"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak ve itirazın iptali davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 22.12.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar asıl ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl davada; davalıdan 27.03.2009 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi ile... mevkiinde 148 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan A1-5 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını, satış sözleşmesi ile iskanın alınmaması halinde davalının 50.000,00 Euro cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, dava tarihi itibariyle bağımsız bölümün iskanının bulunmadığını, öncesinde açtığı delil tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda da bağımsız bölümün iskan alacak şekilde tamamlanmadığının tespit edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik cezai şart bedelinin 10.000,00 TL’sinin davalıdan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 100.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
2. Birleşen 2011/527 E. sayılı davada; 27.03.2009 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi ile satın aldığı bağımsız bölümün 30.10.2009 tarihinde teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, bağımsız bölümün bu tarihte teslim edilmemesi halinde aylık 4.000,00 Euro cezai şart ödeneceğinin belirtildiğini, davalının kararlaştırılan tarihte bağımsız bölümü teslim etmemesi üzerine cezai şartın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla vaki itirazın şimdilik 20.000,00 TL'si yönünden iptali ile alacağın %40'ı oranında inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiş, 03.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 205.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
3. Birleşen 2011/528 E. sayılı davada; 26.11.2008 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi ile... mevkiinde 148 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan A1-4 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını, sözleşmede bağımsız bölümün 31.05.2009 tarihinde teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, bağımsız bölümün bu tarihte teslim edilmemesi halinde aylık 2.500,00 Euro cezai şart ödeneceğinin belirtildiğini, davalının kararlaştırılan tarihte bağımsız bölümü teslim etmemesi üzerine cezai şartın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, vaki itirazın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’si yönünden iptali ile alacağın %40’ı oranında inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiş, 03.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 175.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili asıl ve birleşen davalarda; davacının sözleşme ve mimari proje dışında ek imalatlar talebinde bulunduğunu, bu nedenlerle teslim tarihlerinin değiştirildiğini, sözleşmenin ilgili maddelerinde mücbir sebepler dışında gecikme dolayısıyla her ay için tazminat ödeneceği, eksik ve kusurların belirtilen tarihlere kadar giderilmemesi durumunda alıcının eksik ve kusurları kendi insiyatifi ile giderip masrafları satıcıdan talep edeceği şeklinde düzenleme yapıldığını, bu nedenle cezai şart istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.10.2016 tarihli ve 2011/542 E., 2016/1917 K. sayılı kararıyla; asıl dava yönünden, sözleşmenin ilgili maddesinde iskanın alınması için bir tarih öngörülmediği, iskanın geç alınması nedeniyle davacının zararının oluştuğunun ispatlanamadığı ve dava tarihinden sonra iskanın alındığı gerekçesiyle konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davalar yönünden ise, itirazın iptali davalarında talep sonucunun ıslah yoluyla arttırılamayacağı, dolayısıyla dava dilekçelerinde belirtilen alacak tutarı üzerinden uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle ... 3. Tüketici Mahkemesinin 2011/527 E. sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/5065 takip sayılı dosyasında davalının 8.896,40 Euro’ya yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, itiraz edilen asıl alacak olan 8.896,40 Euro’nun takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan tutarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteminin reddine, birleşen ... 3. Tüketici Mahkemesinin 2011/528 E. sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/5066 takip sayılı dosyasında davalının 8.896,40 Euro’ya yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, itiraz edilen asıl alacak olan 8.896,40 Euro’nun takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan tutarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri ve ihbar olunan Gelişim ... Oto. Tic. San. Ltd. Şti. vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.04.2018 tarihli ve 2017/1861 E., 2018/610 K. sayılı kararıyla; dava konusu sözleşmelerde ihtirazi kayda gerek olmaksızın cezai şart istenilebileceğine dair bir hükmün bulunmaması, davacının dava konusu taşınmazları teslim alırken de cezai şarta ilişkin haklarının saklı tuttuğuna dair bir ihtirazi kayıt ileri sürmemesi nedeniyle ceza isteme hakkının bu sebeple düştüğü ayrıca konusu itirazın iptali olan ve alacak miktarı takip talebi ile net olarak belirtilen birleşen dosyalarla ilgili ıslah talebinin geçerli olmadığı bu nedenle birleşen dosyalar yönünden müddeabih olarak dava dilekçesinde belirtilen değerlerin esas alınması gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine, ihbar olunan Gelişim ... Oto. Tic. ve San. Ltd. Şti.nin taraf sıfatı bulunmaması nedeniyle istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile ... 4. Tüketici Mahkemesinin 2011/542 E. 2016/1917 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davacının tazminat talebine ilişkin asıl davasının ve ... 