Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1828 E. 2024/79 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, davacıya gönderdiği haciz ihbarnamesine karşı açılan menfi tespit davasında, davacının dava dışı borçlu şirkete borçlu olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinden önce şirket ortaklığından ayrıldığı ve davalının, davacının borçlu şirkete borçlu olduğuna dair herhangi bir delil sunamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1742 E., 2022/1890 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/609 E., 2019/1111 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit (İcra ve İflas Kanunu'nun 89/3 üncü maddesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Konya 10. İcra Müdürlüğünün 2016/700 Esas sayılı dosyasında takip alacaklısı davalı tarafından müvekkiline 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, süresinde itiraz edilmemesi üzerine 89/3 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, müvekkilinin takip borçlularına bir borcu bulunmadığını, akrabalık ilişkisi olmadığını, borçlular ile hiçbir alacak borç ilişkisi olmadığını beyan ederek; müvekkilinin Konya 10. İcra Müdürlüğünün 2016/700 Esas sayılı dosyasında borçlu Beşalsan Metal Alüminyum İnş. Ltd. Şti.' ye borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının dava dışı borçlu şirketin kurucu ortaklarından olduğunu ve aynı zamanda ilgili şirkette uzun bir süre şirket müdürü olarak görev yaptığını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İİK'nın 89/3 üncü maddesinde, üçüncü şahsın takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmekle yükümlü olduğu, ne var ki somut olayın özelliğine göre kanıt yükünün yer değiştirebildiği, davalının (alacaklı), takip borçlusunun, davacıdan alacaklı olduğunu belirten borç doğuran bir ilişkiyi ileri sürmesi gerektiği, oysa ki takip alacaklısı davalının, gerek icra takibi sırasında gerekse yargılama sırasında, davacı ile borçlu arasında borcu doğuran bir hukuki ilişkiden söz etmediği, sadece davacı, borçlu şirketin kurucu ortağı olduğundan haciz ihbarnamesinin gönderildiği, dosyada alacağın varlığına ilişkin hiçbir bilgi ve belge bulunmayıp, davalının alacak iddiasının soyut bir iddiadan öteye geçemediği, şu durumda, salt eski ortaklık ilişkisinin davacı aleyhine takip yapılması sonucunu doğurmayacağı gibi, davacıdan olumsuzu kanıtlamasının da beklenemeyeceği, davacı tarafından, 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine karşı süresinde yapılmış bir itiraz bulunmadığından, davacı adına 3. haciz ihbarnamesi düzenlenmesinin doğru olduğu ve eldeki davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediği, bu nedenle davanın açılmasında kusuru bulunmayan davalı aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmediği gerekçesiyle; açılan davanın İİK'nın 89 uncu maddesi gereğince kabulü ile, davacı tarafın, Konya 10. İcra Dairesinin 2016/700 esas sayılı dosyası üzerinen yürütülen icra takibinde, takip borçlusu .........,Metal Alüminyum İnş. Ltd. Şti.'ye borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili; cevap dilekçesindeki savunmalarına ek olarak; ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının davasını ispatlayamadığını, dava dışı borçlu şirketin bir limited şirket olduğunu ve davacı tarafın dava dışı borçlu şirket Beşelsan Alimünyum'un kurucu ortaklarından olup aynı zamanda ilgili şirkette uzunca bir süre şirket müdürü olarak görev yaptığını, Türk Medeni Kanunu'nun128 inci maddesinde ''her ortağın usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olduğu'' nun hükme bağlandığını, yine davacı ...'in şirket müdürü olduğu dönemde; "şirkete ait gayrimenkullerin alım satımı şirket alacaklarını tahsile, ahzu kabza, şirket adına hesaptan para çekmeye, şirket adına verilmiş olan bilumum çek ve alacak senetlerini tahsile yetkili kılındığı"nın açıkça belirtildiğini, davacının borçlu şirket adına alacak tahsil edebilme gibi yetkileri haiz olduğu dikkate alındığında davacının borçlu şirkete borçlu olabileceğinin hayatın olağan akışı gereği olduğunu, davacı tarafın takip borçlusu şirketin eski ortaklarından olduğu dikkate alındığında eldeki davanın aydınlatılabilmesi için takip borçlusu şirketin ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili; müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirtilerek katılma yoluyla istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince de belirtildiği üzere davalı alacaklı tarafça takip borçlusunun davacıdan alacaklı olduğunu belirten borç doğuran bir ilişkiyi ileri sürmesi gerektiği, davalı takip alacaklısı tarafından hem icra takibi sırasında, hem de yargılama sırasında borç doğuran hukuki ilişkiden söz edilmediği, davalının alacak iddiasının soyut bir iddiadan öteye geçmediği, eski ortaklık ilişkisinin somut borç doğuran hukuki ilişki olarak kabul edilemeyeceği, bu durumda davacıdan olumsuzu kanıtlaması beklenemeyeceğinden İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin süreden reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/3 üncü maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, her ne kadar davalı tarafça, davacı 3. kişinin dava dışı borçlu şirketin ortağı olduğu ve uzun süre şirkette genel müdürlük yaptığı ve yine şirket müdürü olduğu dönemde; "şirkete ait gayrimenkullerin alım satımı şirket alacaklarını tahsile, ahzu kabza, şirket adına hesaptan para çekmeye, şirket adına verilmiş olan bilumum çek ve alacak senetlerini tahsile yetkili kılındığı"nın açıkça belirtildiği beyan edilmişse de davacının birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 14.11.2016 tarihinden çok daha önceki bir tarihte, 01.11.2013 tarihinde dava dışı şirkette bulunan hisselerini devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı ve şirketle bir ilgisinin kalmadığı, şirket ortaklığı ve müdürlük yaptığı dönem dışında davalının, dosya borçlusunun davacı 3.kişiden bir alacağı olduğuna dair iddiası da bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.