"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/358 E., 2022/443 K.
DAVA TARİHİ : 01.04.2014
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyularak Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı borçlunun ......., Köyü ve ......, Köyü'nde tarla veya bahçe işlettiğini ve Sulama Birliğine ait kanallardan faydalandığını, borçlunun Sulama Birliğine ait yerleri kullandığına dair Sulama Birliğine taahhütte bulunduğunu, takip konusu alacağın borçlunun 12.04.2010 tarihinde müvekili Birliğe vermiş olduğu taahhütle de sabit olduğunu, davalı borçlu hakkında Kadirli İcra Müdürlüğünün 2013/714 E. sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun itiraz edilerek takibi durdurduğunu belirterek; alacağın tespiti ile yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, 04.09.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle dava dilekçesinin alacaklarının tespiti ile yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; 2007 yılından 2013 yılına kadar 20 dönüm yer kullandığını, ......., Köyü ile bir ilgisinin olmadığını, gösterildiği kadar yer kullanmasının imkansız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 13.11.2014 tarihli ve 2014/191 E., 2014/456 K. sayılı kararla; davacı kooperatifin ortaklarına sulama hizmeti verdiği, davacı kooperatifin sulama borcunun ortaklara yansıtılmasına ilişkin yönetim kurulu kararı bulunup bulunmadığının dosyaya sunulan kayıtlardan anlaşılamadığı, bu durumda davacı tarafından sunulan kooperatife ilişkin kayıtlarda sulama bedelinin ne şekilde tahakkuk ettirildiği, hangi yönetim kurulu kararında belirtildiği surette ve davalının kullandığı miktar ve tarlasının yüz ölçümü gözetilerek hesaplama yapıldığı ve borç miktarının ne şekilde saptandığı belli olmadığı, davacı kooperatifçe sunulan sulama arazi defterlerinde sulama tarihi, sulamayı kimin yaptığı, hangi kanal kullanılarak sulama yapıldığının dahi belli olmadığı, davacıya ait sulama suyunu davalının kullandığını gösteren nitelikte bir belge özelliğini taşımadığını, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın davalının kooperatif imkanlarından faydalandığı halde borcunu ödemediği hususlarını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 18.06.2020 tarihli ve 2018/4542 E., 2020/2031 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, davacının dava dilekçesinde ve 21.04.2014 tarihli delil listesinde bildirmiş olduğu delillerin tamamı toplanmadan 2. celsede borcun doğumuna ilişkin belgelerin ibraz edilmesi için kesin süre verildiği, dava dilekçesinde ve delil listesinde belirtilen delillerin tamamının Mahkeme kanalıyla davacı Birlikten, İlçe Tarım Müdürlüğünden ve ilgili yerlerden istenilmediği, bu durumda Mahkemece davacının delil listesinde bildirdiği deliller ile borcun doğumuna ilişkin belgeler getirtilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda gerekli evrakların getirtildiği, mahallinde 17.01.2022 tarihinde keşif yapıldığı, keşifte dinlenen tanıklardan dava konusu taşınmazlardan .........., Köyü 112 ada 5 parselde 79.266,98 m², 112 Ada 8 Parselde 19.949,00 m², 114 Ada 10 Parsel 5.961,30 m² yeri davalının kardeşleri ile dönüşümlü olarak kullandığı, Birlik Meclisinin 27.11.2012 tarihinde 2013 yılı su kullanım bedeli olarak 80,00 TL olarak belirlendiği, 26.04.2022 tarihli rapora göre davacının davalının kullandığı yer için tahakkuk ettirebileceği sulama bedelinin 19.655,07 TL olacağı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 19.655,07 TL asıl alacak üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; keşif sırasında taraflı ve husumetli kişilerin dinlendiğini, müvekkilinin dönüşümlü olarak yer kullandığını, 30.11.2012 tarihli sulama bedeli için icra takibi yapıldığı halde bilirkişi tarafından 2013 yılına ait sulama bedellerini esas alarak hesaplama yapıldığını, bilirkişi hesaplama yaparken mesaha tespit çizelgesindeki buğday ekili yerleri mısır ekili gibi kabul ederek sulama parası hesaplandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sulama bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'nun (6172 sayılı Kanun) "Amaç ve kapsam" başlıklı 1 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Bilirkişi raporuna itiraz" başlıklı 281 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı tarafın ödenmeyen 2007, 2008, 2009, 2011, 2012 yıllarına ait ödenmeyen sulama bedellerinin tahsili için icra takibi başlattığı, davacı Birlik tarafından sunulan belgelerde yer alan Mesaha Çizelgesi incelendiğinde fiili kullanıma göre arazi üzerinden ekilen ürünler ve dönümler belirtildiği, davalının imzası inkar edilmeyen 12.04.2010 tarihli taahhütname ile 2007-2008-2009 dönemine ait 265 dönüm arazi için kullanım yaptığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
2. Mahkemece; uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapıldığı, yapılan keşif sonucunda alınan 26.04.2022 tarihli bilirkişi raporunun davalıya 05.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğin "Bilirkişi raporuna HMK 281 inci maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde itiraz etmediğiniz takdirde bilirkişi raporuna itiraz etme hakkından vazgeçmiş sayılacağınız ihtar ve tebliğ olunur." şerhini de içerdiği, davalının süresinde bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının, reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
08.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.