"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1383 E., 2023/476 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/464 E., 2022/196 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 01.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı şirketin Özel ... Hastanesi adı ile özel sağlık kuruluşu olarak kamu hizmeti sunduğunu, hastanenin işletme ruhsatınının 750.000,00 TL bedel karşılığında ... Tıp Merkezi Özel Sağlık ve Tesis Sanayi ve Ticaret A.Ş. den satın alındığını, satıcı firmanın 2012 yılı ve öncesinden kaynaklanan 5.047.022,09 TL borcu için 2015 yılında hastane ruhsatını alan davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumu gelirlerine 2018 yılında herhangi bir tebligat yapılmaksızın haciz konulduğunu ve bu borcun kesinti yapıldığında öğrenildiğini, davacı şirketin iş yerini veya işçilerin iş sözleşmesini devralmadığını, faaliyeti durmuş olan bir hastanenin işletme ruhsatını satın alarak ticari faaliyetine başladığını, Borçlar Kanunu uyarınca bir işletme devrinden söz edilemeyeceğini, söz konusu borç doğduğunda taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığını, hastane ruhsatını davacıya satan firmanın diğer alanlarda faaliyetine devam ettiğini ve davalı Kurumu faaliyet gösteren borçlu yerine davacı şirketin alacaklarını kesmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı şirketin davalı Kurumun nezdinde doğmuş alacağından emanete alınan ve kesintisi yapılan 1.079.233,97 TL ve toplamda 5.047.022,09 TL kesinti işleminden dolayı, borçlu olmadığının tespitine, kesinti yapılması durumunda davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiş, 24.10.2019 tarihli duruşmada kesinti yapılan miktara ilişkin menfi tespit talebini istirdata dönüştürdüklerini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; ... A.Ş. nezdinde faaliyet gösteren Özel ... Hastanesinin 2007 Temmuz-2011 Aralık fatura kesintileri ile ilgili olarak müvekkili kurum aleyhine Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1736 E. sayılı dosyası ile açılan davada Mahkemece verilen 17.05.2019 tarihli ve 2019/2009 K. sayılı karar ile ödenmesine karar verilen toplam 5.319.512,51 TL'den 4.417.922,09 TL'sinin 29.07.2015 tarihinde Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezince Özel ... Hastanesine ödendiğini, davacı şirketin sahip olduğu Özel ... Hastanesinin 12.10.2015 tarihinde ... A.Ş. nezdinde faaliyet gösteren Özel ... Hastanesini devraldığını, huzurdaki davaya konu edilen işlem ile Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1736 E. sayılı davasına konu kesintinin aynı dönemi kapsadığını, derdestlik itirazında bulunduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 24.10.2019 tarihli, 2018/593 Esas, 2019/620 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.03.2021 tarihli ve 2020/92 E., 2021/711 K. sayılı kararıyla, dosya kapsamından; eldeki davanın 27.09.2018 tarihinde açıldığı, ancak davanın açılması sırasında ve sonrasında davacı firmadan harç alınmadığı, somut olayda dava değeri para ile ölçülebilir nitelikte olduğundan dava değeri üzerinden hesaplanacak karar ve ilam harcının dörtte birinin davacı tarafça peşin olarak ödenmesi gerektiği, bu durumda da Mahkemece; öncelikle harç noksanının davacı tarafa tamamlattırılması ve daha sonra işin esasının incelenmesi gerektiği, yukarıda değinilen peşin karar ve ilam harcının yatırılması halinde de; davalı Kurum tarafından derdestlik itirazına ve birleştirme talebine konu yapılan dava dosyaları getirtilerek, davalı Kurumun söz konusu taleplerinin öncelikle ve ayrı ayrı değerlendirilmesi de gerektiği, tarafların ihtiyati tedbire ve teminata ilişkin istinaf taleplerine gelince; somut duruma ve taleplerin niteliğine göre, söz konusu hususlara ilişkin taleplerin Mahkeme tarafından incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle; tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.01.2020 tarihli ve 2018/521 E., 2020/1 K. sayılı kararı ile davacı ... A.Ş. tarafından davalı Kuruma karşı Özel ... Hastanesinin 2008-2009 yıllarına dair işlemlerinde yapılan kesintiye yönelik açılan davada davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu hal ile birleştirmenin mümkün olamayacağı, davalı tarafın derdestlik itirazına konu dava konusu ... A.Ş.ye ait ... Hastanesinin işlemleri nedeniyle 2007 Temmuz/2011 Aralık arası yapılan kesintilere ilişkin Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin (2013/1736 eski) 2021/504 E. Sayılı dosyasında birleştirme talebine olumsuz cevap verildiği, bu hale göre tarafları aynı olmaması nedeniyle derdestliğe ilişkin olumsuz dava şartının söz konusu olmadığı, böylelikle istinaf kararı öncesi Mahkeme dosyasındaki esasa ilişkin kanaate iştirak edilerek ve celp edilen deliler, mahkeme dosyaları ile özellikle davalı Kurumun cevabi yazısı gözönünde tutularak, davalı Kurum tarafından aynı döneme ilişkin iki farklı işlem tesis edilmek suretiyle mükerrer kesinti yapıldığı, davalı Kurumun borç bildirim işleminin mevzuata uygun olmadığı gerekçesiyle; açılan davanın kabulü ile davacının ... Hastanesine ait borcun onu devralan özel ... Hastanesine borç girişi yapılmasına ilişkin kesinti işlemi nedeniyle talep edilen 5.047.022.99 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespiti ile bu haksız işlem nedeniyle 1.880.925,74 TL tutarındaki yapılan kesintinin, kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; davacı tarafından sadece hastane ruhsatının satın alındığını, aktif