu raporları da dikkate alınarak ilgililerin bu kanuna göre aylık bağlanmasına haiz oldukları yönünde verilmiş kararların esas alınacağının kabul edildiği, bu kanuni düzenlemeler birarada değerlendirildiğinde ise, 2022 sayılı Yasa kapsamında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının Kuruluşu ve Organlarının 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma Teşvik Kanunu'nun 7 nci maddesinde düzenlendiği, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma Teşvik Kanunu'nun 7 nci maddesi gereğince sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi olsa dahi Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakıflarının bu kanun kapsamındaki işlemlerini Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı adına tesis ettiği, 2022 sayılı Kanun kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı adına kamusal görevler yüklenen bu vakıfların bu kapsamda kamu gücüne dayanak işlem tesis etmiş olması nedeniyle aldığı kararların da idari işlem niteliğinde olduğu, işlem ve kararların idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu, bir kamu idaresi olan bu Bakanlığın tesis edeceği aylık bağlama ya da kesme yolundaki tasarruflarda idari işlem mahiyetini koruyacak ve doğacak ihtilaflarda da yine İdari Yargı yeri görevli olacağından, idari işlemlerle ilgili uyuşmazlıkların adli yargı yerinde değil, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği anlaşılmakla, davacının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6.Somut olayda; davacı tarafça bu dava öncesinde idari yargıda aynı taleple dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 15/1.a maddesi gereğince davanın görev yönünden reddine karar verildiği, bu kararın Bölge İdare Mahkemesi denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesince ''Karar kesinleşince talep halinde dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine,'' yönelik muhtariyet verilmesi gerekirken, "idari yargıda dava açması" yönünde muhtariyet verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan (2) nolu ''Davacının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 9/1 maddesi uyarınca ... bu kararın kesinleşmesini müteakiben 30 gün içerisinde İdari Yargıda dava açabileceğinin muhtariyetine'' bendinin çıkartılarak yerine ''2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine'' bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.