3. Tüketici Mahkemesine açtığı ve bu dosya üzerinde birleştirilen her iki itirazın iptali davalarının reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 11.02.2021 tarihli ve 2020/7412 E., 2021/1279 K. sayılı ilamıyla; asıl davada dosya kapsamından sözleşme konusu taşınmazın iskanının 09.10.2012 tarihinde alındığı anlaşılmakla birlikte, sözleşmenin anılan maddesinde davalının yalnızca taşınmazın iskanının alınmaması durumunda değil, beklenenin haricinde taşınmazda değer kaybı oluşması halinde de cezai şart talep edilebileceği düzenlendiğinden Mahkemece taşınmazda teslim tarihi itibariyle değer kaybı bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, birleşen davalarda ise, davacı tarafından cezai şartın ödenmesi talebine ilişkin olarak davalıya gönderilen elektronik postalar ve ihtarnamenin ihtirazi kayıt niteliği taşıdığı, bu nedenle Mahkemece davaya konu taşınmazların davacıya teslim edildiği tarih araştırılıp, davacı tarafından gönderilen elektronik posta ve ihtarnamenin belirlenen teslim tarihinden önce davalıya ulaştığının anlaşılması halinde, anılan bildirimlerin ihtirazi kayıt niteliğinde olduğu kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği, kabule göre de; itirazın iptali davasına konu icra takibindeki talep miktarını aşmamak kaydıyla, ıslah yolu ile dava değerinin artırılmasının mümkün olduğu ancak somut olayda 1 yıllık dava açma sürenin dolduğu bu nedenle 03.03.2016 tarihinde yapılan ıslah ile artırılan talebin dikkate alınmasının mümkün olmadığı, Mahkemece, davacının birleşen itirazın iptali davalarında yapılan ıslahı değinilen gerekçe ile değerlendirerek bir karar vermesi gerektiğinden bahisle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dairelerin davacının iddia ettiği 22.05.2012 tarihinde teslim edildiği kabul edilerek, asıl dava yönünden, sözleşmenin ilgili maddesinde iskanın alınması için bir tarih öngörülmediği, iskanın geç alınması nedeniyle davacının zararının oluştuğunun ispatlanamadığı ve dava tarihinden sonra iskanın alındığı gerekçesiyle konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davalar yönünden ise, dava tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra yapılan ıslah ile artırılan talebin dikkate alınamayacağı, bu nedenle dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak yaptırılan hesaplamanın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle ... 3. Tüketici Mahkemesinin 2011/527 E. sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/5065 takip sayılı dosyasında davalının 8.896,40 Euro’ya yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, itiraz edilen asıl alacak olan 8.896,40 Euro’nun takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan tutarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteminin reddine, birleşen ... 3. Tüketici Mahkemesinin 2011/528 E. sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/5066 takip sayılı dosyasında davalının 8.896,40 Euro’ya yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, itiraz edilen asıl alacak olan 8.896,40 Euro’nun takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan tutarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteminin reddine kesin olarak karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesince 22.12.2022 tarihli ek karar ile verilen karar kesin olduğundan ve kesin kararlara karşı temyiz yoluna gidilemeyeceğinden davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiş, ... bu karara karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; gerek davaların yabacı para üzerinden ikame edilmesi gerekse yargılama esnasında yapılan ıslah işlemi nazara alındığında dava değerlerinin ıslah tarihi ve karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının üzerinde olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince asıl davanın konusu olan sözleşme maddesinin hatalı yorumlandığını, birleşen davalarda ise davanın niteliği değişmeden ıslah ile arttırılan kısmı için davaya tahsil davası olarak devam edilmesi gerektiğini bu nedenlerle verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesinin asıl ve ek kararının kaldırılarak davaların kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada sözleşmeden kaynaklanan cezai şart istemine, birleşen davalarda cezai şart alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 179 uncu ve devamı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176 ncı ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
A. Asıl dava yönünden;
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre dava değeri olarak gösterilen ve reddedilen toplam miktar 100.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar, yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile söz konusu ek kararın onanması gerekir.
B. Birleşen davalar yönünden;
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kesinlikten reddine karar verilmiş ise de; birleşen davalarda dava değerinin ıslah ile artırılan ve harçlandırılan miktar üzerinden değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda reddedilen tutarların Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin üstünde kaldığı, bu nedenle birleşen davalara yönelik temyiz dilekçesinin kesinlikten reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; birleşen davalara yönelik 22.12.2022 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek işin esasına yönelik yapılan incelemede;
Davacı, 26.11.2008 ve 23.07.2009 tarihli sözleşmeler ile satın aldığı taşınmazların sözleşmelerde belirtilen tarihlerde teslim edilmemesi sebebiyle, sözleşmelerde kararlaştırılan cezai şartın tahsilini talep etmiştir. 23.07.2009 tarihli sözleşmenin 5 inci maddesinde bağımsız bölümün 31.10.2009 tarihine kadar teslim edilmemesi halinde her ay için 2500 Euro, 4 nolu bağımsız bölüm için 26.11.2008 tarihinde düzenlenen sözleşmenin 5 inci maddesinde 31.05.2009 tarihine kadar teslim edilmemesi halinde her ay 4000 Euro cezai şartın ödeneceği kararlaştırılmış olmakla, ifaya ekli cezai şart niteliğindeki bu hüküm geçerli olup tarafları bağlar. Mahkemece dairelerin teslim tarihinin 22.05.2012 olduğu ve davalının geç teslim nedeniyle kusursuz olduğunu ispatlayamadığı tespit edilmiş olmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A.Asıl dava yönünden;
Bölge Adliye Mahkemesince verilen 22.12.2022 tarihli ek kararın ONANMASINA,
B.Birleşen davalar yönünden;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca birleşen davalar yönünden ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.