"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/517 E., 2022/1664 K.
DAVA TARİHİ : 23.08.2016
KARAR :Davanın kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mardin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/820 E., 2019/106 K.
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Yıldırım Eczanesi’nin sahibi olduğunu, kurumca Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2009 protokolüne göre bir adet reçeteden dolayı hakkında 250 TL cezai şart tahsili ve 3 ay süreyle sözleşmesinin feshi cezası uygulandığını, bu işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla tedbir talep ederek Mardin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/200 Esas sayılı dosyasında dava açtığını, dava devam ederken 2012'de yapılan yeni protokolle cezasının kaldırılması sebebiyle dosyayı takipsiz bıraktığını, daha sonra 2016 Temmuz ayına kadar yeni protokoller doğrultusunda SGK ile anlaştığını, ancak 12.07.2016 tarihinde eczane ekranına "07.06.2016 tarihi itibariyle iptallidir" yazısı düşünce SGK ile yapılan görüşmede yeni protokol imzalanması gerektiğinin söylendiğini, protokolün imzalandığını ancak davalı tarafından 07.06.2016 ve 13.07.2016 tarih aralığındaki ilaç bedellerinin ödenmeyeceğinin belirtildiğini, bu süreçte 200.000 TL'lik ilaç satışı gerçekleştirmiş olduğundan yapılan kurum işleminin hatalı olduğunu belirterek iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; uygulanan Kurum işleminin yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ekranının Kurumca kapatılmaması nedeniyle davacının Kuruma faturalandırma yapmasının yerinde olduğu, aksi halde davalının reçete bedellerini davacıya ödemeyerek sebepsiz yere zenginleşeceği, davacı eczanenin bir kusuru veya kötüniyeti bulunmadığı, davanın süresinde açıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne; davalı ... Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı’nın 07.06.2016 – 13.07.2016 tarihleri arasında davacının SGK'ya fatura ettiği reçete bedellerinin (200.000 TL) davacıya ödenmemesi ile ilgili işlemin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinafa Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının kanun ve hukuka aykırı olduğunu, yetkili ve görevli olmayan mahkemece davaya bakıldığını, Ankara İş Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu, karara dayanak alınan bilirkişi raporunun yetkisiz ve uzmanlığı nakıs bir bilirkişi tarafından düzenlendiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı kurumun 14.11.2011 tarihli yazısı ile davacı hakkında 2009 yılı protokolünün 6.3.9 uncu maddesi uyarınca uyguladığı 250 TL cezai şart tahsili ve 3 ay süreyle sözleşmenin feshi cezasının tedbiren durdurulması için davacının yapmış olduğu başvurunun Çınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/3 D. İş Sayılı dosyası üzerinden kabulüne karar verildiği, daha sonra davacının cezai işlemin iptaline yönelik açmış olduğu Mardin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/200 esas ve 2012/421 karar sayılı dosyasında verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın 07.06.2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine alınan tedbir kararı hükümsüz kaldığından, davalı kurum tarafından eczacının fesihli olarak kaldığı 07.06.2016-12.07.2016 (bu tarihlerde dahil) tarihleri arasında reçete karşılama işlemi yapamayacağından, bu tarihler arasında karşılanan reçetelerin adı geçen eczacıya ödenmemesi hususunda karar verilmiş ise de, anılan tarihlerde taraflar arasında bir sözleşme bulunmamakla birlikte davalı kurumun davacıya ait ekranı kapatmayarak davacı eczacının reçete işlemi yapmasına imkan sağladığı ve kendi kusuru ile ilaç satışına sebebiyet verdiği anlaşılmış olmakla, ayrıca 12.07.2016 tarihi itibariyle davacıyla yeniden sözleşme yapılmış olduğu da gözetildiğinde kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yinelemek suretiyle verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2009 protokolüne aykırı davrandığı gerekçesiyle hakkında uygulanmasına karar verilen 3 ay süreyle sözleşmenin feshi cezasının Kurumca Medula ekranının kapatılmasının unutulması üzerine geriye dönük uygulanıp uygulanamayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller başlıklı 266. maddesi şu şekildedir;
"(1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (Değişik cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. (Ek cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez."
2. Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 6.12 nci maddesi şu şekildedir;
“Bu Protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması halinde yazılı talebi ile; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesi ve/veya cezai şart uygulanmasına ilişkin fiil/fiiller için bu Protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. Ancak Kurumca tahsil edilmiş olan cezai şart ve yersiz ödeme tutarları geri ödenmez, mahsup edilmez.
Bu protokolden önceki protokollerde sözleşmenin feshi ve cezai şart gerektiren maddelerden bu protokolde kaldırılmış olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya cezai şart uygulanmış olan işlemler, konusu kalmadığından durdurulur ve işlem yapılmaz.
Bu Protokolün yürürlük tarihinden önce (5.3) numaralı maddede sayılan fiillerden dolayı sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczanelerin yazılı talebi üzerine, bu Protokoldeki cezai şart ve fesih hükümleri uygulanır. Ancak eczanenin feshine ilişkin fiil için; bu Protokol hükümlerinde eczacının yazılı olarak uyarılması ve/veya "tekrarı halinde" yeni bir yaptırım belirtilmiş ise, bu Protokolün yürürlük tarihinden önce yapılmış fesih işlemi “yazılı olarak uyarı” ve/veya fesih işlemine esas fiil ise tekrara dayalı yaptırımlar için ilk fiil olarak kabul edilir.
Bu madde hükmü uygulanırken daha önce Kuruma devredilen kurumlar ile yapılan protokoller gereği sözleşmesi feshedilen eczacı için, fesih tarihinden itibaren geçen süre bu Protokol hükümlerine göre sözleşme yapılmayacak süreden düşülür.”
3. Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 5.3.4 üncü maddesi şu şekildedir;
"Reçetede yazılı ilaç yerine farmasötik eşdeğer olmayan ilaç verilmesi durumunda bir fatura döneminde ilaç bedelinin 5 (beş) katından az olmamak üzere 500 (beş yüz) TL cezai şart uygulanır. Bu maddenin uygulanmasında reçetenin karşılandığı tarihteki Kurum provizyon sistemindeki eşdeğer tablosu dikkate alınır.
4. Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2009 protokolünün 6.3.9 uncu maddesi şu şekildedir;
“Reçetede yazılı ilaç yerine farmasötik eşdeğer olmayan ilaç verilmesi durumunda, yanlış verilen ilaç bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczane yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde ilaç bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 3 ay süre ile sözleşme yapılmaz.”
3.Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalının Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2009 protokolünün 6.3.9 uncu maddesine göre davacının sözleşmesini 3 ay süreyle feshetmeye karar vermesine rağmen davacı tarafından açılan davalar neticesinde fesih cezasını uygulamayı unuttuğunu fark etmesi üzerine geriye dönük uygulamak istemesinin aralarındaki sözleşmeye aykırı olacağı, fesih cezalarının sadece ileriye yönelik uygulanabileceği, ayrıca 2016 yılı protokolünün davacının eylemine uyan 5.3.4 üncü maddesinde fesih cezasının kaldırılmış olduğu da dikkate alındığında davacının talebi üzerine aynı protokolün 6.12 nci maddesi uyarınca Kurumun bu cezayı kaldırması gerekeceğinden davanın kabulü kararının yerinde olduğu, uyuşmazlığın çözümünün hakimin hukuki bilgisi ile yapılabileceği, sözleşme maddelerinin uygulanmasının hakimin görevi olduğu dikkate alındığında 6100 sayılı Kanun'un 266 ncı maddesince bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek olmadığından davalının bu hususa yönelik temyiz itirazlarının da reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan söz konusu kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle ;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.