Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2642 E. 2024/565 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı avukatın, vekil olarak tahsil ettiği paradan hapis hakkı kullanarak vekalet ücretini alıkoyması nedeniyle açılan icra takibine itirazın iptali davasında, hapis hakkının kapsamının ve icra inkar tazminatının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı avukat ile müvekkili arasında imzalanan avukatlık ücret sözleşmesinin geçerliliği, gerçek sulh miktarının tespiti ve davalı avukatın hapis hakkını kullanırken talep ettiği ücret oranı gözetilerek yerel mahkemenin davalı avukatın itirazının iptaline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/452 E., 2023/130 K.

Taraflar arasındaki asıl itirazın iptali ve birleşen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl davada davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen asil ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili; davalı avukatın şirketin vekili olarak Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/169 E., 2010/22 K. sayılı dosyasında görev yaptığını, aldığı ilamı İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1834 E. sayılı sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, takip dosyasından 305.075,10 TL tahsil ettiğini, bu hususun davalının keşide ettiği ihtarname ile öğrenildiğini, davalının tahsil ettiği paradan 15.267,27 TL dışında kalan kısmını vekalet ücreti alacağı sebebiyle hapis ettiğini bildirdiğini, davalının bu şekilde 3. şahıslara ait hukuki hizmetinin ücretlerini de alıkoyduğunu, gönderdiği ihtarnamede 4 - 5 ay önce şirket adına tahsil ettiği 5.438,00 TL harç iadesini de hapis hakkı hesaplarına dahil ettiğini belirttiğini, davalıya gönderilen ihtarname ile tahsil edilen paranın iadesini istediklerini, ancak sonuç alınamayınca İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2011/20930 E. sayılı icra dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek; davalının icra takibine itirazının iptaline ve % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı vekili; davalı...Metal San. ve Tic. Ltd. Şti. ile arasında görülen Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/169 E. sayılı davasında yargılama sonucunda 28.01.2010 tarihinde verilen 2010/22 K. sayılı ilamın İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1834 sayılı dosyası üzerinden icra takibine konulduğunu, takip borcunun temyiz hakkı saklı kalmak suretiyle 322.325,00 TL olarak icra dosyasına yatırıldığını, ancak Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/169 E. sayılı dosyası üzerinden verilen kararın temyiz incelemesinde bozulduğunu ve yargılamanın devam ettiğini, yargılama sonucunda red kararı verilmesi halinde icra dosyasına ödedikleri ve davalı şirket adına davalı avukat tarafından çekilen ve hapis hakkı kullanılarak ödenmeyen bu paranın iadesinin gerekeceğini ileri sürerek; icra dosyasına ödenen miktarın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl dava davalı vekili; hapis hakkı kullandığı bedelin tahsil edildiği dava ve icra dosyasında alacaklının davacı...Metal şirketi olduğunu, hapis hakkına konu 18.08.2000 tarihli ücret sözleşmesinin...Metal ile olduğunu, 01.02.2008 tarihli ücret sözleşmesinin ...ve...Metal şirketleri adına ... ile yapıldığını, ...'ın...Metal ve ...şirketlerinin yetkilisi olduğunu, yapılan sözleşmelere ve kazanımların paylaşımına bakıldığında ... ve...Metal şirketlerinin aslında tek kişi ve tek kasa olduğunu, piyasaya olan borçlar nedeniyle farklı adlar kullanıldığını, hapis hakkının kullanıldığı işlerin; ........, Metal ve ...şirketleri adına Pürpa A.Ş/Şefik Dizdar aleyhine açılacak menfi tespit/ alacak/ tazminat davalarına ilişkin 01.02.2008 tarihli ücret sözleşmesine dayalı olarak iş bu dava dosyalarının sulh ibra protokoluna bağlanması nedeniyle hak kazandığı 192.000.000 TL vekalet ücreti ile 24.807,45 TL'nin faizi, ...Metal şirketinin davacısı olduğu Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/395 E., 2009/207 K. sayılı davası nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ödenmesi gereken 1.000,00 TL avukatlık ücreti ile 161,51 TL faizi, ...Metal şirketi adına açmış olduğu Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/169 E., 2010/22 K. sayılı ilamı ve bu ilamın takibe konulduğu İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1834 sayılı dosyası üzerinden icra takibe ilişkin olarak 12.355,16 TL ilam vekalet ücreti, 1.145,94 TL ilam vekalet ücretinin faizi, 21.141,66 TL icra vekalet ücreti, ile 26,30 TL yaptığı masrafı düştükten sonra elinde 270.406,04 TL kaldığını, bu dava için 18.08.2000 tarihli avukatlık ücret sözleşmesine göre 21.466,15 TL avukatlık ücreti, İzmir 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/1834 sayılı dosyası için avukatlık asgari ücret tarifesine göre 21.141,66 TL avukatlık ücreti olduğunu, harç iadesi olarak aldığı 5.438,00 TL ve icradan tahsil ettiği 270.406,04 TL ile toplam 275.844,04 TL' nin 260.579,77 TL'si üzerinde vekalet ücreti ve faiz alacakları için hapis hakkı kullandığını, bakiye 15.267,27 TL bildirilecek hesap numarasına yatırmaya hazır olduğunu bildirdiğini ve İş Bankası hesabına yatırdığını, hapis hakkına konu edilmemiş 1.167.630,00 TL daha vekalet ücret alacağı bulunduğunu, bu dosyalara ilişkin haklarını saklı tuttuğunu, davacı şirket, ...