Logo

3. Hukuk Dairesi2023/322 E. 2023/595 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından davacıya gönderilen havalenin borçtan kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin menfi tespit davasında ispat yükünün kimde olduğuna dair uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Havalenin yasal olarak bir ödeme aracı olduğu ve mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı karinesi gözetilerek, havalenin borçtan kaynaklanmadığını iddia eden davalının bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu gerekçesiyle, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2219 E., 2022/1747 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 28.06.2022 tarihli ve 2022/895 E., 2022/6267 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.

Dairemiz bozma kararına Bölge Adliye Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, borç para vermekten kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı maddesine göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Menfi tespit davalarında bu yük lehine hak doğan taraf olan davalı alacaklı olduğunu iddia eden tarafa aittir.

Türk Borçlar Kanunu'nun 555 inci ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (HGK'nın 09.06.2004 tarihli ve 2004/4-362 E., 2004/347 K. sayılı kararı).

Somut olayda; bu yasal karine nedeniyle davalı, davacıya göndermiş olduğu dava konusu havalenin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümlülüğü altındadır. Oysa davalı tarafından icra takibine dayanak yapılan havale evrakında paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama bulunmamaktadır.

Uyuşmazlığın yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararının yerinde olmadığı, Dairemiz kararının yerleşmiş uygulamalarına, usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.