ve pasif devrinin söz konusu olmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 202 maddesi anlamında işletme devri olmadığını, dolayısıyla işletme devrinden söz edilemeyeceği için davacı şirketin söz konusu borçtan sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığını, davanın kabul gerekçesinin bu olması gerekirken devir olgusu üzerinden kabul kararı verilmesinin yerinde olmadığını, davacının borçlu olmadığının sunulan deliller ile ispat edildiğini, bu nedenle gerekçeli kararın devre ilişkin hatalı kurulduğunu, gerekçe kısmının daha önceki firma ile bağlantı olmadığını, bu nedenle de gerekçenin borçtan sorumlu olunmayacağı şeklinde düzeltilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bu yönden düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili; Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/504 E. sayılı dosyasına ilişkin derdestlik itirazlarının reddine dair verilen kararın doğru olmadığını, davaya konu edilen işlemin Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1736 E. 2019/2000 K sayılı kararı ile görülen dava ile aynı dönemi kapsadığını, Mahkemenin bu kararında ... A.Ş.ye ödenmesine hükmedilen 2007 Temmuz-2011 Aralık dönemlerine ait fatura kesintileri ile Hani Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/16 D.iş sayılı ihtiyati tedbir kararına istinaden davacıya ödenen 2009 Nisan-2011 Aralık dönemlerinin aynı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması kararına istinaden de Özel ... Hastanesine 16.12.2016 tarihinde Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezince borç girişi yapıldığını, Özel ... Hastanesinin Özel ... Hastanesine devredilmesi nedeniyle 4.417.922,09 TL (anapara) + 629.100,00 TL (faiz) olmak üzere toplam 5.047.022,09 TL borcun, devir sonucu müteselsilen borçtan sorumluluğu doğan Özel ... Hastanesi hesabına borç girişi yapıldığını, Hani Asliye Hukuk Mahkemesinin ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın değerlendirdiği aşamada davacı tarafından ... A.Ş. tarafından devralındığını ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılması sonucu bu firmaya ödenen yersiz bedelin bu sefer davacı adına borç kaydı olarak girildiğini, yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dışı ... A.Ş. tarafından davalı aleyhine Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde Temmuz 2007-Aralık 2011 dönemine ilişkin olarak yapılan haksız kesintiden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat talepli davanın açıldığı, bu davanın halen derdest olduğu, eldeki davanın konusu olan dönemin Diyarbakır 5.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davadaki dönemi kapsadığı, dava konusu alacağa ilişkin 28.08.2018 tarihli borç belgesinin derdest olan davada dayanılan 16.12.2016 tarihli SGK borç belgesi ile aynı olduğu, diğer yandan dosyada mevcut 16.07.2015 tarihli “Ruhsat Devir Sözleşmesi''nin “Devredenin Hak ve Sorumlulukları” başlıklı 4 üncü maddesinde; devir tarihine kadar olan alacak ve borçların devredenin (Tümsağ şirketi) hak ve sorumluluğunda olacağının kararlaştırıldığı, Ruhsat Devir sözleşmesi ve Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/504 E sayılı derdest dosyasında görülen dava içeriği dikkate alındığında, Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum tarafından yapılan kesinti işleminin mükerrer olduğu iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/1-ı maddesi.
2. 6098 sayılı Kanun'un 202 nci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Doktrinde de ifade edildiği üzere aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte (derdest) ise, aynı konunun (uyuşmazlığın) yeni bir dava konusu yapılmasının mümkün değildir. Zira aynı konuda iki dava açılmasında davacının hukuken korunmaya değer bir menfaati yoktur. Yine ayrı ayrı görülen davalar mahkemelerin iş yükünü artırdığı gibi, çelişik kararlar çıkması ihtimali, adalet açısından benimsenemez. Bu çerçevede HMK.m.114/1-ı hükmü ile derdestlik, dava şartı haline getirilmiştir (Prof.Dr.Baki Kuru– Prof.Dr.Ramazan Arslan – Prof.Dr.Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 22.Baskı, Ankara 2011, s.265).
2. 6098 sayılı Kanun'un 202 nci maddesinde; bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralanın, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
3.Yapılan bu açıklamalar ile mevzuat hükümleri ışığında yapılan incelemede; davalının derdestlik itirazına konu Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasında dava konusu eldeki dava konusu ile aynı döneme (2007 Nisan/ 2011 Aralık dönemi) ilişkin kesintiler olmakla birlikte, her iki davada davacı tarafın farklı olduğu, tarafları aynı olmayan iki dava arasında desdestliğin oluşmayacağı, Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesince dosyanın geldiği aşama dikkate alınarak birleştirme talebine de olumsuz cevap verildiği, davacı şirket ile dava dışı ... A.Ş. arasında 6098 sayılı Kanun'un 202 nci maddesinde tarif edilen şekilde bir işletme devrinin söz konusu olmadığı, ... A.Ş. tarafından, ... Hastanesine ait ''Özel Hastane Açılış Ruhsatı'nın" ....Noterliğinin 12.10.2015 tarihli ve Ruhsat Devir Sözleşmesi ile ... Özel Sağlık Ürünleri Özel Eğitim İnş. Taah. A.Ş.ye devredildiği, burada devredilen hususun o hastaneye ait özel hastane açılış ruhsatı olduğu, davalı Kurumca aynı döneme ilişkin her iki şirket aleyhine kesinti kararı verilmesinin mükerrer kesinti niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.