"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1321 E., 2022/851 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/273 E., 2021/273 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı İdare tarafından dava dışı şirkete borcundan dolayı müvekkili şirkete 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre alacaklarına ilişkin posta yoluyla haciz ihbarnamesi gönderilerek, 18.06.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 25.06.2019 tarihinde dava dışı şirketin alacağının bulunmadığına dair itiraz edildiğini, 26.06.2019 tarihli ikinci bir tebligatla itirazın dayanağı belgelerin gönderilmesinin KEP üzerinden istenildiğini, bu tebligata cevap verme süresinin sehven kaçırıldığını, bu defa ilk bildirimden farklı tutara ilişkin ödeme emri ve vergi cezası düzenlendiğini, davalı İdare tarafından borcun ödenip ödenmediğinin araştırılmadığını, tebliğ tarihi itibariyle borçlarının bulunmadığını, dava dışı şirketin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işi bırakarak zarara uğrattığını, bilgi isteme adında ikinci tebligatın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; davalı İdareye borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; vergi borçlusu dava dışı şirketin davacıdan alacağının olduğunun görülmesi üzerine haciz bildirisi gönderildiğini, davacı şirket tarafından borçlarının bulunmadığının bildirildiğini ancak ödemelere ilişkin belge sunulmadığından 15 ... içerisinde eksik belgelerin ibrazının e-tebliğ yoluyla iletildiğini, düzeltme fişi ile miktar değiştirilerek ... ödeme emrinin tebliğ edildiğini, yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Davanın açıldığı ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.06.2020 tarihli ve 2020/222 E., 2020/176 K. sayılı kararıyla; davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
2. Görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanını gönderildiği İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi incelemesi neticesinde, davacının faturalar karşılığı borçlandığı, faturalara ilişkin haciz bildirimi tarihi öncesinde davacı tarafından nakit ve çek ile dava dışı mükellefe ödemeler yapıldığı, haciz bildirimi tarihi itibariyle borcu bulunmadığından talebinde haklı olduğu, haciz bildirimine süresinde itiraz edilmediğinden davacının dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderlerinin üzerinde bırakıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacı şirketin davalı İdareye borçlu olmadığını tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; haciz bildiriminin 18.06.2019 tarihinde tebliğ alındıktan sonra itiraz edilerek dava dışı kamu borçlusunun hak ve alacağının bulunmadığının belirtildiğini, davalı İdarenin 02.07.2019 tarihinde ödeme belgelerinin istenildiğine ilişkin beyan ettiği e-tebligatın yapılmadığını, bu hususa ilişkin belge ibraz edilmediğini, e-tebligat gelip gelmediğine ilişkin araştırma yapıldığında gönderilmediğini öğrendiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; İdarece yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle rapor verildiği, sırf rapora göre karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda davacı şirketin dava dışı vergi borçlusuna tüm borcunu ödediği, davacının borçlu olmadığının tespiti kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu, davacı şirket vekilinin dava dilekçesinde ikinci tebligatın 26.06.2019 tarihinde müvekkili şirketin KEP adresine tebliğ edildiğini, sürenin sehven kaçırıldığını belirterek dava dilekçesi ekinde de tebliğ edilen belgeyi sunduğunu bildirmesi nedeniyle, davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet vermediği anlaşıldığından davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrarla, davalı idarenin 23.06.2019 tarihinde e-tebligat gönderildiğini beyan ettiğini, her ne kadar dava dilekçesinde sürenin sehven kaçırıldığını belirtilmiş ise de sonrasında yapılan araştırmalarda ve cevaba cevap dilekçesinde de izah edildiği üzere herhangi bir tebligat gelmediğini, davanın açılmasına sebebiyet verildiği tespitinin doğru olmadığını ileri sürerek; kararın düzelterek onanmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmistir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesine göre menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi; "Hamiline yazılı olmayan veya cirosu ... senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi ... olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken ... ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır. Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri; amme borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya mahallindeki tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ edileceği gibi Maliye Bakanlığınca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebilir. Haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne aittir.
Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi ... içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.
Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip işlemlerinin durdurulması hakkında kararı veren mahkeme tarafından çözümlenir. Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın % 10'u tutarında ayrıca inkâr tazminatına hükmedilir.
Bu Kanun uyarınca kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açıp itirazında kısmen veya tamamen haksız çıkan üçüncü şahıs hakkında, menfi tespit davasının lehine sonuçlanması veya asıl amme borçlusunun takip konusu amme alacağını tamamen ödemiş olması halinde, bu Kanunun 58 ...
maddesinin beşinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
Üçüncü şahıs, haciz bildirisi üzerine yedi ... içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresi bir yıl içinde, üçüncü şahsın yaptığı itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338 ... maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebilir.
