Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3237 E. 2024/1387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlardan birinin teslim edilmemesi sebebiyle, davacılar tarafından taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin tahsili amacıyla açılan sebepsiz zenginleşme davasında, davalıların sorumluluğu ve hükmedilen bedelin davacıların her ikisine de iade edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle davacıların rayiç bedel talep edemeyeceği, davalı şirket yetkilisinin sözleşmeyi imzalarken şirketi temsil yetkisinin bulunması ve bedelin davalı şirket yetkilisi adına tahsil edilmesi nedeniyle davalı şirket yetkilisinin de husumette bulunması gerektiği, ancak sözleşmede hangi dairenin hangi davacı tarafından satın alındığına dair bir düzenleme bulunmadığından her iki davacı tarafından birlikte satın alındığının kabulü gerekeceği ve hükmedilen bedelin her iki davacıya da iade edilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davacı ... lehine kısmen kabulüne karar verdiği dava bakımından bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/436 E., 2023/559 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/391 E., 2021/43 K.

Taraflar arasındaki alacak (sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacılar ile davalı İCK Yapı arasında 27.05.2011 tarihli "Protokol" başlıklı sözleşmenin düzenlendiğini, sözleşmeye göre davalı şirket tarafından yapılacak binalardan her bir daire için o dönemde 257.500,00 TL değer biçilerek 2 adet dairenin 515.000,00 TL karşılığında davacılara satıldığını ve satış bedelinin 25.05.2011 tarihinde nakten ödendiğini, dairelerden 1. sırada yazılı olan Çankaya Lodumu (..........., Köyü) mahallesinde bulunan dairenin davacılardan ...'ye Eylül 2015'de teslim edildiğini ve tapu kaydının da 03.04.2016 tarihinde devredildiğini, sözleşmede 2. sırada yazılı olan Alacaatlı mevkiinde yapılacak binadaki dairenin 2016 yılında teslim edileceği taahhüt edilmesine rağmen halen teslim edilmediğini, davalıların bu daireyi 3. kişiye sattıklarını ve bu suretle haksız kazanç sağladıklarını, Ankara 24. Noterliğinin 22.08.2019 tarih ve 27117 yevmiye sayılı ihtarnamesinden sonuç alınamadığını, şirket dışındaki diğer davalıların şirket ortağı olduklarını ve aile şirketi olması nedeniyle davalı gerçek kişilerin şahsen de sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000.000,00 TL alacağın 01.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 16.11.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 1.650.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davacılar tarafından dayanılan sözleşmede taraf olarak yer almayan davalılar ... ve ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, dayanak sözleşmede davalı şirketi temsilen atılmış bir imza bulunmadığını, davacıların gerçek muhatabının sadece davalı ... olduğunu, davalı ...'nun anılan protokole yalnızca kendisini temsilen ve kendi ismi altına tek bir imza attığını, 515.000,00 TL ödemenin de şirket adına değil ... adına tahsil edildiğini, yaşanan imar problemleri nedeniyle projeye başlanamadığını, kaldı ki, söz konusu dairenin teslimi konusunda bir tarih kararlaştırılmadığını belirterek, davalılar ..., ... ve İCK Yapı Turizm Hava Bil. Tic. Ltd. Şti. açısından açılan davaların pasif husumet yokluğu nedeniyle, davalı ... açısından ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya dayanak sözleşme olan İCK Yapı antetiyle düzenlenmiş 27.05.2011 tarihli protokolün satıcı sıfatıyla "İCK Yapı Ltd.Şti. ...” şeklinde imza altına alındığı ve dosyada yer alan Ankara Ticaret Odasının 12.12.2019 tarihli cevabi yazısında protokol tarihinde davalı ...’nun münferiden atacağı imza ile diğer davalı İCK Yapı Turizm Hava Bil. Tic. Ltd. Şti.'yi imza ve temsile yetkili olduğu göz önüne alındığında; eldeki davada TTK. m. 371 ve 372 hükümleri uyarınca şirketin taraf ehliyeti bulunduğu, davalılar ... ve ...’nun ise davaya dayanak sözleşmede taraf olmadıkları gibi davacıların ödemesini teslim alan da olmadıkları, somut olayda kendilerine husumet yöneltilemeyeceği,