şirketi ve ...'ın Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/233 E. ve İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/188 E. sayılı davaları devam ederken 16.09.2009 tarihinde sulh ve ibra protokolü imzaladıklarını, ...şirketinin alacaklarını ...şirketine temlik ettiğini, sulh ve ibra konusunda kendisine vekalet ücreti ödememek için haber vermediğini, karşı taraftan alması gereken vekalet ücretlerini almasını engellemek için 18.02.2011 tarihinde daha önceki vekaletnamede yer alan ahzu kabz ve bir kısım yetkilerini kaldıran yeni bir vekaletname gönderdiğini, bu ihbarnameyi 23.02.2011 tarihinde parayı çektikten sonra tebellüğ aldığını, ...'ın, 22/02/2011 tarihinde kendi adına aseleten ve...ve ...şirketlerini temsilen 18.02.2011 tarihli vekaletname dışında kalan tüm yetkilerden azlettiğine ilişkin azilnameyi gönderdiğini, ...'ın...şirketinin ve ...şirketinin tek sahibi ve ortağı olduğunu savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 2012/96 E., 2016/279 K. sayılı kararıyla; asıl davada davalının İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2011/20930 E. sayılı takibinde 215.948,96 TL asıl alacak, 12.147,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 228.096,08 TL üzerindeki itirazın iptaline, birleşen davanın davalı...Ltd. Şti, için hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davalı ... için dava takip edilmediğinden işlemden kaldırılmasına ve dosyanın tefrikine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2016/27768 E., 2017/11748 K. sayılı ilamıyla; 29.11.2017 tarihli asıl davada davalının sair temyiz itirazları reddedilerek Mahkemeninde kabulünde olduğu üzere sadece 18.08.2000 tarihli ücret sözleşmesinin tarafları bağlayacağı gözetilerek, gerçek sulh miktarının bulunması, icra inkar tazminatına hükmedilmesi; birleşen davada ise usulüne uygun duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılması gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen2019/392 E., 2021/322 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, takibin 181.948,96 TL asıl alacak ve 10.234,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 192.183,59 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz işletilmesine, asıl alacağın %20'sine tekabül eden 36.389,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olup, karara karşı, süresi içinde asıl davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 2022/726 E., 2022/7864 K. sayılı ilamıyla; birleşen davada hüküm kurulmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Yargıtay'ın ilk bozma ilamında davacı vekilinin savunma hakkının kısıtlanmasının bozma konusu yapıldığı, Mahkemenin 2016/375 Esas sayılı dosyasının karara çıktığı ve kesinleştiği, birleşen dava yönünden esasa ilişkin bozma yapılmadığı, asıl dava dosyası yönünden Yargıtay tarafından esasa yönelik bir bozmanın ikinci kararda yapılmadığı, ilk karar sonrası sulh olunan miktarın tespitine dair Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası için rapor alındığı ve hüküm kurulduğu gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile, takibin 181.948,96 TL asıl alacak ve 10.234,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 192.183,59 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz işletilmesine, asıl alacağın %20'sine tekabül eden 36.389,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/150 E., 2016/148 K. sayılı dosyası yönünden, davalı...Metal ve Tekstil San ve Tic. Ltd. Şti. açısından hukuki yarar yokluğuna dayalı dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili; Yargıtay kararında esasa ilişkin temyiz incelemesinin sonraya bırakılmış olup henüz yapılmadığını, yerel Mahkemenin ise yanlış bilirkişi raporunu tekrar ederek Yargıtay'ın 29.11.2017 tarihli bozma kararına aykırı hüküm kurduğunu, bilirkişi raporlarını irdelemeden sonuç bölümü ile hüküm kurulduğunu, tahsil olunan bedelin sadece 600.000,00 TL olmadığını, bilirkişinin içinde ipotekli taşınmaz ve nakit para olan bir kalemin temlik alınmasını sulh bedeli olarak görmeyerek, gerçek sulh miktarını araştırmadığını, bilirkişi raporunun hesap açısından hüküm kurmaya elverişli olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık asıl davada, davalının vekil sıfatıyla tahsil ettiği vekalet ücretinin tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi

3. Değerlendirme

1. Dava konusu hapis hakkının kullanıldığı iddia edilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/233 E., 2010/160 K. sayılı davasında, taraflar arasında ..../04/2009 tarihli “Sulh ve İbra Protokolü” başlıklı belgenin imzalandığı, bu davada gerçek sulh değerinin 600.000,00 TL olduğu, davalılar tarafından davanın davacısına 600.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacılar tarafından da noterlikte yapılan ibraname ile davalıların ibra edildiği, bu durumda davadaki gerçek sulh değerinin 600.000,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde bildirdiği icra takip dosyaları nedeniyle sulh miktarının 600.000,00 TL değil, 3.200.000,00 TL olduğu iddia edilmişse de; sulh protokolünün, devir ve temlik sözleşmesinin incelenmesinde tarafların birden fazla olduğu, temlikten menfaat elde edenin davacı yan olmadığı anlaşıldığından, davalının bu itirazlarına itibar edilmemiştir. Bu nedenle sulh miktarının 600.000,00 TL olduğu yönündeki mahkeme tespiti doğru görülmüştür.

2. Kaldı ki, taraflar arasında dört adet avukatlık ücret sözleşmesi yapıldığı iddia edilmiş olup; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2016/27768 E., 2017/11748 K. sayılı bozma kararında, "Taraflar arasında imzalanan 18.8.2000 tarihli sözleşmenin tarafları bağlayacağı ve dava konusu uyuşmazlığa uygulanabileceği, diğer sözleşmelerin ise davacı tarafça imzalanmaması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmalıkta hüküm doğurmayacağı mahkemenin de kabulündedir." şeklindeki aynı gerekçeyle, sadece 18.8.2000 tarihli sözleşmenin tarafları bağlayacağı kabul edilmiştir.

3. 18.8.2000 tarihli mahkemece kabul edilen avukatlık ücret sözleşmesinin incelenmesinde; "kazanılan bedelin %8" inin avukatlık ücreti olarak kararlaştırıldığı; davalı vekilinin uygulanmasını istediği 01.02.2008 tarihli taraflar arasında imzalanmayan ücret sözleşmesinin 9 uncu maddesinde ise, "50.000,00 TL’den az olmamak üzere %6" şeklinde ücret kararlaştırıldığı ancak bu sözleşmenin hükme esas alınmadığı, davalı yanın hapis hakkını kullanırken çekilen ihtarnamede ve davaya cevap dilekçesinde Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/233 E., 2010/160 K. sayılı davasında %6 oranı üzerinden ücret talep ettiğinin bildirildiğinin anlaşılmasına göre; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2016/27768 E., 2017/11748 K. sayılı bozma kararında da vurgulandığı üzere "Somut olayda Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/233 E dosyasının sulhle sonuçlandığı gözetilerek, gerçek sulh miktarı tespit edilerek bu miktar üzerinden, davalının bu dava yönünden hapis hakkını kullanırken % 6 oranı üzerinden ücret talep ettiği de dikkate alınarak ücretin hesaplanması açısından bir araştırma yapılmadığı" şeklinde belirtildiğinden; Mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

4. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, asıl davada davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Asıl davada davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanununa uygun olan kararın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliginden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

12.02.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.