Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2622 E. 2023/2361 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Geçersiz bir taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplanacak miktarının tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca, geçersiz sözleşme nedeniyle ödenen bedelin iadesinde denkleştirici adalet ilkesinin gözetilmesi ve bu ilke kapsamında paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerektiği, taşınmazın rayiç bedelinin ise dikkate alınamayacağı değerlendirilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/162 E., 2020/192 K.

Taraflar arasındaki alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya direnme kararı verilmiş, direnme kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2023 tarihli ve 2022/508 E., 2023/226 K. sayılı kararı ile direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunarak sair hususların incelenmesi için Dairemize gönderilen dosya üzerinde; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip geregi düsünüldü:

I. DAVA

Davacı; 15.05.1991 tarihli sözleşmeyle davalıya ait olan 1172 ada 20 parseldeki 115 m² yüz ölçümlü taşınmazı 3.500.000,00 bedel ödeyerek satın aldığını, davalının tapunun hisseli olması nedeniyle tapular açıldığında hakkından feragat edeceğini aksi halde tüm masrafları ödeyeceğini taahhüt etttiğini, taşınmaz üzerine ev yaptığını, ... bulunduğu yerin tapuda bir başka kişi adına kaydedilmesi nedeniyle arsanın devrinin gerçekleşmediğini ileri sürerek; taşınmazın dava tarihi itibari ile tespit edilecek rayiç bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; alacağın zamanaşımına uğradığını, 115 m² ibaresinin senede sonradan eklenerek tahrifat yapıldığını, taraflar arasında satım sözleşmesi düzenlendiğini ancak söz konusu arazinin 115 m² değil 230 m² olduğunu; 115 m²'sinin davacının üzerine kayıtlı olduğunu diğer 115 m²'nin ise imar uygulamaları neticesinde devrinin gerçekleşmediğini, resmi şekil şartına uyulmadığından rayiç bedelin tahsil edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.12.2015 tarihli ve 2010/531 E., 2015/1863 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında yapılan geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle, ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak karşılığının ödenmesi gerektiğinden bahisle; davanın kısmen kabulü ile 2.973,49 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKI YARGILAMA SÜRECI

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 23.01.2020 tarihli ve 2019/979 E., 2020/606 K. sayılı ilamıyla; dava konusu 15.05.1991 tarihli sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu, bu nedenle tarafların verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilecekleri, iade kararı verilirken denkleştirici adalet ilkesine göre satış sedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerektiği, somut olayda; dosya içeriğinde 27.06.2012 ve 02.11.2015 tarihli ehil bilirkişilerden denetimine elverişli olarak alınan iki ayrı bilirkişi raporunun bulunduğu, 27.06.2012 tarihli raporda taşınmazın dava tarihi itibari ile rayiç bedelinin 28.750,00 TL olarak tespit edildiği, bu raporun usulüne uygun tebliğine rağmen taraflar ya da vekillerince itiraz edilmediği, 02.11.2015 tarihli ikinci raporda ise yerleşik daire uygulamamız doğrultusunda denkleştici adalet ilkesine göre hesaplama yapıldığı, davacı vekilince bu rapora itirazda bulunulduğu ancak itirazlar değerlendirilmeden Mahkemece ikinci rapor dikkate alınarak hüküm kurulduğu, hal böyle olmakla birlikte; 27.06.2012 tarihli raporun taraflarca itiraz edilmemesi neticesinde kesinleştiği, itiraz edilmeyen raporda hesaplanan alacak miktarının davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu, Mahkemece kesinleşmiş birinci rapordaki miktar doğrultusunda dava değeri de dikkate alınarak talep aşımına sebebiyet vermeyecek şekilde hüküm kurulması gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ilk karar gerekçesinin yanında, bilirkişi raporuna itiraz edilmemesinin davacı lehine usuli kazanılmış hak doğurmayacağı, zira raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gerekçesiyle, önceki kararda direnilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; paranın değerinin günümüzde enflasyon, döviz ya da faizle belirlenemeyeceğini, bu şekilde belirlemenin hak kaybına yol açacağını, eski tarihli emsal kararının uygulanabilirliğinin bulunmadığını, davalının kendi adına olmayan taşınmazı satarak bedel aldığını, taşınmazın değerli hale geldiğini, taşınmazın değerinin yeniden tespit edilmesi gerektiğini, davalının rapora itiraz etmediğini ileri sürerek, kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2023 tarihli ve 2022/508 E., 2023/226 K. sayılı ilamıyla; davacının resmî şekli haiz olmamakla geçersiz satış sözleşmesine dayanarak taşınmazın rayiç bedelini istediği, Mahkeme ve ... Daire arasında çekişmesiz olduğu üzere bu hâlde tarafların ancak sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde verdiklerini geri isteyebilecekleri, Mahkemece yapılması gereken iş, denkleştirici adalet ilkesi gereği sözleşmedeki satış bedelinin dava tarihinde ulaştığı değeri bilirkişi marifetiyle hesaplamaktan ibaretken alınan ilk bilirkişi raporunda taşınmazın rayiç bedeli hesaplandığı, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanacak hukuk kurallarını belirlemekle görevli olan Mahkemenin sonradan yanılgıyı fark ettiği ve tam da olması gerektiği gibi kendiliğinden ... bir bilirkişi incelemesine başvurduğu, neticeten sözleşme bedelinin dava tarihindeki karşılığını hesap eden ikinci bilirkişi raporunu benimseyerek yazılı şekilde davayı kısmen kabul ettiği, karar vermeye elverişli olmayan ilk bilirkişi raporunun taraflarca itiraz edilmeyerek kesinleştiğinden bahisle taşınmazın rayicine hükmetme zorunluluğu doğurur şekilde davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, direnme kararı yerinde olduğundan davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.

D. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen harici taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca belirlenecek bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "denkleştirici adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.

2. Bu bakımdan sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; bu güncelleme yapılırken, enflasyon, ÜFE-TÜFE artış oranları, faiz, ... ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri ekonomik göstergeler ... ... uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkansız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.

3. Değerlendirme

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda yer verilen denkleştirici adalet ilkesine uygun olmasına, özellikle denkleştirici adalet ilkesi kapsamında satım bedelinin iade tarihindeki ulaştığı bedel belirlenirken esas alınan ekonomik göstergelerde taşınmazın rayiç değerinin dikkate alınamayacağının belirlenmiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.