Davaya dayanak 27.05.2011 tarihli "Protokol" başlıklı anlaşmanın adi yazılı şekilde düzenlenmiş taşınmaz satış sözleşmesi olduğu; protokole konu Ankara, Çankaya İlçesi, 29240 ada 1 parselde geçen daire için dosya kapsamına göre davacılardan ...'ye tapu devri gerçekleşmekle bu taşınmaz satışının geçerlilik kazandığı ancak, Alacaatlı Mevkiindeki daireye ilişkin tapu devri, teslim ve alıcı tarafından malik gibi kullanma gerçekleşmediğinden davaya dayanak sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu; geçersiz sözleşmelerde TBK. m.77-82 uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tarafların karşılıklı olarak verdiklerini geri alma hakkına sahip oldukları; bu bağlamda somut olayda davacı ...'nin aleyhine sebepsiz zenginleşme söz konusu olmadığı kanaatine varılmakla sübut bulmayan davasının reddine karar verildiği, diğer davacı ... her ne kadar taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerini talep etmiş ise de, davaya dayanak sözleşme geçersiz olduğundan rayiç bedeli isteyemeyeceği, sözleşmeye konu 2 daire için 515,000-TL ödenmiş olup sözleşmede farklı bir kararlaştırma bulunmadığı gibi taraflarca da aksi ileri sürülmediğinden bu bedelin iki daire için eşit ödendiği, bu durumda tek bir daire karşılığı ödenen bedelin 257.500,00-TL olduğu dikkate alınarak bilirkişilerce denkleştirici adalet kuramına göre yapılan hesaplamalar sonucu tespit edilen güncel karşılığı 757.232,05-TL'yi talep etmekte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı,

Davaya dayanak sözleşmede teslim konusunda bir vade bulunmamakla birlikte, dosya kapsamına göre davacı tarafça Ankara 24.Noterliğinin 22.07.2019 tarih ve 27117 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 15 gün içinde daire tesliminin yapılması, olmadığı takdirde ikame değer olarak 1 milyon TL nin ödenmesin istendiği, ihtarın muhataplarına 24.07.2019 tarihinde tebliğ olduğu sunulan tebligat zarflarından anlaşılmakla 09.08.2019 tarihi itibariyle verilen süre sona ermiş olup bu tarihten itibaren faiz talep edilebileceği gerekçesiyle; davacı ...'nin davasının reddine, davacı ...'ın davasının davalılar ... ve ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalılar ... ve İCK Yapı Turizm Havacılık Bilişim Ltd. Şti. yönünden kısmen kabulü ile: 757.232,05-TL'nin 09.08.2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve İCK Yapı Turizm Havacılık Bilişim Ltd. Şti.'den müşterek ve müteselsilen alınarak davacı ...'a verilmesine; fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili, mahkeme kararının dosya kapsamına ve tüketici mevzuatının amaç ve amir düzenlemelerine aykırı olduğunu, davacıların ticari ve mesleki bir amaç içinde hareket etmediklerinin açık olup, sözleşmedeki yükümlülüklerin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, taşınmazlardan birisinin davacılara teslim edildiğini ikincisinin ise teslim edilmediğini, sözleşme hükümlerinin tüketici aleyhine değiştirilemeyeceğini, satıcının hizmet sağlamaktan kaçınamayacağını, davalılar ... ve ... yönünden de davanın kabul edilmesi gerektiğini, denkleştirici adalet ilkesi yerine tüketici mevzuatının gereği olarak misli bedel olan 1.650.000,00 TL'nin davacılara ödenmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın ıslah edilmiş şekliyle tüm davalılar yönünden müştereken ve müteselsilen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalılar ... ve ... vekili; öncelikle davalı şirket açısından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, şirket temsilcinin attığı imza nedeniyle hem şirket hem de şirket yetkilisinin aynı anda sorumlu tutulamayacağını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, hesaplamaların tamamen ihtimaller üzerinden yapıldığını, rapor düzenlenirken sözleşmede yazılan taşınmazların eşdeğer olmadıklarının dikkate alınmadığını, davalılardan ... yönünden davanın reddine karar verildiği halde davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama sırasında uzman bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporun ihtilafı giderici, hüküm kurmaya ve istinaf denetimine elverişli olduğu, bu durumda; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemece kurulan hükümde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar ... ve ... vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 27.05.2011 tarihli adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesine konu olan taşınmazlardan Alacaatlı Mevkiindeki dairenin teslim edilmediği ileri sürülerek dava tarihi itibariyle değerinin müşterek ve müteselsilen ödenmesi talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 76 ncı maddesi.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 213 üncü ve 237 nci maddeleri.