Menkul malların aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde değeri ödenir. Üçüncü şahısların genel hükümler gereğince asıl borçluya rücu hakları saklıdır." hükmünü içermektedir.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı 326 ncı maddesinde; “(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
(3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
3. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168 ... maddesinin ikinci fıkrasında, 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından ... her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği ifade edilmiştir.
4. Hukuki dinlenilme hakkı, ... dayanağını 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde yer ... hak arama özgürlüğüne ilişkin düzenlemeden alır. Anayasa'nın 36 ncı maddesine göre, herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.
3. Değerlendirme
1. 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi kapsamında açılan menfi tespit davalarında, dava dışı mükelleflerin üçüncü şahıslardaki alacaklarının haczi halinde, üçüncü şahıs konumundaki davacının haciz bildiriminin tebliği tarih itibariyle borcunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda haciz bildiriminin tebliğ edildiği tarih itibariyle davacının dava dışı mükellefe borcunun bulunmadığı anlaşılmakla, davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesine göre süresinde haciz bildirimine itiraz edilmediği takdirde borcu bulunmadığını iddia eden kişiye menfi tespit davası açabilme imkanı tanınmıştır. Davacı tarafın söz konusu yasal hakkını kullanarak menfi tespit isteminde bulunduğu ve yargılama sonucunda haklı olduğu belirlenmiştir. Bu itibarla; davacı tarafça yapılan yargılama gideri ve maktu vekalet ücretinin aleyhine hüküm verilen davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının beşinci bendinde yer ... "Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı vekili lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına," ibaresinin çıkartılarak yerine "Davacı tarafından yapılan 659,50 TL yargılama gideri ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168 ... maddesi uyarınca takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
1. Dava, 6183 sayılı Kanun’un 79. Maddesi uyarınca, kamu alacağı haciz ihbarnamesine karşı borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
2. Davacı tarafın, dava dışı kamu borçlusu şirketle ticari ilişki içerisinde olduğu, 18.06.2019 tarihinde kendisine tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine 25.06.2019 tarihinde itiraz etmesi üzerine davalı idare tarafından kendisine 26.06.2019 tarihinde ikinci bir bildirimde bulunulduğu ve itirazın dayandığı belgelerin istenildiği, bu defa davacının süresi içerisinde bu belgeleri davalı idareyi göndermediği ve bu defa 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 18.06.2020 tarihinde bu davayı açtığı konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
3. Somut olayda, 6183 sayılı Kanun’un 79/4 maddesi uyarınca menfi tespit davasını açan taraf haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğ edildiği tarih itibariyle üçüncü şahsa borçlu olmadığını ispat etme yükümü altındadır.
4. Davacı ispat vasıtası olarak sadece kendisi tarafından tutulmuş ticari defter ve kayıtları sunmuştur.
5. Bilirkişi raporunda; davacının, dava dışı ... A.Ş.’ye 25.489.629 TL borçlu olduğu ve tüm borcu haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce ödediğine dair kayıtların bulunduğu ifade edilmiş ve mahkemece de buna dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
6. Ancak HMK’nın 222/2. Maddesinde yer ... “(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek 2. cümle: 22.07.2020 - 7251 S.K/Madde 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Düzenlemesi uyarınca, bir ticari defterdeki kayıtların sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için ticari ilişkinin karşı tarafınca tutulmuş kayıtlara aykırı olmaması ... bulunmaktadır.
7. HMK’nın 221. Maddesi uyarınca Mahkemece, sadece davanın taraflarının değil, bunlarla ticari ilişki içerisinde olan 3. Kişilerin ticari defter ve belgelerinin ibrazına da karar verebilir.
8. Bu durumda, Mahkemece, HMK’nın 221/1 maddesi uyarınca, davacı ile ticari ilişkinin diğer tarafı olan ... AŞ’ye ait ticari defterlerin ibrazının istenmesi ve ibrazı halinde bilirkişi tarafından incelenerek, ancak burada yer ... kayıtların da davacının ticari kayıtlarını doğrulaması halinde davanın kabulüne, aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, Daire çoğunluğunca eksik incelemeye dayalı olarak İlk Derece Mahkemesince davacı tarafça ... tutulan ... taraflı defter kayıtlarına istinaden oluşturulan hükme yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamasını isabetli bulmuyorum.