"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/210 E., 2022/375 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın davalılar ... ve ... yönünden kabulüne; davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili ile katılma yolu ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davalılardan ... vekili, davacılar vekilinin temyiz dilekçesine karşı düzenlediği cevap dilekçesinde hükme ilişkin temyiz itirazlarını ileri sürmüşse de, söz konusu dilekçenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 433 ncü maddesinde öngörülen on günlük yasal süre içerisinde Mahkemeye verilmediği anlaşılmakla, aynı Kanun'un 432 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca davalı ... vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davalı ... ve diğer davalı ... arasında 07.07.1997 tarihinde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmeye göre arsa sahibi ...'in taşınmazdaki 284/940 hisseyi üzerinde tutarak 655/940 hisseyi inşaatı yapacak olan ...'e 50.000.000,00 TL bedel mukabilinde satmayı vaad ve taahhüt ettiğini, bu bedeli nakit olarak almayarak sözleşmede belirlenen teknik şartlara uygun yapılacak inşaattan bağımsız bölüm olarak almayı kabul ettiğini, davalı müteahhit ...'ün inşaatı kardeşi olan diğer davalı ... ile ortak olarak yaptığını, sözleşmenin ardından ruhsat alınmadan inşaata başladıklarını ve devir aldıkları hisseleri bağımsız bölüm şeklinde anahtar teslimi daire olarak bazı davacılara ve bazı davacıların hisselerini devraldıkları üçüncü şahıslara sattıklarını, ruhsatsız olarak başlanılan inşaatın kabasının tamamlandığını, dairelerin kimisinin kaba haliyle, kimisinin anahtar teslimi bazı davacılara ve bazı davacıların da hisselerini devraldıkları üçüncü kişilere teslim edildiğini, depremin ardından denetimler ve kontroller artınca ruhsatsız başlanılan inşaatlar hakkında Küçükçekmece Belediyesince kaçak inşaat tutanakları tutulduğunu, para cezası ve yıkım cezalarının tahakkuk ettirildiğini, 07.07.1997 tarihindeki sözleşmeye göre arsa sahibi ...'in, inşaatın sözleşmede belirtilen teknik şartlara uygun olarak yapılmadığı halde kendisine taahhüt edilen dükkan ve daireleri başkalarına hisse satarak devretmesine rağmen, müteahhite karşı hiçbir hukuki talep ve takipte bulunmayıp, davacılara karşı tapu iptali ve tescil davası açtığını ve bu davanın arsa malikinin lehine sonuçlanarak kesinleştiğini, tapu kütüğündeki kayda güvenerek daire sahibi olmak amacıyla arsa hissesi satın alan davacılardan bazılarının hisseyi davalı arsa maliki ...'ten, bazılarının ...'tan devraldıklarını, davacılardan bazıları ile aynı zamanda gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, bazılarının ise hisseyi ve daireyi yine hisse devri ile beraber gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalayan iyi niyetli üçüncü kişilerden satın aldıklarını, tapudaki kayda güvenen davacıların, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesindeki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiklerini, kesinleşen yargı kararı ile davacıların çok ciddi bir maddi kayba uğradıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 11.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.267.894,49 TL zararın ıslah tarihinden, 10.000,00 TL lik zararın ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; diğer davalı ... ile ... arasında yapılmış ve mahkeme kararı ile iptal edilmiş bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, davacıların bu yerden hisse alan kişiler olduklarını, sözleşme ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı gibi davalılardan ... 'ün ortağı olmadığını, hiçbir şekilde hiç kimseye daire vaad ederek hisse satmadığını ve taahhütte bulunmadığını, üzerine yapılan işlemlerin sadece resmi işlemler olduğunu ve bu işlemlere ...'ün kardeşi olması sebebi ile bir takım küçük yardım ve katkılar sağladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; davacılar aleyhine açılan tapu iptal tescil davasının onanıp kesinleştiğini, bu açıdan kesin hüküm gerekçesi ile davanın reddi gerektiğini, davalı ...'ün yaptığı hisse satışlarında müvekkilinin taraf olmadığını ve davacıların zararından sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ...; açılan davayı ve dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, dava konusu yerin müteahhitliğini yaptığını, davacıların uğradıkları mağduriyetlerin kendisinden kaynaklanmadığını, doğal afet sonucu olduğunu, depremden sonra iflas ettiğini, tazminatları ödeyecek gücünün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 09.05.2014 tarihli ve 2012/34 E., 2014/200 K. sayılı kararla; davalı ...'ın, davalı ...'e yardımda bulunarak bir takım bürokratik işlemleri yerine getirdiği, gerçekte de gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafının davalı ... olduğu, davacıların davalı ...'a husumet yöneltmelerinin yerinde görülmediği, davacıların davalı müteahhit ...'ten ev alan kişiler olup, ...'ün imara aykırı yapı meydana getirmesi nedeniyle zarara uğradıkları, bu nedenle aynı zamanda gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine karar verildiği, yüklenici olan davalı ...'ün taşınmaz üzerinde kişisel hak kazanabilmesi ve bu hakkını da üçüncü kişi konumundaki davacılara temlik edebilmesi için edimlerini sözleşme ve yasalara uygun şekilde yerine getirmesi gerektiği, ancak imara aykırı yapı nedeniyle bu hakkı kazanamadığı için davacılara yaptığı devrin geçersiz olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğu, davacıların oluşan zararlarının tek hasmının kendilerine geçersiz temlik işlemi yapan müteahhit olan davalı ... olduğu, davalı ...'e husumet yöneltilmesinin usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle; davalı ... ve ... hakkındaki davanın husumet yokluğunda usulden reddine, davalı ... yönünden davanın kabulü ile toplam 1.277.894,49 TL tazminat alacağının 10.000,00 TL' sinin dava tarihinden 1.267.894,49 TL' sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'ten tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADA SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 09.05.2014 tarihli ve 2012/34 E., 2014/200 K. sayılı kararını davacılar vekili temyiz etmiştir.
2. Dairece verilen 17.11.2016 tarihli ve 2016/11804 E., 2016/12891 K. sayılı ilamla; Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3. Dairece verilen 15.01.2019 tarihli ve 2018/7795 E., 2019/61 K. sayılı ilamla; davacıların sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar verildikten sonra, Mahkemece; taşınmazlara ilişkin ilk oluşumundan itibaren tedavüllü tapu kayıtları, resmi akit tabloları ve davacıların delil olarak bildirdikleri noterde düzenlenen sözleşmeler de incelenmek suretiyle davacıların, davalı ... ve taşınmaz maliki ... 'ten hisse alıp almadıkları, davacıların sözleşmeleri kiminle yaptıkları, başka bir deyişle akitlerinin kim olduğu tespit edilip sonucu dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı ... ve ... yönünden yazılı gerekçe ile davanın husumetten reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, onama ilamı kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu tüm hisse ve daire satışlarının davalılar ... ve ... tarafından yapıldığının tespit edildiği, bozma ilamı doğrultusunda bu hali ile tedavüllü tüm tapu kayıtları, resmi akit tabloları, davacıların delil olarak bildirdikleri noterde düzenlenen sözleşmeler, dinlenen tanık beyanları itibarı ile taşınmaz maliki ... tarafından hisse satışının mevcut olup olmadığı, sözleşmeleri davacıların kimlerle yaptıkları, akitlerin kimler olduklarının ayrıntısı ile tespit edildiği, taşınmaz maliki olan ... tarafından herhangi bir hisse satışının direkt olarak yapılmadığı, davalı ...'e herhangi bir hisse satışına ilişkin ödemenin söz konusu olmadığı, tapu kayıtlarından da davalı ...'in mevcut hisselerinde bir azalmanın da söz konusu olmadığı, bu nedenlerle davalı ... mirasçılarına murisleri sebebiyle herhangi bir kusurun yüklenemeyeceği, ... tarafından vekalet ile yapılan işlemlerde ve direkt satışlarda ... ile birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle; davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulü ile toplam zarar miktarı olan 1.277.894,49 TL tazminat alacağının 10.000,00 TL' sinin dava tarihinden, 1.267.894,49 TL'sinin ise tamamlama harcının yatırıldığı 11.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile bozma öncesi alınan teknik bilirkişilerin 21.10.2013 tarihli raporundaki oran ve miktarlarla davacılara ayrı ayrı ödenmesine, davalı ... varisleri aleyhine açılan davanın ispat edilemediğinden reddine, davacının aşkın zarara ilişkin talepleri konusunda dava açmakta muhtariyetine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; verilen kararın davalı ... mirasçıları yönünden redde karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı arsa sahibi ...'in sözleşmenin yapılmasından 5 yıl 2 ay 3 gün sonra 10.09.2002 tarihinde tapudaki kayda güvenerek hisseyi devralan ve diğer davalı müteahhitlere karşı tüm yükümlülüklerini yerine getiren davacılara karşı tapu iptal tescil davası açtığını, davalı ...'in kötü niyetli olup anlaşmalı olarak bu davada sözleşmeye aykırı davranan diğer davalı müteahhitlere husumet yöneltmediği gibi, müteahhitlerden başka bir dava ya da takiple bir talepte bulunmadığını, davacılara tapu iptal tescil davası açıldıktan sonra diğer davalı müteahhitler ... ve ...'ün bahsi geçen sözleşmeye göre hisse devretmeye ve satış yapmaya devam ettiklerini, bozma ilamında açıkça davacıların arsa maliki ...'ten de taşınmaz satın aldıkları için hak sahibi olduklarına değinildiğini, davalı ...'ın bahsi geçen sözleşmeleri arsa sahibi olan diğer davalı ...'in verdiği vekalete dayalı olarak imzaladığını, yani arsa sahibi ... ile müteahhit ...'ın inşaat işinde de, hisse ya da daire satış işinde de birbirlerinden ayrılamayacak kadar iç içe olduklarını ve birlikte hareket ettiklerini, arsa sahibi ... ve müteahhitler arasındaki birlikteliğin belirgin olduğunu, arsa sahibi ...'in yapılacak 32 daireli inşaattan 8 daire ve 1 dükkan sahibi olacakken 15 daire sahibi olduğunu, arsa sahibi ...'in vefatı sonrasında mirasçılarının kararın kesinleşmesi ile birlikte arsayı üçüncü kişiye satarak devretttiklerini, arsa sahibi ... mirasçılarının da diğer davalılar ile birlikte tazminata mahkum edilmeleri gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmazdan hisse alan davacıların, kendilerine karşı açılan dava sonucunda tapuda kayıtlı hisselerinin iptali nedeniyle uğradıkları zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, taşınmaz maliki olan davalı ... tarafından davacılara bir hisse satışının yapılmadığı, davalı ...'e herhangi bir hisse satışına ilişkin ödemenin de söz konusu olmadığı, tapu kayıtlarından da davalı ...'in mevcut hisselerinde bir azalmanın olmadığı, bu nedenlerle davalı ... mirasçılarının sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı ... vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin SÜREDEN REDDİNE,
2.Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ... 'e iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,19.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.