Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3089 E. 2024/1055 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Avukatın idari davaları takip etmeyerek davaların açılmamış sayılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle müvekkilinin memuriyetten çıkarılmasıyla oluşan zarardan sorumlu olup olmadığına ilişkin tazminat davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı hakkında, avukatın ihmali dışında başka bir nedene dayalı kesinleşmiş bir memuriyetten çıkarma cezasının bulunduğu ve bu nedenle oluşan zarar ile avukatın ihmali arasında nedensellik bağı kurulamayacağı değerlendirilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/16 E., 2023/122 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkilinin davalı avukata dava açması ve açılan davalarda kendisini temsil etmesi için vekalet verdiğini, dava açma masraflarını ve vekalet ücretlerini ödediği halde Edirne İdare Mahkemesi'nin 2007/460 Esas sayılı dosyası ve aynı mahkemenin 2008/241 Esas sayılı dosyası ile açılan davalarda mahkemece, masraf istenilmesine rağmen davalının masrafı ödemediği gibi bu durumu kendisine bildirmediğini ve davaların açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve ilgili kararların davalı tarafından temyiz edilmediğini, memuriyetten çıkarma cezasının kesinleştiğini, bu davalarla ilgili bağlantılı ceza davalarından beraat ettiğini, davalının görevini kötüye kullanması ve ihmali davranışı nedeniyle devlet memurluğundan atıldığı gibi emeklilik haklarından da yoksun kaldığını, Zeytinburnu 3. Noterliği’nin 30.5.2013 tarihli ihtarnamesi ile zararlarının karşılanmasını istediğini, ancak talebin reddedildiğini, 15.8.2013 tarihinde davalıyı azlettiğini ileri sürerek 150.000,00 TL manevi tazminat ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL yoksun kalınan maaş, 10.000,00 TL emekli ikramiyesi olmak üzere toplamda 40.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan faizi ile birlikte tahsilini istemiş, bilahare vermiş olduğu ıslah dilekçesi ile, tüm taleplerini artırmıştır.

II. CEVAP

Davalı, zamanaşımının dolduğunu ileri sürmüş, uğradığını iddia ettiği zarardan sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk derece Mahkemesinin 30.04.2013 tarih ve 2015/1202 E.- 2016/154 K. Sayılı kararı ile; Mahkemece, davanın açıldığı tarih itibarıyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 40 ıncı maddesinde belirtilen bir yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 02.02.2016 tarih ve 2016/21120 E.- 2018/4916 K. Sayılı ilamı ile; "Avukatlık Kanununun 40 ıncı maddesinde, “iş sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat istekleri, bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer” hükmü bulunmakta olup, bu hükümle müvekkilin, avukata karşı tazminat isteminin bir ve beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, dava tarihine göre, dava konusu edilen zararın öğrenildiği tarih ihtarnamenin gönderildiği 30.5.2013 tarihi olarak kabul edilerek bir yıllık sürenin geçtiğinden bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmişse de, taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin 15.8.2013 tarihli azille sona erdiği anlaşılmaktadır. Sözleşme ilişkisi devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeye başlamayacağından, azil tarihinden itibaren işlemeye başlayan bir yıllık zamanaşımı süresi, dava tarihi (15.7.2014) itibariyle henüz dolmamıştır. O halde, somut olayda zamanaşımı süresi dolmadığından mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.

B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, her ne kadar davacı taraf Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla beraat ettiğini savunmuşsa da, son alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacı hakkında 16.03.2007 tarihinde devlet memurluğundan çıkartılma cezası verildiği, SGK yazılarında da bu nedenle tarafına emekli ikramiyesi ödenmeyeceği bildirildiği, davacı hakkında diğer devlet memurluğundan çıkarma cezalarına esas isnat edilen suçlardan beraat etmişse de, hakkında verilen 16.03.2007 tarihli devlet memurluğundan çıkartılma cezası nedeniyle ikramiye ve kıdem tazminatına hak kazanamayacağından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, davalı avukatın, üstlendiği edimi gereği gibi yerine getirmediğini, memuriyetten çıkarma cezası için açılan idari davalarda dosyaları gereği gibi takip etmeyerek dosyaların düşmesine sebebiyet verdiğini, ayrıca Ağır Ceza Mahkemesinde görevi ihmalden yargılandığını ve davanın halihazırda temyiz incelemesinde olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacı müvekkil tarafından avukatına karşı açılmış maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 40 ıncı maddesi

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 187., 189., 190 uncu maddeleri.

3.Değerlendirme

Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında hukuken geçerli bir vekalet ilişkisinin kurulmuş olduğu, davalı avukatın takip ettiği iki idari davayı takip etmeyerek davaların açılmamış sayılmasına sebebiyet vermek suretiyle, özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığı hususu çekişmesizdir. Bu noktada öncelikle davalı avukatın ihmali ile müvekkili davacının uğradığı zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunup bulunmadığının saptanması gerekmekte olup dosyaya kazandırılan müzekkere cevabından davacı hakkında 16.03.2007 tarihinde verilmiş ve davacıya tebliğ edilmiş başka bir memuriyetten çıkarma disiplin cezasının bulunduğunun anlaşılmasına göre mahkeme kararının isabetli olduğu görülmekle, temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple,

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Kararı temyiz eden taraf harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.