Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1735 E. 2023/3537 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra İflas Kanunu'nun 89. maddesine göre açılan menfi tespit davasında, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin nispi mi yoksa maktu mu olması gerektiği.

Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 89/3. maddesindeki maktu harç düzenlemesinin amacının, iyiniyetli üçüncü kişilerin kolayca menfi tespit davası açabilmelerini sağlamak olduğu, ancak davanın konusunun bir bedele ilişkin olması sebebiyle vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı tarafın dava dışı takip borçluları ... ... Tic. Ltd. Şti. ile Ç. ... İnş. Mat. Tic. Ltd. Şti. aleyhine ... 2. İcra Müdürlüğünün 2016/1347 E. sayılı takip dosyasında başlattığı takipte müvekkiline 1. 2. haciz ihbarnameleri gönderildiğini, 1. haciz ihbarnamesine süresinde cevap verilmediğini, daha sonra 2. haciz ihbarnamesinin gönderilerek 20.03.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, haciz ihbarına 21.03.2017 tarihinde itiraz edildiğini, ancak dilekçe içeriğinde sehven 1. haciz ihbarnamesinden bahsedildiğini, oysa 2. haciz ihbarnamesinin tebliğinden 1 gün sonra itiraz edilmesi nedeniyle amacın 2. haciz ihbarnamesine itiraz olduğunu, buna rağmen icra müdürlüğünce maddi hatanın kabul edilmeyerek 2. haciz ihbarnamesine karşı da itirazda bulunulmadığının kabul edildiğini, müvekkilinin dava dışı borçlulara herhangi bir borcunun bulunmadığını, şirket defterlerinin incelenmesi halinde taraflar arasında ticari ilişkinin olmadığının görüleceğini ileri sürerek, müvekkilinin borcunun olmadığının tespit edilmesine ve itiraz edilmesine rağmen geçersiz sayılan itirazın geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; cevap dilekçesi vermemiş, duruşma; "davacı ile borçlunun... ... İnş .. Ltd. Şti. arasında ... sözleşmesi bulunmaktadır, borçlu davacının bayisidir, bu nedenle haricen aldığımız duyumlara göre taraflar arasında teminat ilişkisi bulunmaktadır, buda alacak borç ilişkisinin bulunduğunun karinesidir" şeklinde beyanda bulunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, 11.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda, haciz ihbarının yapıldığı tarih itibariyle davacının borçlu şirketlere herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edildiği, davalı vekilinin son oturumda, teminat ilişkisinin bulunup bulunmadığının araştırılmasını talep ettiği, süresinde davaya cevap verilmemesine rağmen Mahkemece ön inceleme oturumunda delillerin sunulması için süre verilmiş ise de davalı tarafça herhangi bir delil sunulmaması karşısında yargılamanın geldiği aşaması itibariyle, yeniden delil toplama imkanı bulunmadığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu davacı ile dava dışı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu haciz ihbarları ve rapor tarihi itibariyle dava dışı borçluların herhangi bir alacağının bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüyle; davacının ... 2. İcra Müdürlüğünün 2016/1347 E. sayılı takip dosyasında gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, taraflar arasındaki teminat ilişkisinin araştırılmadığını, davacı tarafın haciz ihbarnamelerine itiraz etmemesi ve işbu davayı açmasının kendi kusurundan kaynaklandığını, kendi kusuru neticesinde dava açılmasına sebep olan davacı lehine nispi vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğini belirterek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi incelemesinde borçlu şirket ile 3. kişi davacı şirket arasında ticari ilişkinin olduğu, ancak takip tarihi ve ihbarname tarihleri itibari ile borçlu şirketin alacağının bulunmadığı tespit edilmiş olduğu, davalının borçlu şirketin davacı 3. şahsın bayisi olduğu belirtilerek teminat mektubunun bulunması gerektiği bu hususun bilirkişi tarafından araştırılmadığından raporun eksik olduğu yönündeki istinafı açısından iddia edilen teminatın borçlunun mal varlığına dahil olmayıp 3. kişinin bayilik ilişkisi nedeniyle teminat olarak verilmesi karşısında 3. kişinin alacağının teminatı mahiyetinde olduğu ve borçlunun muaccel bir alacağının bulunmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesinin ve davacı 3. kişinin İİK'nın 89 uncu maddesinin birinci fıkrası ihtarnamesine 2. ihtarnamenin tebliğ tarihinden sonra verilen itiraz dilekçesinde açıkça 1. haciz ihbarnamesine yasal süresinde itiraz ediyoruz tabirinin kullanılması nedeniyle bu itirazın 2. haciz ihbarnamesine itiraz olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamakla birlikte, 3. haciz ihbarnamesi davalı alacaklının istemi üzerine çıkarıldığından davanın açılmasına davacı sebebiyet vermediğinden harç ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulmasının yerinde olduğu, ne var ki İİK'nın 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrası son cümlesi gereğince maktu harç alınması gerekirken (maktu harç alınması gerektiği açıklanarak davalıdan nispi harç alınmıştır) nispi harç alınması, İİK'nın 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre açılan menfi tespit davalarında maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin kısmen istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek esas hakkında

karar verilmek üzere kaldırılmasına, davanın kabulüyle; davacının ... 2. İcra Müdürlüğünün 2016/1347 E. sayılı takip dosyasında gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Davacı vekili katılma yoluyla temyiz başvurusunda; Bölge Adliye Mahkemesinin vekalet ücreti yönünden vermiş olduğu kararın hatalı olduğunu, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın vekalet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İİK'nın 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereğince menfi tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve ispat yükü kendisinde bulunan davacının yasal deliller ile borçlu olmadığını ispat etmiş olduğunun anlaşılmasına göre de davalının temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Bölge Adliye Mahkemesince, 3. haciz ihbarnamesi davalı alacaklının istemi üzerine çıkarıldığından davanın açılmasına davacı sebebiyet vermediğinden harç ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulmasının yerinde olduğu, ne var ki İİK'nın 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrası son cümlesi gereğince maktu harç alınması gerekirken (maktu harç alınması gerektiği açıklanarak davalıdan nispi harç alınmıştır) nispi harç alınması, İİK'nın 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre açılan menfi tespit davalarında maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin kısmen istinaf başvurusunun kabulüne ve Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de; İİK’nın 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan harca ilişkin düzenlemede amaç, açılacak menfi tespit davalarının maktu harca tâbi olması öngörülerek, iyiniyetli üçüncü şahısların kolaylıkla menfi tespit davası açmak suretiyle iddialarını ispatlaması olanağı sağlamaktır. O hâlde davanın konusu bedele ilişkin olduğundan Mahkemece hükmedilmesi gereken vekâlet ücreti karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin üçüncü kısmına göre, takdir edilmesi gereken nispi vekâlet ücretidir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacının temyiz itirazının kabulü ile; temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 6 nolu maddesinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 15.587,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı vekiline verilmesine" rakam ve ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.