Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2249 E. 2024/364 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arazi tahsis bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uygun olarak, davalılar tarafından verilen taahhütnamede yer alan deflatör katsayısına göre hesaplama yaparak hüküm kurduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ile davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili; ... Milli Parkı sorumluluk alanı içerisinde kalan ormanlık saha üzerinde enerji nakil hattı yapımı için TEDAŞ'a kullanım izni tesis edildiğini, bu saha ile ilgili işletme hakkının 15.08.2008 tarihi itibariyle davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş.ye devredildiğini ve taraflar arasında devir sözleşmesi yapıldığını, 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin olarak davalı tarafça idareye sadece 1.318,07 TL'lik bir ödeme yapıldığını, bu ödeme düşülerek izin bedeline ilişkin olarak yapılan hesaplama sonucunda ilgili şirketin 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin kullanım bedellerini ve bu bedeller üzerine işletilen gecikme faizi olarak idareye 517.417,35 TL'lik bir borcu bulunduğunu, davalı şirkete bedelin ödenmediğine ilişkin çizelgenin ihtarname ile tebliğ edildiğini, buna rağmen talep edilen bedellerin davalı tarafça ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 517.417,35 TL'nin ayrı ayrı ödenmemiş 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ait tahsis bedellerine 31.12.2010 tarihinden itibaren 6183 sayılı yasayasa göre işletilecek gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı taraf yargılama devam ederken davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. ile Tedaş Muğla Müessese Müdürlüğü ...Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında 15.08.2008 tarihinde işletme hakkının devrine ilişkin sözleşme imzalandığını, bu sebeple bu tarihe kadar hesap edilecek borç miktarından her iki şirketin müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, Tedaş Muğla Müessese Müdürlüğü ...Elektrik Dağıtım A.Ş.nin davaya dahil edilmesini istemiştir.

