Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2456 E. 2024/113 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacı eczaneye, protokol hükümlerini ihlal ettiği gerekçesiyle uygulanan cezai şart ve yersiz ödeme bedelinin tahsiline ilişkin işlemin iptali istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Kurum tarafından yapılan cezai şart ve yersiz ödeme hesaplamalarındaki tutarsızlıklar ile bilirkişi raporundaki eksiklikler ve hesaplama hataları nedeniyle, yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak kurum zararının ve uygulanması gereken cezai şartın tespiti ve sonraki protokollerin lehe hükümlerinin de değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/23 E., 2023/144 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/211 E., 2021/321 K.

Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının Seçkiner Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, kurumun 01.04.2016 tarihli yazısı ile Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2016 yılı Protokolünün 5.3.10., 4.3.6., 5.3.8. ve 5.3.5. maddeleri uyarınca yersiz ödeme bedeli ve cezai şart bedeli olarak toplamda 2.787.472,23 TL'nin davacının hak edişinden kesilmesine karar verildiğini, kesinti işleminin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek kurum işleminin iptaline, çekişmenin giderilmesine ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Kurum vekili; Kurum işleminin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu tahrifat ve sahtecilik eylemleri nedeniyle, davacı eczacının yargılandığı Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/254 E. 2018/433 K. sayılı kararı ile, 415 reçeteyi sahte olarak oluşturmak, 3975 reçetede ise tahrifat yapmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, kararın, istinaf aşamasından gereçerek 17.01.2020 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen Ceza Mahkemesi kararındaki maddi olguya ilişkin tespitlerin hukuk hakimini bağlayacağı, ceza mahkemesindeki tespitler gereğince davacı eczacının reçetelerde sahtecilik ve tahrifat yaptığının sabit olduğu, bilirkişi heyetinden alınan raporda da Kurum işleminin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarlayarak, davacının eczanesinin yine eczacı olan eski eşinin kontrolünde olduğunu, davacıya baskı kurarak usulsüzlükleri baskıyla yaptırdığını, ortaya çıkan usulsüzlüklerle ilgili olarak davacının menfaatinin ve sorumluluğunun bulunmadığını, suç işleme kastı olmadığını, davacı eczacının incelemeye konu 4 yıllık süreçte yaklaşık 5.741.759,86 TL ciro yaptığını, reçetede sahtecilik yapılması veya tahrifat yapılmasının söz konusu olmadığını, ilaçların hak sahiplerine teslim edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin tek taraflı düzenlenmiş olduğunu, cezai şarta ilişkin hükmün geçerli olmadığını, geçerli olsa bile TBK'nın 182/3 üncü maddesi gereğince indirim yapılması gerektiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının yargılandığı ceza davasında 415 reçeteyi sahte olarak oluşturmak ve 3975 reçetede ise tahrifat yapmak eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık, belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın aşamalardan geçerek kesinleştiği, TBK'nın 74 üncü maddesi gereğince; hukuk hakiminin, maddi olaylara ve özellikle fiilin hukuka aykırılığına ilişkin olarak ceza hakimi tarafından yapılan tespitlerle bağlı olduğu, Kurum işleminin taraflar arasındaki 2016 yılı Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, davacı eczacının tacir olduğu ve istinaf dilekçesindeki beyanından denetim yapılan 4 yıllık dönemde cirosunun 5.740.759,86 TL olduğunun anlaşılması nedeniyle TTK'nın 22/1 inci maddesi gereğince cezai şarttan indirim yapılmasının gerekmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekil; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının, Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 yılı protokolünün 5.3.10., 4.3.6., 5.3.8. ve 5.3.5. maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle, uygulanan cezai şart ve yersiz ödeme bedelinin tahsiline ilişkin işlemin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Uyuşmazlık; Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 yılı protokolünün 5.3.10., 4.3.6., 5.3.8. ve 5.3.5 . maddeleri, 2020 yılı protokolünün aynı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2. Davalı Kurum tarafından davacıya karşı yazılan 01.04.2016 tarihli yazıda, davacı eczacının, 6 adet reçete içeriğindeki ilaçların hasta veya hasta yakınına teslim edilmediği halde kuruma fatura edildiği gerekçesiyle 2016 yılı protokolünün, 4.3.6. Maddesi gereğince 191,25 TL yersiz ödeme bedeli ve 5.3.5. maddesi gereğince reçete bedelinin 5 katı tutarında 1.634,90 TL cezai şart bedelinin hak edişlerden tahsil edileceği, 415 reçeteyi sahte olarak oluşturmak fiilini işlediği gerekçesi ile sahtecilik yapılarak kuruma fatura edilen reçete bedelinin 27.883,68 TL olduğu gerekçesiyle 2016 yılı protokolünün, 4.3.6 ncı maddesi gereğince 27.883,68 TL yersiz ödeme bedelinin ve 5.3.10. maddesi gereğince reçete bedelinin 10 katı tutarındaki 283.609,80 TL cezai şart bedelinin hak edişlerden tahsil edileceği, 3.975 reçetede tahrifat yapmak fiilini işlediği gerekçesi ile tahrifat yapılan reçetelerin bedelinin 65.841,06 TL olduğu gerekçesiyle 4.3.6. maddesi gereğince 65.841,06 TL yersiz ödeme bedeli ve 5.3.8. maddesi gereğince reçete bedelinin 10 katı tutarında 2.408.311,54 TL cezai şart bedelinin hak edişlerden tahsil edileceğinin bildirildiği, anlaşılmakla, 191,25 TL fatura bedelinin 5 katı olarak uygulanan 1.634,90 TL cezai şart bedeli ve 65.841,06 TL fatura bedelinin 10 katı olarak uygulanan cezai şart bedeli hesaplamalarında tutarsızlık bulunmaktadır.

