Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1905 E. 2023/1214 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte kimlik kullanılarak noter aracılığıyla yapılan araç satışında alıcıların uğradığı zararın noterden tazmini istenip istenemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Satışta kullanılan sahte kimliğin aldatma yeteneğinin bulunduğu ve bu nedenle üçüncü kişinin ağır kusuru ile zarar arasındaki illiyet bağının kesildiği gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2012/409 E., 2014/384 K.

DAVA TARİHİ : 04.06.2012

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Beyoğlu 29. Noterliğince düzenlenen 21.03.2012 tarihli ve 01539 yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile .... sahte kimliğini kullanan şahıs tarafından ...sahte kimliğini kullanan bir diğer şahsa satış yapıldığını, daha sonra ... sahte kimliğini kullanan şahıs tarafından Bursa 13. Noterliğince davacılardan ...'a 100.000 TL karşılığında 22.03.2012 tarihinde satış yapıldığını, ...'ın da yurtdışına çıkacak olması nedeniyle araçla ilgilenmesi için arkadaşı olan diğer davacı ... adına aracı yine Bursa 13. Noterliğinde düzenlenen satış sözleşmesiyle tescil ettirdiğini, ancak her iki noterde de kullanılan ....ve ...'e ait kimliklerin sahte olduğunu ve gerçek malik ... tarafından aracın zaptedildiğini, aracın satın alınması için ödenen bedel yüzünden uğranılan zararın sahte kimlik belgesiyle satış sözleşmesini düzenleyen davalı noterlerden tazmininin gerektiğini ileri sürerek; şimdilik 50.000 TL'nin aracın satım tarihi olan 23.05.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalı noter Şükran; işlem yapılırken ibraz edilen nüfus cüzdanları üzerinde gerekli kontrolün yapıldığını ve ibraz edilen kimliğin orjinal olduğu kanaatine varıldığını, söz konusu aracın kiralama sözleşmesi düzenlenirken yeterli güvencenin alınmaması, gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi nedeniyle kendisi bakımından illiyet bağının kesildiğini, alıcının tam kusuru ve üçüncü şahsın ağır kusuru ölçütleri birlikte gerçekleştiği gibi davacının araç satım sözleşmesinin diğer noterlikte yapılmış olması nedeniyle illiyet bağının tamamen kesildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı noter Erol; davacıların Bursa'da 2. el oto alım satım işi ile ilgilenen tacirler olduğunu, tacirlerin de ticaretlerini yaparken basiretli davranmak zorunda olduklarını, noterin kusursuz sorumluluğundan bahsedilmesi için tarafların kusursuz olması gerektiğini, kusurlu bir tarafın bulunmasının illiyet bağını kestiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sahte nüfus kimliği kullanılarak gerçekleştirilen satış işlemlerinde kullanılan belgelerin aldatma yeteneğinin bulunduğu ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğundan, zararın noterin sorumluluğunu gerektirecek hukuka aykırı bir eyleminden kaynaklanmadığı, noterin hukuki sorumluluğuna ilişkin Noterlik Kanunu'nun 162 nci maddesi hükmünün uygulanmasının şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; bilirkişilerin hukuki görüş bildirdiklerini ve sundukları emsal kararları değerlendirmediklerini, sahte kimliklerde kendilerinin tespit ettiği gözle görülür sahtelikler olduğunu, davaya konu olayda davalı noterlerin işlemi yaparken özen yükümlülüğünü açıkça ihlal ettiklerini, yapabileceği en basit kontrollerle bile ortada açıkça görülen usulsüzlükleri görüp şüphelenmesi ve talep edilen işlemi yapmamaları gerektiğini, davacı alıcıya ise yüklenebilecek bir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sahte kimlik düzenlenerek noter vasıtasıyla yapılan araç satım sözleşmesi ile araç satın alan davacıların uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 1 inci maddesinde; Noterliğin bir kamu hizmeti olduğu ve noterin, hukukî güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirdiği belirtilmiştir. Görevi belge ve işlemlere resmîyet kazandırmak olan noterlerin, yaptıkları işlemler dolayısıyla meydana gelecek zararlardan ötürü sorumlu tutulması bir zorunluluktur.

