"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/108 E., 2022/274 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dışı...Gayrimenkul Geliştirme A.Ş.nin, davacı şirket ile yapılan sözleşme gereğince elektrik enerjisi kullandığını, şirket teşvik belgesi sahibi olduğundan 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu'nun (2634 sayılı Kanun) 16 ncı maddesi ve 12.04.2002 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla 02.04.2004 tarihine kadar bölgelerindeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerin en düşüğü üzerinden elektrik tarifesi uygulandığını, uygulanan indirimli tarifeden dolayı idarede oluşan gelir kaybının yine aynı kararla Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından karşılandığını, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında 02.04.2004 tarihinden sonraki uygulamalara yönelik TEDAŞ ve bağlı ortaklarına indirimli tarife uygulanmasından dolayı oluşan gelir kaybı nedeniyle Müsteşarlık bütçesinden herhangi bir ödeme yapılamayacağının bildirildiğini, bu nedenle davalı şirkete indirimli tarife uygulanmamasının bildirildiğini, aynı konuyla ilgili olarak tahakkuk ettirilen tüketim bedelinin indirimli tarifeden olması gerektiği iddiası ile davacı şirket aleyhine bir kısım davalar açıldığını ve davaların Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, Hazinece herhangi bir ödeme yapılamayacağının bildirilmesi üzerine, davacının aleyhine dava açılmasına ve dava sonunda 67,10 TL temyiz harcı, 50,00 TL temyiz posta masrafı ve 17.662,47 TL de karar verilmesi nedeniyle toplam 18.279,57 TL ödenmesine neden olunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 18.279,57 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek değişken oranlı avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Ekonomi Bakanlığı vekili; davacı ... şirketinin 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının kaldırılmadığından bahisle açılan dava sonucu oluşan gelir kaybının giderilmesi istemiyle açtığı davanın, Bakanlığın Teşvik ve Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünün görev alanı içerisinde yer aldığını, herhangi bir dağıtım şirketi hakkında anılan Genel Müdürlükçe tesis edilmiş bir işlem bulunmadığından davalıya husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; davanın öncelikle husumetten reddinin gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, BEDAŞ dahil TEDAŞ'ın bağlı ortaklıklarının 233 sayılı KHK'ye tabi bir KİT statüsünde olduğu dönem boyunca, söz konusu uygulamadan kaynaklanan gelir kaybının Hazine Müsteşarlığınca karşılandığını ancak 02.04.2004 tarihli Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile TEDAŞ ve bağlı ortaklıklarının 233 sayılı KHK'ye tabi bir KİT statüsünden çıkarılıp 4046 sayılı Kanuna tabi bir kuruluş haline getirildiğini, Kanunun 37 nci maddesi hükmü gereğince özel hukuk hükümlerine tabi olduğu ve TEDAŞ ile bağlı ortaklıklarına 233 sayılı KHK hükümlerinin uygulanamayacağını, bu nedenle Bakanlar Kurulu kararının dayanağının ortadan kalktığı ve dolayısıyla gelir kaybının bu çerçevede ödenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.06.2016 tarihli ve 2015/59 E., 2016/309 K. sayılı kararıyla; dava konusu dönemde yürürlükte bulunan 2634 sayılı Kanun ile bu Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda, elektrik üretiminde yapılacak teşvik primlerinin Başbakanlık Hazine Müsteşarlığınca karşılanacağının açıkça belirtildiği, ayrıca söz konusu elektriğin kullanıldığı tarih itibariyle yapılacak olan indirimleri karşılamakla sorumlu olan tek kurumun Hazine Müsteşarlığı olduğu kanaati oluştuğundan davalı Ekonomi Bakanlığının pasif husumet itirazının yerinde olduğu, davacının indirimli olarak ödeneceği taahhüt edilen ve daha sonra kendisinden tahsil edilen elektrik bedelini ve bu nedenle ödediği yargılama gideri ve vekalet ücreti toplamı 17.662,47 TL'yi davalı ... müsteşarlığından isteyebileceği, davacının tacir olduğu ve uyuşmazlığın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ve tacirin yaptığı her işin ticari sayılmasına göre alacağa avans faizi işletilmesi gerektiği gerekçesiyle; davalı Ekonomi Bakanlığı aleyhine açılan davanın dava şartı olan pasif sıfat yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... Müsteşarlığı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüyle, 17.662,47 TL'nin ödeme tarihi olan 05.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan Hazine Müsteşarlığı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 27.02.2019 tarihli ve 2016/16121 E., 2019/1062 K. sayılı ilamıyla; davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan hüküm gereğince, Hazine Müsteşarlığının her türlü borç ve alacakları hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş olduğu ve davaya konu istem 16.07.2009 tarihinden önceki faturalara ilişkin bulunduğundan husumetin davalı Ekonomi Bakanlığına yöneltilmesinin doğru olduğu, Mahkemece davalı Ekonomi Bakanlığı yönünden işin esası incelenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı Ekonomi Bakanlığı yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, 08.06.