Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2251 E. 2024/1815 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız azle dayalı vekalet ücretinin miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma ilamında vekalet ücretinin sözleşmenin 5. maddesine göre hesaplanması gerektiği belirtildiğinden, bozma kararına uygun olarak davacının haksız azil nedeniyle tam ücrete hak kazanacağı ve sözleşmenin 5. maddesi uyarınca vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği gözetilerek, usulüne uygun yapılmayan ıslahın dikkate alınmaması ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenemeyeceği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davalı vekili ...'ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin avukat olduğunu ve davalı kurumun vekilliğini üstlendiğini, davalı kurum adına başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davasını takip ederek hukuki hizmet sunduğunu, hizmetleri karşılığında hiçbir ücret ödenmediğini, davalı kurum tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin haksız ve hukuka aykırı olarak azledildiğini, Avukatlık Kanunu’nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca haksız azil nedeniyle avukatlık ücretinin tamamına hak kazandığını iddia ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL’nin davalı kurumdan tahsilini talep etmiş, 28.12.2022 tarihli dilekçesiyle talebini 2.189.139,882 TL'ye artırmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı ile 18.06.2013 tarihli vekalet ücret sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2013/4591 esas sayılı dosyasına yapılmış itirazın iptali için açılacak davada yazılı ve sözlü olarak hukuki yardımların yapılmasının kararlaştırıldığını, davacının vekaletname ile sadece cevaba cevap dilekçesi, ön inceleme duruşması, temyiz dilekçesi ve temyiz dilekçesine ek beyan dilekçesi ile ilgili işlemleri diğer kurum avukatları ile birlikte müştereken yaptığını, icra dosyasına bir katkısı olmadığını, görülen lüzum üzerine azledildiğini, vekalet sözleşmesi uyarınca herhangi bir ücrete hak kazanmadığını, davacıya katkıları karşılığında karşı taraf lehine hükmedilen 1.320,00 TL vekalet ücreti ödenebileceğini, başkaca bir yükümlülüğü bulunmadığını, olayda haksız azil olmadığını, 18.06.2013 tarihli sözleşmede yer alan yetkinin kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08.05.2018 tarihli ve 2014/564 E., 2018/231 K. sayılı kararıyla; taraflar arasındaki 18.06.2013 tarihli sözleşmenin davalı tarafından gönderilen ihtarname ile feshedildiği, fesih hali de dahil olmak üzere avukata ödenecek vekalet ücretinin sözleşmenin 7 nci maddesinde düzenlendiği, taraflara 1 ay önceden diğer tarafa yazılı ihbar suretiyle fesih hakkı tanınması sebebiyle davalının sözleşmeyi feshinin serbest iradeleri ile akdettikleri sözleşme kapsamına uygun olduğu, bu nedenle Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesi hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı, davacının varsa fesih tarihi itibariyle sözleşmeye göre ödenmeyen ücret alacaklarının tahsilini isteyebileceği, sözleşmede fesih halinde, avukatın o tarihe kadar yaptığı hizmetlerin asgari ücret tarifesi dikkate alınarak belirlenecek tutar üzerinden ücretlendirileceğinin hüküm altına alındığı, davacı dışında, davalı kurumun başkaca vekillerinin de bulunduğu, davacının sadece bir kısım e-mail gönderme ve bir kısım dilekçelerin hazırlanması işlemlerine katkıda bulunduğu, temyiz dilekçesi suretlerinden bir kısmında davacının imzasının bulunmadığı, harcadığı emek ve mesaisine karşılık olarak anılan dava değeri 21.891.398,82 TL üzerinden vekalet ücreti isteminin hakkaniyete uygun düşmeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 1.750,00 TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli ve 2020/690 E., 2021/558 K. sayılı kararıyla; sözleşmedeki fesih hakkı ile azilnamenin ayrı kurumlar olup farklı sonuçlar doğurduğu, sözleşmenin feshi davacıya 16.10.2014 tarihinde bildirilmiş ise de bu tarihten önce 08.10.2014 tarihinde avukatın azledildiğinin tartışmasız olduğu, aynı tarihi taşıyan fesih bildirimine dayalı olarak azil ile feshin aynı sonucu doğuracağını savunulmuş ise de sözleşmeye göre feshin 1 ay sonra 16.11.2014 tarihinde sonuç doğuracağı ve davacının vekalet görevinin bu tarihte sona ereceği, azilde ise irade açıklamasının tebliği ile vekillik görevinin sona ereceği, dolayısıyla davalının sözleşmenin 7 nci maddesini işletmeden Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesine göre işlem yaptığı, azilname de "görülen lüzum üzerine" şeklinde yer alan azil gerekçesinin ispatlanmadığı, azlin haklı sayılamayacağı, davacının haksız azil sebebiyle aynı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince hesaplanacak vekalet ücretine hak kazanacağı söylenebilir ise de sözleşmenin 7 nci maddesinin "görevden uzaklaştırılma" halinde ne şekilde ücret hesaplanacağını deruhte etmesi karşısında Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi gereğince genel hükme gitmeye ihtiyaç kalmadığı, azil tarihindeki tarifenin "para ile değerlendirilen" bölümü esas alınarak hesap yapılması gerektiği, hizmetin davacı avukatça tek başına yürütülmediği savunması da değerlendirilerek, Türk Borçlar Kanunu'nun 52 nci maddesinin ikinci fıkrasının da göz önünde tutulması gerektiği, davacı avukatın dava dosyası bakımından mesaisi olduğu, icra dosyasında vekalet koymaktan ibaret işlem yaptığından karar tarihindeki tarifeye göre 250 TL maktu ücret ile itirazın iptali davasında harca esas değer üzerinden hesaplanan mahkeme vekalet ücreti 283.393.99 TL'nin 1/2 si 141.696,99 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak taleple bağlılık ilkesi gereği fazlası saklı 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 07.03.2022 tarihli ve 2021/7048 E., 2022/1925 K. sayılı ilamıyla; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, "....Davacı, vekalet görevini sürdürmekte iken 08.10.2014 tarihinde davalı tarafça azledilmiş ve azlin haklı olduğu ispatlanamamıştır. Esasen bu husus bölge adliye mahkemesinin de kabulündedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar ve Avukatlık Kanunu'nun m.174 maddesi hükmü dikkate alındığında; haksız azledilen avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.

Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; davacının haksız azil sebebiyle sözleşmenin 5. maddesi uyarınca tam ücrete hak kazanacağı gözetilerek, vekalet ücretinin hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, azlin haksız olduğu kabul edilmesine rağmen sözleşmenin davalı tarafça feshi halinde uygulanması gereken 7. madde hükmü uyarınca vekalet ücretinin hesaplanması ve vekalet ücretinden TBK'nın 52 uyarınca indirim yapılması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir" gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda, sözleşmenin 5 inci maddesi hükmü uyarınca dava konusunun %10’u olan 2.189.139,882 TL ücret

takdiri söz konusu olabileceği ancak bu ücrete hak kazanılmasının bu miktarın tahsil edilip fon hesaplarına aktarılması şartına bağlandığı ve

dosya kapsamından bu miktarın tahsil edilip edilmediği ve fon hesaplarına aktarılıp aktarılmadığı konusunda bir bilgi olmadığı, Mahkeme bu miktarın fon hesaplarına

aktarıldığı kanaatinde ise; sözleşme m. 5 hükmünce dava konusunun %10’u olan

2.189.139,882 TL ücret takdiri söz konusu olabileceğinin belirtildiği, davacı vekilinin 28.12.2022 tarihli dilekçesi ile, dava değerini davalının harçtan muaf olduğunu beyanla 2.189.139,882-TL olarak harç yatırmaksızın ıslah ettiği, istinaf aşamasında ıslah yapılamayacağı ve davacının harç yatırmadan yaptığı ıslah talebi değerlendirmeye alınmadığı, davacı avukatın dava dosyası bakımında mesaisi olduğu, icra dosyasında vekalet koymaktan ibaret işlem yaptığı, bu nedenle karar tarihindeki tarifeye göre 250,00 TL maktu ücret ile itirazın iptali davasında harca esas değer üzerinden 2.189.139,882 TL alacak hesaplandığı gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak, davanın kabulü ile 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, 28.12.2022 tarihli dilekçelerinin talep artırımı olduğu halde ıslah dilekçesi olarak kabul edilmesinin doğru olmadığını, ıslah dilekçesi olarak kabul edilmesi halinde dahi 6100 sayılı Kanun'un 177 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre tahkikat işlemi yapılması halinde ıslah yapılabileceğini, bozma kararı sonrası bilirkişi raporu alınarak tahkikat işlemi yapıldığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmistir.

2. Davalı vekili; azlin haklı olarak yapıldığını, sözleşmedeki hükme göre fesih işlemi gerçekleştirildiğini, davacının sözleşmeye aykırı talepte bulunduğunu, itirazın iptali davasında davanın reddedildiğini ve lehe vekalet ücreti verilmediğini, alacak tahsil edilmediği için başarı primini hak etmediğini, davacının icra dosyasına katkıda bulunmadığını, karşı taraf lehine hükmedilen tutar ölçü alınarak ödeme teklif edildiğini, emek ve mesaisinin dikkate alınması gerektiğini, ıslah edilen tutarın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmistir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, haksız azle dayalı vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3.1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 34 ve 174 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, kararın bozmaya uygun olduğu, usulüne uygun yapılmayan ıslahın dikkate alınmamasında isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve usuli kazanılmış hak oluşturan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının incelenemeyeceği anlaşılmakla, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.