Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2311 E. 2024/810 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait işyerinde çıkan yangının davacıya verdiği zararın tazmini istemine ilişkin itirazın iptali davasında, zararın miktarının tespiti ve davacının kusurunun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya ait depoda meydana gelen yangın nedeniyle oluşan zararın tazmini hususunda, mahkemenin davacının zararın meydana gelmesindeki muhtemel kusurunu ve bu kusurun zararın artmasındaki etkisini değerlendirmeden hüküm kurması doğru görülmeyerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1966 E., 2023/426 K.

DAVACI

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/706 E., 2022/436 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı son temlik alan vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat......,'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı ile davacı şirket arasındaki sözleşmeye istinaden ...... İlçesi......,Mevkii, 196 ada 5 ve 6 parselde bulunan arsa üzerine bir bina yapıldığını ve davalının kullanımı amacıyla kira sözleşmesi akdedildiğini, davalı borçlunun davacı şirketin kiracısı olduğunu, aynı parselde davalıya kiraya verilen alanın hemen yanında davacı şirkete ait depo alanının, kiralanan yerden depolama alanını ayıran tüm hat boyuncada beton ve demir çit bulunduğunu, davacı şirketin kendisine ait alanda inşaat, banyo ve mutfak hammadde ya da eşyalarını depo ettiğini, 05.02.2016 tarihinde çıkan yangın sonunda davacı şirkete ait alandaki eşyaların bir kısmının yanarak, bir kısmının da basınçlı su ve söndürme çalışmaları sırasında kullanılmaz hale geldiğini, kurtarılan ürünlerin bir kısmının ise yoğun duman ve sıcaklık nedeniyle ekonomik anlamda değer kaybettiğini, kamera kayıtlarından anlaşıldığı üzere yangının davalı personelince ısınmak için yakılan ateşten kaynaklandığını, rüzgârın da şiddetiyle depoya sirayet ettiğini, özellikle aradaki çite davalı çalışanlarınca bitişik olarak istiflenen ve çit boyunu geçen istifleme nedeniyle davacı şirkete ait tarafa düşen kasaların yangının hızla büyümesinde büyük rol aldığını, Mahkeme kanalıyla yapılan tespit sonucunda zarar gören ürünlerin toplam değerinin 2.626.736,76 TL olarak belirlendiğini, motorların taşınması için 26.662,00 TL, kalan malların başka depoya taşınması için 4.731.18,13 TL, deponun tadilatı için 113.510,00 TL, tespit için ise 7.649,00 TL masraf yapıldığını, uğranılan zarar ile yapılan masraflar toplamı olan 3.245,675,89 TL'nin gönderilen ihtara rağmen ödenmemesi üzerine başlattıkları takibin davalının haksız itirazı üzerine durdurulduğunu ileri sürerek, takibe davalının haksız itirazının iptali ile lehlerine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, yangının davalının çalışanlarının yaktığı ateşten çıkmış olmasının mümkün olmadığını, olay günü hava durumunun dışarıda ateş yakmaya müsait olmadığını, yangının davacının deposunda başlayıp davalı tarafa ait olana yayıldığını, davacının yangını önlemeye yönelik herhangi bir tedbir almadığını ve zararın artmasına sebebiyet verdiğini, kaldı ki iddia edilen kadar zararın söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu yangının, metal dolapların da içinde olduğu davalının palet vb. malzeme ile oluşturulan korunaklı alanında meydana geldiği, korunaklı alanın yangının davalı tarafına sirayetinde engel olduğu, davacı tarafının açık olduğu, davalı tarafta başlayan yangının yayılımında rüzgarın yönü ve hızının tek başına etkili olmadığı, etrafındaki yapılar ve yanan malzemenin yüksek ısı çıkarması sonucu alev teması olmasa dahi yangın ısı transferi ile kolay tutuşabilen ambalaj malzemesini tutuşturarak genişlediğinin alınan bilirkişi raporları ile sabit olduğu, bilirkişi raporlarının 05.02.2016 tarihli yangın raporu ve Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/15 D.iş sayılı dosyadan alınan raporlarla uyumlu bulunduğu, her iki bilirkişi raporunda da yangının davalıya ait taraftan çıktığını belirlediği, 09.08.2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre davacı şirketin 2.769.057,74 TL tutarında yangından kaynaklı maliyetlere katlandığı, bu haliyle davacı şirketin davalıdan hesaplanan tutarı talep edebileceği, davacının KDV'nin tenzilinden kaynaklı zararı talep etmesinde haklı olduğu, diğer zarar kalemlerine ait giderler için belge sunamadıklarından temerrüt faizi hesaplanmasına dahil edilmemesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 2.769.057,74 TL asıl alacak ve icra takibindeki faiz miktarıyla bağlı kalmak üzere 40.148,57 TL işlemiş faiz olmak üzere 2.809.206,31‬ TL itirazın iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talep ile koşulları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; Mahkemece hüküm kısmında icra takibindeki faiz miktarıyla bağlı kalmak üzere denilmiş ise de, söz konusu hususun işlemiş faiz tutarı mı yoksa talep edilen orana ilişkin mi olduğu yönünde bir ayrım yapılmadığını, takipte avans faizi talep edildiğini, Mahkemece avans faiziyle takibin devamı yönünde hüküm kurulması gerekirken infazda tereddüt yaratmış olan bu ibarenin düzeltilmesi gerektiğini, davanın kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, davalının haksız olduğu sabit olmasına karşın inkar tazminatına hükmedilmediğini, yargılama giderlerinin de hatalı hesaplandığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; kararın gerekçesiz olduğunu, yangının sebebinin ne olduğunun bilirkişilerce dahi kesin olarak ortaya konulamadığını, delillerin eksik incelendiğini, yangının başlangıç ve yayılımı konusunda farazi ve sınırlı bir değerlendirme yapıldığını, her iki tarafın depolama alanı ve depolanan malzemelerin özelliklerinin göz önünde bulundurulmadığını, itfaiye raporunda sadece tanık beyanları dikkate alınarak değerlendirme yapıldığını, dosya kapsamında dinlenen tanıkların da yangının çıkış nedenine dair görgüye dayalı bilgiye sahip olmadığını, davacının olayın sonuçlarına etkisi ve kusurunun hiç değerlendirilmediğini, Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/15 D.iş sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda da davacı tarafın hiç bir güvenlik önlemi almadan tamamen dış müdahalelere açık bir şekilde depolama yaptığının belirtildiğini, deponun mülk sahibi olan davacının yapı sahibi olarak alması gerekli önlemlerin değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca davacının kabul edilen miktarda hasarı bulunmadığını ve bunun miktarını denetime elverişli bir şekilde ispatlayamadığını, zarar hesabının doğrudan ve sadece davacının defterlerine itibar edilerek yapıldığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı binanın maliki olsa da yangının davalının kullanımındaki binanın yapımı, kullanımı veya muhafazası yerine çalışanlarının ihmalinden kaynaklandığı, dosya içerisindeki tespit raporu ile bilirkişi raporlarının birbirini doğruladığı, itfaiye raporu ile polis tarafından tutulan tutanakların raporda değerlendirildiği, davacı şirketin yangın sonucu oluşan zararının ticari defter ve kayıtların incelenmesi ile belirlendiği, davanın temelinin tacirler arası haksız fiil olduğu, davacı tarafça da takipte avans faizinin talep edildiğinden hükümde işlemiş faiz yönünden değerlendirme yapıldığı, kararın infazda tereddüt uyandırmayacağı, yargılama giderlerine kabul/red oranına göre hükmedilmesinin usule uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerine tekrar etmiş, ayrıca başvurunun gerekçesiz reddedildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yangın nedeniyle oluşan zararın giderilmesi talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 51 ve 52 nci maddelerinin birinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, dosya kapsamında alınan birbiriyle uyumlu bilirkişi raporlarıyla yangının davalı şirkete ait alanda başladığının tespit edilmiş olmasına ve davacı şirket zararının ticari defter ve kayıtların incelenmesi ile belirlenmiş olmasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6098 sayılı Kanun'un 51 inci maddesinin birinci fıkrasında; "Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler." hükmü yer almaktadır. Buna göre; zararın kapsamının tayininde, zarar gören davacının da zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir. Zira aynı Kanun'un 52 nci maddenin birinci fıkrası gereğince; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Buna göre; zararın kapsamının tayininde, zarar görenlerin de zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir.

3. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince; davacının yangın nedeniyle oluşan tüm zararının davalı tarafından tazminine karar verilmiş ise de, zararın meydana gelmesinde ve artmasında davacının bölüşük kusurunun olup olmadığı, var ise bu nedenle indirim yapılıp yapılamayacağı hususu üzerinde hiç durulmamıştır.

4. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; olay tarihine ilişkin meteorolojik veriler, yangının şiddeti ve süresi ile yangında zarar gören malzemenin muhafaza koşulları itibariyle yangının ve zararın artmasında davacının bölüşük kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda gerekli değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin son temlik alan davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi