Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1598 E. 2023/3525 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra memurunun kusurlu eylemleri nedeniyle davacının ihale bedelinin nemalandırılmamasından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından yapılan ödemelerin ve iade edilen miktarların bilirkişi raporunda hatalı olarak hesaplandığı, icra müdürlüğü tarafından yapılan ödemenin mahsup edilmediği ve bu nedenle mükerrer tahsilata sebebiyet verildiği gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; icra dosyasında satışa çıkarılan dava konusu taşınmazın müvekkiline ihale edildiğini, ihale bedellerinin ödenmesine rağmen açılan davalar nedeniyle taşınmazın müvekkili adına tescil edilmediğini, müvekkilinin icra müdürlüğüne toplam 111.200,00 TL yatırdığını ancak bu paranın 103.442,85 TL'lik kısmının iade edildiğini, ayrıca icra müdürlüğünün parayı nemalandırmadığını, ihalenin feshi davasının yaklaşık 11 yıl sürdüğünü, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle oluşan zararın da tazmin edilmesi gerektiğini, müvekkilinin nemalandırma ötesinde zararının olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL müvekkiline iade edilmeyen ihale bedelinin, 1.000,00 TL müvekkili tarafından yatırılan paranın nemalandırılmamasından kaynaklanan zararın, 500,00 TL makul sürede bitmeyen ihalenin feshi davası nedeniyle nemalandırmanın ötesinde oluşmuş munzam zararın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20.03.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat kalemlerini ana paradan eksik ödemeye ilişkin talebini 7.757,00 TL'ye, eksik nemalandırmaya ilişkin talebini 224.382,00 TL'ye, munzam zarara ilişkin talebini 67.784,00 TL'ye, toplamda ise talebini 299.923,00 TL'ye arttırmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili; ihalenin feshinde İdarenin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 134 üncü maddesi gereği ihalenin feshine ilişkin şikayetin kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine ihale bedeli nemaları ile birlikte hak sahibine ödenir hükmü dikkate alındığında, davacının kendisine iade edilmemiş ve nemalandırılmamış ihale bedelini alması gerektiği, ihale bedelinin nema ve faizleri ile birlikte 327.825,24 TL'yi bulduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile 327.825,24 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bu bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davanın yasal süresi içinde açılmadığı, tazminat davasında aranması gereken kusur, zarar, illiyet bağı ve hukuka aykırı bir fiil şartları aranmadan farazi bir değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyuşmazlığın 2004 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinden kaynaklandığından haksız fiile ilişkin hükümlerin uygulanacağı, haksız fiillerde tazminat olarak gerçek zararın karşılığına hükmedileceği, davacının 25.08.2008 tarihinde icra dosyasında satışa çıkarılan 7 adet taşınmazın ihalesine katılarak taşınmazları ihale yolu ile satın aldığı, ihale bedeli olan toplam 111.200,00 TL'nin 13.08.2009 tarihinde davacı tarafından icra müdürlüğüne yatırıldığı, ihalesi yapılan taşınmazlar hakkında ihalenin feshi davası açıldığı, davanın 17.05.2019 tarihinde kesinleştiği, aynı zamanda ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.12.2017 tarihli ve 2017/382 E., 2017/642 K. sayılı kararı ile icra takibinin iptal edildiği, davacının icra müdürlüğünden yatırdığı ihale bedelinin iadesini talep ettiği, icra müdürlüğü tarafından 23.05.2019 tarihinde davacıya 103.442,85 TL'nin iade edildiği, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen 21.11.2019 tarihli raporda ihale bedelinin nema ve faizleriyle birlikte 327.825,24 TL olarak hesaplandığı, davalının zararın tamamından sorumlu olduğu, mahkemece bilimsel verilere uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, 2004 sayılı Kanun'un 134 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince icra müdürlüğünün davacı tarafından yatırılan ihale bedelinin

nemalandırmayarak davacıyı zarara uğrattığı, davalı idarenin aynı Kanun'un 5 inci maddesi gereğince icra müdürlüğünün kusurlu işleminden dolayı uğradığı zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, icra memurunun kusurundan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 134 ncü maddesinin yedinci fıkrası

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, ihale bedelini nemalandırmayan icra memurlarının kusurlu eylemleri ile davacının zarara uğramasına neden olunduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı tarafından ihale ile alınan taşınmazların satış bedeli, masraf ve vergilerin yatırıldığı ancak adına tescil edilemediği, satış bedelinin nemalandırılmadığı uyuşmazlık konusu değildir. Yargılamada alınan bilirkişi raporunda, davacının ihale bedelinin nemalandırılmasından kaynaklanan zararının 327.825,24 TL olarak belirlendiği, davacıya yapılan 103.442,85 TL ödemenin mahsubu ile kalan kısmın 224.382,39 TL olduğu belirtilmiştir. Söz konusu bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de; öncelikle bilirkişi raporunda davacı tarafından yapılan ödemelerin tarihlerinin yanlış yazıldığı görülmüştür. Davacı tarafından 28.08.2008 tarihinde 50.000,00 TL olarak yapılan ödemenin tarihi bilirkişi raporunda 13.08.2009 olarak, yine 13.08.2009 tarihinde 56.000,00 TL olarak yapılan ödemenin tarihi ise 28.08.2008 olarak gösterilmiş ve buna bağlı olarak yapılan hesaplama hatalı olmuştur. Bunun yanı sıra, 09.03.2009 tarihli reddiyat makbuzu ile davacıya iade edilen 5.200,00 TL ödeme gözetilmeden ve mahsubu yapılmadan hesaplama yapılmıştır. Ayrıca icra müdürlüğü tarafından davacıya 23.05.2019 tarihinde 103.442,85 TL ödendiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda bu ödeme mahsup edilmiş ise de, İlk Derece Mahkemesince; bu bedel mahsup edilmeden bilirkişi tarafından belirlenen 327.825,24 TL esas alınarak mükerrer tahsilata sebep olunmuştur. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince; davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemeler ve iade edilen miktarlar gözetilerek yeniden nemalandırma bedelinin hesaplaması için denetime elverişli bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1.Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.