2. Hükme esas alınan 18.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafından hasta ve hasta yakınına teslim edilmeyen reçeteler ile, sahtecilik ve tahrifat yapılarak kuruma fatura edilen reçete bedellerinin hesaplanarak kurum zararının tespit edilmesi ve yukarıda ayrıntılı bahsedilen protokol maddelerine ve bu maddelere denk gelen sonraki protokolün lehe düzenlemeler içeren maddelerine göre uygulanması gereken cezai şartın belirlenerek, Kurum işleminin protokol hükümlerine uygun olup olmadığının denetlenmesinin sağlanması gerekirken, hasta ve hasta yakınına teslim edilmeyen reçeteler ile sahtecilik ve tahrifat yapılan reçete bedellerinin toplamda 93.915,99 TL olduğu tespitinin yapıldığı halde bu bedele ilişkin 191,25 TL yönünden 5 kat geri kalan bedel yönünden 10 kat uygulanan cezanın ne şekilde 2.693.556,24 TL bulunduğunun nedeni açıklanmadan ve hesaplama yapılmadan Kurum yazısındaki cezai şart bedelinin aynen rapora alındığı anlaşılmıştır.

3. Bu durumda Mahkemece; davacının sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği ve sözleşmeye aykırı davrandığı anlaşıldığından davalı Kurum tarafından davacıya cezai işlem uygulanmasının yerinde olduğu, ancak Kurum tarafından yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen raporun bir çok eczacıya ilişkin düzenlendiği dikkate alınmak suretiyle, yeniden denetime uygun bilirkişi raporu alınarak; davacı eczacının hasta ve hasta yakınına teslim edilmeyen reçeteler ile, sahtecilik ve tahrifat yaparak kuruma fatura ettiği reçete bedellerinin kurum yazısındaki sayı ve bedele bağlı kalınmaksızın hesaplanarak kurum zararının tespit edilmesi ve 2016 yılı sonrası yürürlüğe giren Protokollerin lehe hükümlerinin de dikkate alınarak yersiz ödeme bedeli ve cezai şartın ne kadar olması gerektiğinin hesaplama yaparak belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 373/1 inci maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.