2. Birleşen davada davacı vekili; ... Milli Parkı sorumluluk alanı içerisinde kalan ormanlık saha üzerinde enerji nakil hattı yapımı için TEDAŞ'a kullanım izni tesis edildiğini, bu saha ile ilgili işletme hakkının 15.08.2008 tarihi itibariyle davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş.ye devredildiğini ve taraflar arasında devir sözleşmesi yapıldığını, aynı kullanım iznine dayanılarak ... Elektrik A.Ş.'ye dava açıldığını, davaya Tedaş ı dahil etmek istedilerini ancak Mahkemesin bu talebi ret ettiğini ileriu sürerek bozma kararından sonra açılan dava ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 183.188,26 TL nin kullanım bedellerine dava açma tarihinden itibaren 6183 sayılı yasaya göre işletilecek gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, Mahkemenin 22.07.2015 tarihli kararı ile dosyanın 2014/367 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... A.Ş. vekili; 6831 sayılı Kanun'un ek 11 inci maddesi uyarınca taahhüt senedinde yer alan yükümlülüklerin elektrik dağıtım işletmesini devralan şirketler tarafından üstlenilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin hak ve sorumluluklarının sınırının taahhüt senediyle belirlendiğini, istenilen bedelin ödenmesi gereken bedelden fazla olduğunu, davacı tarafın aynı yöntemle daha önce tahakkuk ettirdiği bedeller için açılan davaların red ile sonuçlandığını, bir yerin kira bedelinin o yerin mülkiyet değerinden yüksek olmasının hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu, nakil hattının müvekkili şirkete devir tarihinin 15.08.2008 olduğunu, bu tarihten önceki döneme ait tahsis bedellerinden Tedaş Muğla Müessese Müdürlüğü ...Elektrik Dağıtım A.Ş.nin sorumlu olduğunu, 05.04.1995 tarih ve 22249 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Orman Arazilerinin Tahsisi Hakkında Yönetmelik hükümlerinin ve 22.03.2007 tarih ve 26470 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Orman Alanlarında Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik hükümlerinin sonrasında bir taahhüt senedi imzalanmadığı için müvekkili hakkında tatbik olunamayacağını, Milli Parklar İdaresine ödenmesi gereken bedeller için KDV tahakkuk ettirileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle tahsis alacağı aslı ile gecikme zammına ve yahut yasal faize KDV oranı uygulanmasının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Birleşen davada davalı TEDAŞ Muğla Müessese Müdürlüğü ...Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili; davaya konu iletim hattı ve tesisin 15.08.2008 tarihi itibariyle işletme ve bakım haklarının ... Elektrik Dağıtım A.Ş.ye devredildiğini, 6831 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca devir tarihine kadar olan tüm borçların ödendiğini, kurum tarafından yapılan ödemelere ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğunu, davacının talebinin herhangi bir kritere dayanmadığını ve fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.06.2013 tarihli ve 2011/172 E., 2013/334 K. sayılı kararıyla; davacı tarafın, tahsis alacağından işletme hakkını devreden TEDAŞ ile birlikte devralan ... A.Ş.nin müteselsilen sorumlu olduğunu bildirerek TEDAŞ Muğla Müessese Müdürlüğünü davaya dahil ettiğini, davalılar ancak ihtiyari dava arkadaşı olabileceklerinden, münferit bir davalı olan TEDAŞ A.Ş. hakkında, harç yatırılmaksızın davaya dahil edilmek suretiyle davaya devam olunmasının usul hükümlerine uygun olmadığı, bu sebeple, TEDAŞ A.Ş. hakkındaki davanın HMK'nın 114 ve 115 inci maddesi uyarınca usulden reddinin uygun olacağı, her ne kadar Hazine, harçtan muaf ise de, bu davalıya karşı yönlendirilen husumetin ayrı bir dava olarak tevzi edilmeksizin ve 114/1-g maddesi uyarınca, gider avansı yatırılmaksızın açılması nedeniyle usulden red kararı verilmesinin uygun olduğu, 08.03.2013 tarihli rapor uyarınca, 2008, 2009 ve 2010 yılları için 6.735,85-1.156,11=5.579,74 TL tahsis alacağı bulunduğu anlaşıldığı gerekçesiyle, davalı Tedaş hakkındaki davanın usulden reddine, davalı ... A.Ş. hakkındaki davanın kısmen kabulüne, 5.579,74 TL tahsis alacağının talep nedeni ile 31.12.2010 tarahinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08.05.2013 tarihli ve 2013/32653 E., 2014/14786 K. sayılı ilamıyla; " 1-Taraflar arasındaki taahhüt senedinin 7.maddesinde, idarenin para değerindeki değişiklikler dikkate alınarak her beş yılda bir arazi tahsis bedelini yeniden belirleyeceği yazılıdır. Buna göre, dava konusu 2008 yılı beş yıllık dönemin başı olduğundan, bu yıla ilişkin irtifak bedelinin idare tarafından hak ve nesafet ilkeleri gözetilerek para değerindeki değişiklikler dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Başka bir deyişle, taşınmazın boş olarak kiraya verilmesi halindeki irtifak bedeli bulunarak bundan hakkaniyet indirimi yapılmasının gerekip gerekmediği tartışılmalıdır. Bu miktar belirlenirken emsal taşınmazların aynı dönem irtifak bedelleri de gözetilmelidir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, geçmiş yıllar kira bedelinin enflasyon oranında artırılarak hesap yapılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

2-Davalılar tarafından verilen taahhütnamede, dönem başını takip eden yılların, deflatör katsayısı ile çarpılarak hesaplanacağı kararlaştırılmıştır. Bilirkişi tarafından 2009 yılı deflatör katsayısı 1.12.olarak alınmıştır. Davalı tarafça bu orana itiraz edilmiş, oranın 1.075 olduğu savunulmuştur. Mahkemece, 2009 yılı deflatör katsayısı araştırılarak bulunacak oran üzerinden hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

