Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1783 E. 2024/1732 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İzinsiz çıkarılan maden bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımı süresinin kamu kurumlarında dava açılmasına emir vermeye yetkili makamın öğrenme gününden itibaren işlemeye başlayacağı ve Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat Ayşe .. ile davalı vekili Avukat ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı şirketin IR 1527 sayılı ruhsatlı maden alanından izinsiz ve ruhsatsız olarak toplam 399.780 ton (166.575 metreküp) kaçak taş ocağı malzemesi çıkardığının 25.11.2001 tarihli tutanak ile mahallinde tespit edildiğini, kaçak çıkarılan taşların bedelinin 499.725,00 TL olarak belirlendiğini, davalı şirket hakkında İl Özel İdaresi tarafından Gaziosmanpaşa 2 Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2003/894 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda aktif husumeti ehliyetinin Hazineye ait olduğu gerekçesiyle verilen 16.09.2004 tarihli davanın reddine ilişkin kararın aşamalardan geçmek suretiyle kesinleştiğini, davalıya gönderilen ödeme ihbarnamesinde belirtilen sürede ödeme yapılmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, izinsiz çıkarılan 499.725,00 TL maden bedelinin 25.11.2001 tarihinden itibaren en yüksek banka faizi ile birlikte davalı şirketten alınmasına karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini yükselterek 551.363,25 TL’nin 25.11.2011 tarihinden itibaren bankalarca belirlenen en yüksek orandaki işleyecek faizi ile tahsiline karar vreilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, 25.11.2001 tarihli tutanağın maden ocağının eski durumu dikkate alınmadan eksik inceleme sonucu yanlış şekilde düzenlendiğini, müvekkili tarafından kaçak maden çıkarılmasının söz konusu olmadığını, müvekkilinden önce ruhsat verilen kişilerin yaptıkları faaliyetlerin hiçbirinin denetime tabi tutulmadığını, Kanunen gerekli denetimleri yapmayan İdarenin sadece şimdiki ruhsat sahibi olduğundan dolayı müvekkilini sorumlu tuttuğunu, davacının yasal faiz dışındaki faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın izinsiz çıkartılan maden bedelinin ödetilmesi istemine ilişkin olduğu, maden hakkı olmayan kişi tarafından cevherin çıkarılması devlete karşı işlenmiş fiil sayılacağından, çıkarılan cevherin bedelini isteme konusunda dava açma hakkının da Hazinede bulunduğunun kabulü gerektiği, davanın haksız fiil nedenine dayandığı, zamanaşımının zarar miktarı ile zarar sorumlusunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlacağı, ayrıca tüzel kişilerde zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için dava açma konusunda emir vermeye yetkili makam tarafından zarar ve sorumlusunun öğrenilmesiyle işlemeye başlayacağından davalı tarafın zamanaşımı def'inin yerinde olmadığı, davaya konu taşınmazda ruhsat sahası dışında üretim faaliyetinin bulunduğu, bu faaliyetin davalı tarafça idareye bildirilmediği ve imalat haritasında ruhsat sahası dışındaki üretemin gösterilmediği, bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere tespitin yerinde olduğu, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü birim fiyat listesindeki ocak başı birim fiyatı dikkate alınarak zarar miktarının belirlendiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, 551.363,25 TL tazminatın 25.11.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasa faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca gerekçeli kararda zamanaşımının işlemeye başlayacağı tarih çok geniş kapsamda değerlendirilmiş olup zamanaşımının sağladığı hukuki yararı ortadan kaldırdığını, müvekkili şirket ruhsat sahası ve dışından izinsiz olarak taş ocağı malzemesi almamış olmasına rağmen davacının geçmiş yıllardaki ruhsat sahası dışındaki faaliyetleri, sorumluları araştırmak yerine alanda yapılmış tüm işlemleri müvekkili şirkete haksız bir şekilde yüklemek istediğini, davacı tarafın talep ettiği eski kaçak hafriyatların bedelinin dayanağı olan alanların müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, dava sürecinde diğer ilgililerin (taş ocağı ruhsat sahipleri ve kamu kuruluşları) faaliyetleri hakkında yeterli inceleme yapılmadığını, davada esas alınan bilirkişi raporunda afaki değerlendirmeler bulunduğunu, ruhsat tarihinden önce yapılmış olan kazılardan bile müvekkilinin sorumlu tutulduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taş ocağının düzenlenen ruhsatnameler ile ilk olarak 1972 yılında Tahsin Yılmaz'a, 1977 yılında Kazım Çil'e, 1980 yılında .. ve ...'e verildiği, 28.10.1986 yılında ise ruhsat cinsi mermer olarak ve alanın koordinatları belirtilerek davalı şirkete (15 yıl süre ile) verildiği, ayrıca rödövans sözleşmesi yapılmadığı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden Daire Başkanlığın bağlı heyet üyeleri tarafından düzenlenen 24.12.2001 tarihli mahallinde tetkik ve değerlendirme raporunda; sahada yapılan incelemeler sonucunda "sahadan düzenli basamaklar oluşturulmadan ve bir bölümü de ruhsat sahası dışından olmak üzere üretim faaliyetlerinde bulunulmuş olup, ruhsatlı alan dışından üretilen 165.575 metreküp (399.780 ton) taş ocağı malzemesi için işlem yapılması" gerektiğinin tespit edildiği, olay tarihinin 24.12.2001 