2. Noterler, devlet adına bir takım kamusal yetkileri de kullanmak suretiyle; belgeleri ve beyanları resmîleştiren ve aksinin kanıtlanmasını güçleştiren hatta neredeyse imkânsız hâle getiren, hukukî sonuçlar doğuracak belgelerin düzenlenmesi yetkisiyle donatılmıştır.

3. 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 82 nci ve İcra İflas Kanunu’nun 38 inci maddeleri gereğince; noterlerin düzenlemiş oldukları belgelere ispat gücü ve icra edilebilirlik açısından, özel ve ayrıcalıklı bir konum verilmiştir. Bu kadar önemli bir işin yapılmasıyla yetkili kılınan noterlerin sorumluluklarının da düzenlemeye paralel olması gerekir. Noterlerin uzmanlığına inanan ve güvenen iş sahipleri, yapılan iş ve işlemlerin tam ve sağlıklı olduğu konusunda kuşku duymamalıdırlar. Bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar doğmuşsa noterin bundan sorumlu olması doğaldır.

4. Noterlerin yaptıkları hizmet dolayısıyla sorumlulukları, hâlen yürürlükte bulunan 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 162 nci maddesinde hüküm altına alınmış olup; stajyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile noterlerin, bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumlu oldukları, noterin, ödediği miktar için, işin yapılmaması, hatalı yahut eksik yapılmasına sebep olan stajyer veya noterlik personeline rücu edebileceği hükme bağlanmıştır.

5. Noterlik Kanunu’nun 162 nci maddesinde kusurdan söz edilmemiştir. Bu sebeple, noterlerin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.Tüm kusursuz sorumluluk hallerinde olduğu gibi zarar gören davacı, davalı noterin kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Zarar gören davacı, yalnızca, zararla eylem arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamak zorundadır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur. Buna göre, noter, gerekli özeni gösterdiğini iddia ederek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Ancak, gerekli özeni göstermiş olsa bile, zararın doğmasına engel olamayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. Bu husus nedensellik bağının kesilmesidir. Bunun ispatı da davalı notere aittir.

6. Noterin, ilgililerin hukukî menfaatlerini korumak için araştırma ve aydınlatma görevi vardır. Noterlik Kanunu’nun 72 nci maddesine göre noter, iş yaptıracak kimselerin kimlik, adres ve yeteneğini ve gerçek isteklerinin tamamını öğrenmekle yükümlüdür. Noterin veya çalışanının her zaman belgenin sahte olup olmadığını anlaması ve tetkik etmesi yani grafolojik bir inceleme yapması beklenemez. Ancak; belgenin veya kimliğin ilk bakışta sahte olup olmadığı veya kimlikte şekli anlamda var olması gereken bir bilginin olmaması yahut olmaması gereken bir ibarenin bulunması noter veya çalışan tarafından dikkat edilmesi gereken hususlardandır. Bu gibi hâllerde noterin veya çalışanının gerekli özeni göstermesi beklenir. Aksine davranış özen yükümlülüğünün ihlâlidir.

7. Belgenin sahteliği hususundaki en önemli kıstas belgenin veya kimliğin aldatma yeteneğine (iğfal) sahip olup olmamasıdır. Zarar doğuran işlem veya eylemde aldatma (iğfal) kabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanılması hâlinde noterin sorumluluğunun doğmayacağının kabul edilmesi gerekir. Ancak, detaylı bir incelemeyle ortaya çıkacak sahteliğin fark edilmesi noter veya çalışanından beklenemeyecek bir durumdur. Nüfus cüzdanındaki seri ve T.C. kimlik numarasının bulunmaması, numaranın on bir haneli olmaması, eksik veya fazla olması, doğum yerinin ilçe veya merkez ilçe olarak yazılmaması, soğuk damganın veya motorlu araç tescil belgesinde mühür bulunmaması, tescil belgesindeki bilgilerin kullanılan kimlik ile veya motor sicil numarası veya şasi numarasının birbirine uymaması gibi hâller “somut sorumluluk nedenleri” olup, noterlerin ve çalışanlarının yapmış oldukları işlemlerde, sorumluluk sebepleri, her somut olayın özelliğine göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir."

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, özellikle satış işlemlerinde kullanılan sahte kimliklerin iğfal kabiliyetinin bulunduğunun aynı olay hakkında görülen ceza davasında belirlenmiş olmasına, buna bağlı olarak üçüncü kişinin ağır kusuru ile eylem ile zarar arasındaki illiyet bağının kesilmiş bulunmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.