3-Yukarıdaki bozma sebeplerine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir." şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, davalı yanca verilen taahhütnameye uygun olarak davaya konu edilen arazi tahsis bedeli belirlendiği, davalı ... tarafından ibraz edilen ödeme belgelerininde, miktarları belirlenen arazi tahsis bedelinden mahsup edildiğini, yargılama sırasında davalı TEDAŞ yönünden dahili dava dilekçesi ibraz edilmiş ise de, ilk kararda belirtildiği gibi taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığına konu bir hukuki ilişki bulunmadığından HMK'nın 114 ve 115'inci maddesi uyarınca bu talebinde usulden reddi gerektiğini, davalı TEDAŞ aleyhine açılan ve bu dosya ile birleştirilen dava dosyasında aynı nedene dayanılarak arazi tahsis bedelinin devredilen döneme kadar olan miktarın talep edildiğini, Tedaş Muğla Müessese Müdürlüğü ...Elektrik Dağıtım A.Ş. iletim hattı ve tesisin 15.08.2008 tarihi itibariyle işletme ve bakım haklarının ... Elektrik Dağıtım A.Ş.ye devredildiğini, 6831 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca devir tarihine kadar olan tüm borçların davacı tarafa ödendiğini bildirmiş olup bu tarihten itibaren işletme ve bakım hakkını devralan davalı ...'in istenilen bedelden sorumlu olacağı, yapılan ödemeler dikkate alınarak yıllar itibari ile eksik ödenen miktarlar tespit edilmekle, 2008 yılından sadece 680,19 TL'nin ödenmediğinin tespit edildiği, son dönem ödemelerinin yapılmadığı ya da eksik yapıldığı kanaati ile davalı TEDAŞ yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, davalı ... (ADM EDAŞ ) yönünden de eksik ödenen kısımlara ilişkin kabul kararı verilerek, davacının (birleşen ve dahili davasının) Tedaş aleyhine açtığı davasının reddine, davacının ADM EDAŞ aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile 2.147,65 TL'nin 31.12.2010 (ihtar tebliğ) tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalı ...Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; bilirkişilerin sözde taahhüt senedine uyarak beş yıllık dönemleri göz önüne alarak hesaplama yaptığını, gerçekte ise idare tarafından taahhüt senedine uygun bir şekilde beş yılda bir yapılan gayrımenkul kira bedelleri göz önüne alınarak yapılan artışlar dikkate alınmadığını, devredilen alanlara ilişkin taahhüt senetlerinin 7. maddelerinde, idarenin para değerindeki değişmeleri dikkate alarak her beş yılda bir arazi tahsis bedelini yeniden belirleyebileceği hükmüne yer verildiğini, bilirkişilerin hesaplama yaparken bu maddeyi dikkate almadığını, idarelerin tek taraflı tasarruf ile kamu yararı ve hizmet gereği ilkelerini göz önünde bulundurarak düzenleyici mahiyette olan yönetmelik hükümlerini günün şartlarına uygun olarak yasaya aykırı olmamak kaydı ile her zaman değiştirebildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporu eksik ve yanılgılı tanzim edildiğinden ve bozma ilamında yer alan eksiklikler giderilmediğinden kararın hatalı olduğunu, 2008,2009,2010 yıllarına ait tahsis bedellerinin ödemeye ilişkin belgeleri tespit edilmeden değerlendirildiği gibi esas alınan deflatör kat sayılarını önceki yıl bedelinin deflatör kat sayısına uygun olmadığını belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... EDAŞ vekili; yasal düzenleme kapsamında müvekkil şirketin hak ve sorumluluklarının sınırının "taahhüt senetleri" ile belirlendiğini, dava konusu uyuşmazlığın, davacı tarafın izin ve taahhüt senedi şartlarına uygun hareket etmemesinden ve söz konusu izin bedelini tek taraflı olarak yasal olmayan formülasyonlar ile arttırmasından kaynaklandığını, davacı idarenin taahhüt senetlerinde ve mevzuatta belirtilen formülasyona aykırı bir şekilde içeriği, müvekkile bildirilmeyen yöntemlere göre, olması gerekenden fazla bedel tahakkuk ettirerek ödenmesini talep ettiğini, arazi tahsis bedelinin taahhüt senedinde yer alan şekilde belirlenmesi gerektiğini, bu doğrultuda müvekkil Şirketçe taahhüt senedine uygun olarak 2008 yılı için 3.312,08 TL, 2009 yılı için 3.560,48 TL ve 2010 yılı için 3.738,51 olmak üzere 10.611,07 TL asıl alacak toplamı ve KDV'si her yıl davacı tarafa defaten ödendiğinden, davacı tarafça istenilen bedellerin hukuki dayanağı bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, arazi tahsis bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verme mükellefiyeti meydana gelir ve bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı bulunması, usule uygun sayılmaz, bozma sebebidir. Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince muamele yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durum olup, buna usuli müktesep hak" denilmektedir. Gerçekten, mahkemenin doğru bularak uyduğu veyahut uymak zorunda olduğu bozma kararı ile dava, usul ve kanuna uygun bir çığıra sokulmuş demektir. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı).

2. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737).

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalılar tarafından verilen taahhütnamede, dönem başını takip eden yılların, deflatör katsayısı ile çarpılarak hesaplanacağının kararlaştırıldığı ve buna göre Mahkemece hesaplama yapıldığı anlaşılmakla, taraflarca ileri sürülen temyiz nedenlerinin reddi ile kararın onanması gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanununa uygun olan kararın ONANMASINA,

855,20 TL harcın mahallinde davalıdan alınmasına,

6100 sayılı Kanun'un Geçici üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.