olduğu, davalı tarafından 03.10.2002 tarihinde (ruhsat harcı cezası olan 266.920.000 TL'nin ödemesi) yapılan kısmi ödeme ile 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 133 üncü maddesi gereği zamanaşımının kesildiği ve yeni bir yıllık sürenin işlemeye başladığı, 06.03.2003 tarihinde Gaziosmanpaşa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/894 Esas sayılı davanın açılması ile dava süresince zamanaşımının tekrar kesilmiş ve kararın 25.05.2006 tarihinde kesinleşmesi ile yeni bir bir yıllık sürenin başladığı, davanın ise 16.04.2007 tarihinde bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığından davalı vekilinin zamanaşımının geçtiği yönündeki istinaf talebinin yerinde olmadığı, davalının ruhsat sahası dışında 166.575 metreküp (399.780 ton) kalker üretimi yapıldığı, ruhsatlı alan dışında çalışıldığı halde faaliyet raporlarında üretimlerin ruhsatlı alan içinde gösterilmesi, proje değişikliğine verilen imalat haritasında ise ruhsat sahası dışındaki üretimin gösterilmemesi ve imalat haritasında mermer olarak gösterilen alanların kesitte dolgu malzemesi olarak yer aldığının rapor edildiğini, İlk Derece Mahkemesince bölgeye ait hava fotoğraflarının getirtildiği, hazırlanan bilirkişi raporunun, hava fotoğraflarının modellenmesi, arazi kodlarının toplanması, bu kodlar kullanılarak sayısal arazi modelinin oluşturulması ve hesaplama yöntemi ile 1976,1993 ve 2003 yıllarına ait hava fotoğrafları incelenerek fotogrametrik yöneltme teknikleri ile model oluşturularak ve 1987 yılı arazi durumu temel alınarak hazırlandığı, raporda ruhsat alanı dışında 1987-1993 yılları aralığında kazı miktarının toplam 123.804 metreküp hesaplandığı, davalının kendisine faaliyet izni verilen ruhsat sahası dışında taş ocağı malzemesi çıkartarak üretim faaliyetinin bulunduğu, bu faaliyetin davalı tarafça idareye bildirilmediği ve imalat haritasında ruhsat sahası dışındaki üretimin gösterilmediği, 24.12.2001 tarihli mahallinde tetkik ve değerlendirme raporunda da bu durumun "sahadan düzenli basamaklar oluşturulmadan ve bir bölümü de ruhsat sahası dışından olmak üzere üretim faaliyetlerinde bulunulmuş olup ruhsatlı alan dışından üretilen 165.575 metreküp (399.780 ton) taş ocağı malzemesi için işlem yapılması" yazılarak tespit edildiği, Maden Kanunu'nun 10 uncu maddesi gereğince bu raporun doğru kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle davalının ruhsat alanı dışında malzeme aldığı yönündeki Mahkeme kabulünde isabetsizlik bulunmadığı ancak 24.12.2001 tarihli tutanakta belirtilen ruhsatlı alan dışından üretilen 165.575 metreküp taş ocağı malzeme miktarının harita mühendisleri tarafından maden sahasının koordinatları ile harita vs. esas alınarak teknik aletlerle ölçüm yapılarak belirlendiği konusunda açıklık bulunmadığından bu tutanağın zararın gerçek tutarı konusunda yeterli kabul edilemeyeceği, Mahkemece alınan 24.09.2012 tarihli kök, 06.01.2014 tarihli ek raporun dosyada davacı idare tarafından sunulan bilgi ve belgeler üzerinden düzenlendiği, hükme esas alınacak nitelikte olmadığı, 25.02.2020 tarihli raporun ise 1976, 1993 ve 2003 yıllarına ait hava fotoğrafları incelenerek fotogrametrik yöneltme teknikleri ile model oluşturularak ve 1987 yılı arazi durumu temel alınarak hazırlandığı, bu raporda ruhsat alanı dışındaki 1987-1993 yılları aralığında bölgedeki kazı miktarının toplam 123.804 metreküp olduğunun hesaplandığı, bu raporun hava fotoğrafları, bilimsel teknikler kullanılarak hazırlanmış olması ve malzeme alınan bölgenin 3 boyutlu haline göre 1987-1993 yılları aralığında değişimi esas alınarak çıkartılan malzeme miktarının belirlenmiş olması nedeniyle bilimsel verilere uygun, denetlenebilir olduğu bu nedenle hükme esas alınması gerektiği halde İlk Derece Mahkemesince yeterli gerekçe gösterilmeksizin ilk bilirkişi heyetinin ek raporuna göre karar verilmiş olması doğru olmadığı, davalı, cevap dilekçesi, idareye vermiş olduğu talep dilekçeleri ve istinaf dilekçesinde kendisinin ruhsat aldığı 1986 tarihinden evvel maden sahasında başka şahısların da ruhsat sahibi olduğu ve bu dönemde de ruhsatlı alan ile ruhsat dışı alanda malzeme çıkartılmış olduğunu, 1986 öncesindeki el atmanın da tespiti gerektiği yönünde savunmada bulunmuş ise de, davacı idarenin davalının ruhsat sahibi olduğu dönem için talepte bulunduğu, 25.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda da davacının ruhsat aldığı 1986 yılından sonra 1987 yılındaki arazi durumu temel alınarak rapor tanzim edildiğinden önceki el atmalar var ise de, 1987 yılındaki mevcut durum ve sonrasındaki değişiklikler belirlendiğinden bu yöndeki savunmaya itibar edilmeyeceği gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, 409.791,24 TL maddi tazminatın 25.11.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilin fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, izinsiz çıkartılan maden bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı Kanun'un 41, 42 ve 60 ıncı maddeleri,

2. 3212 sayılı Maden Kanunu’nun 12 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye, zamanaşımı süresinin kamu kurumlarında dava açılmasına emir vermeye yetkili makamın öğrenme gününden itibaren işlemeye başlayacak olmasına, Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.