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 637 sayılı Ekonomi Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası; “Bu Kanun Hükmünde Kararname'nin yürürlüğe girdiği tarihte Dış Ticaret Müsteşarlığı merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatları ile Hazine Müsteşarlığından Bakanlığa devredilen Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ile Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğüne ait her türlü taşınır, taşıt, araç, gereç ve malzeme, her türlü borç ve alacaklar, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve diğer dokümanlar ile kadro ve pozisyonlarda bulunan personel hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş sayılır. Mülkiyeti Hazineye ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, Dış Ticaret Müsteşarlığına tahsis edilmiş taşınmazlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın tahsis amacında kullanılmak üzere Ekonomi Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır.” hükmü ve yine bu Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 2 nci maddesinin altıncı fıkrasında ise; “Mevzuatta Dış Ticaret Müsteşarlığına, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezine ve Hazine Müsteşarlığının bu Kanun Hükmünde Kararname ile Ekonomi Bakanlığına devredilen birimlerinin görevleri nedeniyle Hazine Müsteşarlığına yapılmış olan atıflar Ekonomi Bakanlığına yapılmış sayılır.” hükmü ve eldeki davanın açıldığı 25.11.2013 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan bu hüküm gereğince, Hazine Müsteşarlığının her türlü borç ve alacakları hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş olduğuna göre, Hazine Müsteşarlığı tarafından ödenmesi gereken elektrik enerjisi desteğine ilişkin 16.07.2009 tarihinden önceki faturalar için Ekonomi Bakanlığının sorumlu olduğu gözetilerek, davalı Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı yönünden davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davalı Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda, 10.07.2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesi gereğince Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğünün, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlandığı anlaşılmakla davada taraf olarak yer almasının sağlandığı, iddia, savunma, taraflarca sunulan kanıtlar, bilirkişi raporu ve eki gereğince, ... yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 17.662,47 TL’nin ödeme tarihi olan 05.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline, davanın davalı ... Müsteşarlığı yönünden taraf ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı Bakanlık vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun), dava açıldıktan sonra kişilerin davalı sıfatını kazanması ve husumetin bu kişilere yöneltilmesi konusunda bir düzenleme yer almadığını, davalı Bakanlığın Hazine Müsteşarlığının ve Ekonomi Bakanlığının hukuki halefi olmadığını, Hazine Müsteşarlığının 08.06.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 637 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ekonomi Bakanlığının kurulması ile birlikte tüm aktif ve pasifleri ile birlikte Ekonomi Bakanlığına devredildiğini, Ekonomi Bakanlığına husumet yöneltilmesi gerektiğine ilişkin bozma kararlarında da bu aktif ve pasif devri nedeniyle Ekonomi Bakanlığının davalarda taraf olarak kabul edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığını, davanın açılmasında birinci derecede TEDAŞ Genel Müdürlüğü, sonrasında ise özelleştirme kapsamında bir devlet kuruluşu olan Boğaziçi EDAŞ'nin hisselerini 2013 yılında fiilen devir alan davacının asli kusurlu olduğunu, 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2 ve 3 maddesinin 2009 yılında yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle, dava konusu tarihlerde indirimli tarifenin yürürlükte olduğunu ve kanunsuz bir şekilde TEDAŞ ve halefi Boğaziçi EDAŞ tarafından uygulanmadığının açık bir göstergesi olduğunu, kararda icra harç ve masraflarının da rücu davasına konu edilerek hesaplamada dikkate alınmasının hukuka aykırı olduğunu, hükmedilen alacağa itiraz hakları saklı kalmakla birlikte, hükmedilen alacağa avans faizi uygulanmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mahkeme kararları gereğince dava dışı aboneye ödenen bedelin davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararın uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinin artık mümkün bulunmadığı, yapılan hesaplamada bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.