Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2751 E. 2024/559 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının emekli maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması ve haksız kesinti yapıldığı iddiasıyla iade talebi.

Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesi uyarınca emekli aylıklarının haczi prensipte yasak olmakla birlikte, borçlunun açık muvafakati ile haciz yolunun açıldığı ve davacının kredi sözleşmesiyle bu muvafakati verdiği gözetilerek, davacının blokenin kaldırılması ve iade taleplerinin reddine yönelik yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/580 E., 2023/114 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 4. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2019/402 E., 2021/5 K.

Taraflar arasındaki blokenin kaldırılması ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı PTT Bank'da bulunun maaş hesabına davalı banka tarafından 2015 yılı Kasım ayından itibaren bloke konulduğunu, haciz ihbarnamesi yahut müvekkilinin muvafakati bulunmaksızın dava dışı bankalara müvekkilinin hesabından ödeme yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, belirterek maaş hesabına konulan blokenin kaldırılmasını ve davacının uğramış olduğu zararlar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle dava değerini 41.401,92 TL ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkili şirketin, davacının emekli maaşından yapılan kesintiler ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, bu nedenle husumet ve görev itirazında bulunduğunu, davacının maaşı üzerinden yapılan kesintilerin kullanmış olduğu kredilerin aylık taksit tutarları olduğunu, davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödeme yükümlülüğü altında olduğunu, kredi sözleşmesi yanında imzalatılan taahhütnameler ile müşterilerin kullandıkları krediye ilişkin olarak SGK tarafından ödenen doğmuş ve doğacak olan alacaklarından her hangi bir talimata gerek olmaksızın takas ve mahsup edilmek suretiyle tahsil edilebileceğini kabul ettiklerini, sözleşme hükümlerine göre davacının maaşından kesinti yapıldığını, davacının iddialarının bir temele dayanmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunda davacının 15.10.2015 tarihinde Denizbank'tan kullandığı kredi ile Ingbank'tan kullanılan krediler yönünden kredi taksitlerinin emekli maaşından tahsil edilmesi için davacı tarafından verilmiş bir talimat bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de kredi sözleşmeleri ve eklerinin incelenmesinde davacının kullanmış olduğu kredi taksitlerinin tahsil edilmesi için SGK'dan almakta olduğu ve davalı taraf nezdindeki hesaba ödenen maaşından kesinti yapılmasına muvafakat ettiğine dair evrakların bulunduğu, davacının dava dışı bankalardan kullanmış olduğu krediler nedeniyle kendi serbest iradesi ile imzaladığı sözleşmelerde kredi taksitlerinin emekli maaşından kesilmesi konusunda bankalara talimat ve yetki verdiği, davacının vermiş olduğu yetki ve talimatların hukuken geçerli olduğu gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesini tekrarlayarak, emekli maaşı üzerine haciz işlemi uygulanamayacağını ve emekli maaşı üzerindeki önceden anlaşmaların da geçerli bir anlaşma olarak kabul edilemeyeceğini, taahhütnamelere uygun olarak ödemelerin yapıldığını, davalıların tüketicinin korunması ilkesine aykırı davrandığını ve hileli şekilde alacaklarını tahsil ettiklerini, Mahkemece, imzalanan sözleşmenin borçlar kanununda düzenlenen genel işlem koşulları bakımından değerlendirmesinin yapılmadığını, sözleşmenin imzalanmaması halinde kredi verilmediğini, sözleşmeye konulan bu haksız şarta dayanarak işlem yapılmasının da hukuka aykırılık teşkil ettiğini, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının sözleşmelerin her sayfasını ve taahhütnameyi ayrı ayrı imzaladığı, davalı Bankanın sözleşme hükümlerine göre yaptığı işlemin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olduğunun kabul edilemeyeceği, kredi borcunun sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi gerektiği, davacı tüketici tarafından Aktifbank, Denizbank, İngbank ve Odeabank'tan çekmiş olduğu krediler dolayısıyla imzaladığı sözleşmelerde kredi taksitlerinin emekli maaşından kesilmesi konusunda bankalara talimat ve yetki verdiği, davanın reddedilmesinde usul ve yasaya aykırı yan bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesini tekrarlayarak, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki kredisi sözleşmesinden doğan borcun davacının maaş hesabından kesilmesi işlemine karşı blokenin kaldırılması ve kesilen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun'un "devir, temlik, haciz ve Kurum alacaklarında zamanaşımı" kenar başlıklı 93/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. 17.04.2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanun'un 56 ncı maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesinde; “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmü bulunmaktadır.

2. İİK’nın 83/a maddesindeki; "İİK’nın 82 ve 83 üncü maddelerinde yazılan mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir." hükmüne karşın, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi ile değişik 5510 sayılı SGK’nın 93/1 inci maddesinde; "bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakati yok ise, icra müdürü tarafından reddedileceği" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hükmün İİK’nun 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiği ve takip hukukuna göre icra takibinin kesinleşmiş olması şartıyla haciz sırasında veya hacizden sonra 5510 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatin geçerli olacağı, bu durumda borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği, sözleşme hukukuna göre bu yasağın kesin olmadığı, yasanın tarafların iradesine ağırlık vererek muvafakat yoluyla emekli aylıklarına bloke konulmasına, borcun başka teminatlara başvurulmadan ödenmesine imkân sağladığı, böylece tarafların sözleşme ile belirledikleri hükmü ortadan kaldırmadığı anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacının imzasını taşıyan PTT emekli kredi başvuru formu ekindeki mevcut taahhütname ve virman takas-mahsup talimatında, davacının PTT Genel Müdürlüğü aracılığı ile kullanacağı kredi hizmetine ilişkin olarak Sosyal Güvenlik Kurumundan almakta olduğu maaşından tahsilat yapılması yönünde muvafakatının bulunduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.