"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2293 E., 2022/2661 K.
DAVA TARİHİ : 12.02.2018
SAYISI : 2018/143 E., 2019/785 K.
Taraflar arasındaki menfi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; ... Emlak Müdürlüğünün 20.12.2017 tarihli ve 180350 sayılı yazısı ile ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde bulunan 169 ada 18 parsel üzerinde yer alan devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan 129,22 m²'lik alanın kira sözleşmesinin sona ermesine rağmen idareye teslim edilmediği gerekçesiyle 27.12.2013-15.08.2017 tarihleri arası 1.330 gün için 370.710,90 TL cezai şart ödenmesinin talep edildiğini, bu talebin haksız olduğunu, cezaya dayanak yapılan 03.07.2009 tarihli kira sözleşmesinin süresinin dolmasından sonra yerin yeniden kiralanması için yaptıkları 05.07.2012 tarihli başvurunun idarece 10.12.2013 tarihli ve 106057 sayılı yazı ile kiralanmak istenen alanın 3621 sayılı Kıyı Kanunu gereğince kiraya konu edilemeyeceği gerekçesi ile reddedildiğini, bu işleme karşı açılan idari davanın da reddedilerek kesinleştiğini, davalı idarenin kiralayamayacağı bir yer için kira sözleşmesine dayalı olarak cezai şart isteyemeyeceğini, konusu imkansız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğunu, asıl borç geçersiz ise buna bağlı cezanın istenemeyeceğini, kira sözleşmesinin bitiminden sonraki dönemlerde ecrimisil ödeyerek bu alanı kullanmaya devam ettiğini, bu dönem için hem cezai şartın hem de ecrimisilin istenemeyeceğini, ecrimisil istenmekle cezai şart isteğinden vazgeçilmiş sayılacağını, işgal ve tasarrufuna 25.12.2013 tarihinde son verdiğini, davalı idarenin de bu durumu tespit ettiğini, 25.12.2013 tarihinden sonra cezai şartın istenemeyeceğini, cezai şart isteğinin zamanaşımına uğradığını, kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceğini, bu hükmün tacir kiracılar için de uygulanması gerektiğini, cezai şartın fahiş olduğunu, hakimin kendiliğinden cezai şart tutarını indirebileceğini, kira sözleşmesinin tarafı olan ... Turizm Yatırımları A.Ş.nin faaliyetine son verdiğini, sözleşmenin tarafı olmadığından şirket hakkında sözleşme hükümlerinin uygulanamayacağını iddia ederek, davalı idare tarafından talep edilen toplam 370.710,90 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 129,22 m²'lik alanın ... Turizm Yat. A.Ş. ile akdedilen 03.07.2009 tarihli kira sözleşmesi ile üç yıllığına kiraya verildiğini, kiracı şirketin tüm aktif ve pasifi ile davacı şirketle birleştiğini, böylelikle kira sözleşmesinin davacı şirketle devam ettiğini, kira sözleşmesinin süresinin dolmasından sonra aynı yerin yeniden kiralanması isteğinin kanunen karşılanamadığını, kira sözleşmesinin süresi sona ermesine rağmen davacının kiralananı boşaltarak idareye teslim etmediğini, bu husustaki son tespitin 15.08.2017 tarihinde kiralananın davacı şirkete ait otel bahçesi olarak kullanıldığının belirlenmesiyle yapıldığını, kira sözleşmesinin 14 üncü maddesinde "Kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1'i oranında ceza itirazsız olarak ödenir." düzenlemesinin bulunduğunu, bu düzenleme uyarınca davacı şirkete 20.12.2017 tarihli ve 180350 sayılı yazı gönderilerek; 25.12.2013-15.08.2017 tarihine kadar olan dönem için 370.710,90 TL cezanın ödenmesinin talep eidldiğini, isteğin kira sözleşmesine uygun olduğunu, kira sözleşmesinin hükümlerinden yararlanıp, edimlerini yerine getirdikten sonra, kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürmenin iyi niyet kurallarına aykırı olacağını, kiracının tacir olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 129,22 m²'lik alanın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu (2886 sayılı Kanun) hükümleri çerçevesinde 09.06.2009 tarihinde yapılan ihale ile ... Turizm Yatırımları A.Ş.ne 3 yıl süreyle kiralandığı, şirketin 30.06.2011 tarihi itibariyle tüm aktif ve pasifleri ile davacı şirkete katılma yoluyla birleştiği, kira sözleşmesinin süresinin 03.07.2012 tarihinde dolarak kendiliğinden son bulduğu, yeniden kiralama isteğinin davalı idare tarafından kabul edilmediği, şirketin kiralananı idareye teslim etmeyerek kullanmaya devam ettiği, 2886 sayılı Kanun'un 75 inci maddesi gereğince 03.07.2012 tarihi itibariyle fuzuli şagil durumuna düştüğü, yerinde yapılan tespit tarihi olan 15.08.2017 tarihi itibariyle bu durumun devam ettiği, kira sözleşmesinin 14 üncü maddesinde yer alan "..kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın idareye teslim edilmemesi halinde, geçen her gün için cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında cezanın itirazsız olarak ödeneceği" hükmünün cezai şart niteliğinde olup tarafları bağladığı, davacı şirketin kira sözleşmesinin tüm hükümlerini kabul ederek edimlerini yerine getirip sözleşme süresi sonunda yeniden kiralama girişimlerinde bulunmuş olmasına rağmen geçersizliğinin ileri sürülmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı, 25.12.2013-15.08.2017 tarihleri arasındaki dönem için uygulanacak ceza tutarının 392.225,59 TL olarak hesaplandığı, davacının talep edilen 370,710,90 TL ceza bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; kanunun emredici hükümlerine göre kiralanması mümkün olmayan bir alanın kiralanmasına ilişkin kira sözleşmesinin mutlak butlanla sakat, içerdiği cezai şartında aynı şekilde batıl olduğunu, dava konusu alan için kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren davacı şirketten ecrimisil tahsil edildiğini, 2886 sayılı Kanun'un 75 inci maddesine göre, kira sözleşmesi biten davacıdan hem ecrimisil alınmasının hem de cezai şart tahsilatı yapılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki işgalini 25.12.2013 tarihinde sonlandırdığını, bu durumun davalı idare tarafından da kabul edildiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda kiralananın tahliye edilmemesi nedeniyle kiraya verenin maruz kaldığı zarar ile bu zararı karşılamaya matuf ceza miktarı arasında adalet ve hakkaniyet ölçüsünü zedeleyen bir fark bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişiden rapor alındığı, dosya kapsamına ve somut olaya uygun bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen cezai şart bedelinin talep edilenden daha yüksek olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca cezai şartın hakkaniyet oranında indirilmesi gerektiğini, işgalin 25.12.2013 tarihinde son bulduğunun idarece tespit edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira sözleşmesindeki ceza koşuluna dair hüküm uyarınca talep edilen alacak nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2886 sayılı Kanun'un 1 ve 75 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, kiralananın tahliye edilerek kiraya verene teslim edildiğini davacı kiracının ispat edememiş olmasına, tacir olan kiracının cezai şarttan hakkaniyet indirimi yapılmasını talep edemeyeceğinin anlaşılmasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.