"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/530 E., 2023/104 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak ve istirdat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre, bozmaya uyularak birleşen davada Mahkemece verilen kararda reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 6.000,00 TL olup karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kaldığından, birleşen davaya ilişkin davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl davada taraf vekillerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili; davalı ve dava dışı ...ile birlikte Çayyolu Gordion Alışveriş Merkezi inşaatında taşeronluk üstlendiklerini, iş yapılırken alınan tüm hak edişlerin davalının banka hesabına yatırıldığını, işin bitimine müteakip elde edilen kârın taraflarca paylaşılma yoluna gidildiğini, davalının hesabına yatan paraları harcaması nedeniyle davacının alacağını ödeyemediğini, karşılığında Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2009/5935 E. sayılı dosyasına konu senedi ciro ederek davacıya verdiğini, takip sırasında 6.000,00 TL ödeme yapıldığını ancak Ankara 12. İcra Hakimliğinin 2010/901 E. sayılı dosyasında Türk Ticaret Kanunu'nun 642 nci maddesi uyarınca takibin iptal edildiğini, davalının senet üzerindeki imzasını inkar etmediğini, alacağın taşeronluk sözleşmesine dayalı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 16.500,00 TL'nin 25.11.2008 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili; davalı tarafından aleyhine Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2009/5935 E. sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, takibin usulsüz tebligat ile kesinleştirildiğini, Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesinde açılan şikayet ve itiraz davasında 24.09.2010 tarihinde takibin geçici olarak durdurulduğunu ancak davacının yurtdışında olması ve haciz tehdidi nedeniyle davalıya 6.000,00 TL ödeme yapıldığını, sonrasında da Mahkemece takibin iptaline karar verildiğini ileri sürerek; icra tehdidi altında ödenen 6.000,00 TL'nin ödeme tarihinden faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekilleri; davaların reddini talep etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.11.2013 tarihli ve 2011/469 E., 2013/437 K. sayılı kararıyla; davaya konu senedin bono vasfında olmaması sebebiyle davacıya kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla alacağına kavuşma olanağı vermediği, geçerli bir temlik sözleşmesi olmadığı, davacının alacağını ispatlayacak belge ibraz edilmediği, alacak miktarı itibariyle tanıkla ispat sınırının üstünde olduğu; birleşen dava davacısı tarafından ödemenin, o tarih itibariyle kesinleşen icra dosyası nedeniyle haciz tehdidi altında yapıldığı, takibin iptali ile ödemenin dayanağının kalmadığı, birleşen dosya davalısının sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararı süresi içinde asıl davada davacı/birleşen davada davalı temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Dairenin 26.04.2017 tarihli ve 2015/19809 E., 2017/6060 K. sayılı ilamıyla; "...Somut olayda, Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2009/5935 takip sayılı dosyasındaki takibe dayanak yapılan senedin incelenmesinde; miktarının 22.500,00 TL, alacaklısının ..., borçlusunun ..........., vadelerinin 25.11.2008, 20.05.2008 ve Kasım 2008 şeklinde yazılı olduğu, tanzim tarihinin bulunmadığı, senedin arkasında lehtar ...'in adı ve telefon numarası yazılmak suretiyle ciro edildiği, senet hamilinin ... olduğu, senedin TTK'nun 688 inci maddesi anlamında bono vasfında olmadığı, üç ayrı vadenin bulunduğu, tanzim tarihinin bulunmadığı, bu nedenle davacıya kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla alacağına kavuşma olanağı vermediği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davaya konu işbu senet kambiyo senedi vasfını haiz olmayıp temel ilişkinin ispatı açısından kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiş ise de; arada temel ilişki varsa işbu senede, yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir. kaldı ki somut olayda; davalı tarafından senetteki imza inkar edilmemiştir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, davacı tarafça; alacaklı olduğunu ispatlayacak belge ibraz edilemediği, alacak miktarı itibariyle tanıkla ispat sınırının üstünde olduğu gerekçesi ile davacının alacak iddiasını ispatlayamadığından bahisle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu bono kambiyo senedi vasfını haiz değil ise de taraflar arasında taşeronluk sözleşmesinin bulunduğunun tanık beyanı ile sabit olduğu; bu senet yazılı delil başlangıcı kabul edilerek davacı tanığının dinlenildiği, davacı tanığının beyanlarının asıl davada davacının iddialarını doğrular nitelikte olduğu, kambiyo vasfını yitiren senedin asıl davada davacı ...'in davalı ...'den olan alacağına karşılık verildiği, davalı ...'in senetteki imzasını inkar etmediği ve tanık beyanına göre davacı ...'in alacağının mevcut olduğu gerekçesiyle; asıl davanın kabulü ile 16.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ispatlanamayan birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; dava dilekçesinde alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep olunduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bono/kambiyo senedinden kaynaklandığını ileri sürerek, kararın faiz başlangıç ve türü yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı vekili; kararın eksik inceleme ve değerlendirme sonucu verildiğini, müvekkilinin davacı yana borcu bulunmadığını, ödemenin somut delillerle ispatlanmadığını, birleşen dava nedeniyle takas ve mahsup def'inde bulunduklarını, tarafların kendi aralarında düzenlediği bir sözleşme sunulmadığını, Ekin yapı tarafından yatırılan 25.000,00 TL taşeron sözleşmesine konu işin yapılması için kullanıldığını, karşı taraf taşeron sözleşmesinden dolayı doğan ve müvekkil nezdinde bulunan alacağını yazılı olarak ispat edemediğini savunarak, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada ortaklık ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
1. Asıl davaya ilişkin kararın; uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumunu oluşturan kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılarak karar verilemeyeceği anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Asıl davada, taraflar arasında ticari bir iş bulunduğuna göre, Mahkemece ticari nitelik taşıyan avans faiz yerine yasal faize hükmolunması doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanunu) eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Birleşen davada davacı ...'in temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE,
2. Asıl davaya ilişkin olarak davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
3. Davacı vekilinin asıl davada faiz türüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “yasal faizi” ibaresinin çıkartılarak yerine ''avans faizi” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davalı ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davacı ...'ye iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.