3. 1435 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddesi.

4. 6098 sayılı Kanun'un sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkilerini düzenleyen 77 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Davacıların rayiç bedelin tahsili gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6098 sayılı Kanun’un 77 nci maddesine göre haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğar. Anılan madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğar ve bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir.

Bununla birlikte; yüklenici ile arsa sahibi arasında imzalanan geçerli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, yükleniciye ait olacağı kararlaştırılan bir bağımsız bölümün, yüklenici tarafından resmi olmayan ancak yazılı bir sözleşmeyle üçüncü bir kişiye satılması, Yargıtay’ın kökleşmiş uygulamasına göre, tapulu taşınmaza ilişkin bir satış sözleşmesi değil, 6098 sayılı Kanun'un 183 ve devamı maddelerinde düzenlenen "alacağın temliki" hükümlerine tabi bir işlemdir. Başka bir ifadeyle, yüklenici kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan kişisel hakkını (bağımsız bölümün mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteme hakkını) üçüncü kişiye temlik etmiş sayılır. Yazılı şekilde düzenlenmiş olması şartıyla, "alacağın temliki" hükmünde olan böyle bir sözleşme geçerlidir.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde; davalı şirket tarafından davacılara satımı kararlaştırılan ve taraflar arasında düzenlenen adi yazılı sözleşmede bahsi geçen Alacaatlı Mevkiindeki konut projesinde yer alan bir adet daire ile ilgili, sözleşmede dairenin hangi projede yer aldığı, dairenin inşa edileceği yerin ada ve parsel numarası ile söz konusu dairenin herhangi bir kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu olduğu ve müteahhitinin davalı şirket olduğunu gösterir yazılı bir delil bulunmadığından sözleşmenin yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği adi yazılı bir taşınmaz sözleşmesi niteliğinde olup, resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, bu durumda davacıların rayiç bedeli talep edemeyeceği anlaşılmakla bu husustaki temyiz taleplerinin reddine karar verilmiştir.

2.Davalılar ... ve ... vekilinin husumete ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyada yer alan Ankara Ticaret Odasının 12.12.2019 tarihli cevabi yazısında protokol tarihinde davalı ...’nun münferiden atacağı imza ile diğer davalı İCK Yapı Turizm Hava Bil. Tic. Ltd. Şti.'yi imza ve temsile yetkili olduğu göz önüne alındığında; eldeki davada şirketin taraf ehliyeti bulunduğu, yine protokolde yer alan bedelin 25.05.2011 tarihli para makbuzuna göre "Beytepe’den satılan daireler için ... adına Hayrullah Kuru tarafından ...’tan 515.000,00-TL teslim alındığı"nın belirtildiği, bedelin ...'nun şahsı adına tahsil edildiği göz önüne alındığında ...'ya da husumet yöneltilebileceği anlaşılmakla davalılar vekilinin bu husustaki temyiz taleplerinin reddine karar verilmiştir.

3. Davacılar vekilinin davacı ... yönünden temyiz taleplerinin incelenmesinde; 27.05.2011 tarihli “Protokol" başlıklı İCK Yapı antetli belge içeriğinin “Ankara ili Çankaya İlçesi kain tapunun 29240 ada 1 parsel üzerinde İCK Yapı tarafından yapılacak binalardan 3 ila 7. kat arası bir adet 4+1 daire ve yine İCK Yapı tarafından yapılacak Alaçatlı Mevkiinde konut projesinden bir adet daire ..., ...’ye toplam 515.000,00TL bedelle satılmıştır." şeklinde düzenlenmiş olduğu, protokolde hangi dairenin hangi davacı tarafından satın alındığı hususunda bir düzenleme bulunmadığı, bu durumda her bir dairenin davacılar tarafından birlikte satın alındığının kabulü gerektiği, buna göre hükmedilen bedelin davacılara iadesine karar verilmesini gerekirken, yalnızca ... yönünden davanın kabulüne karar verilerek, ... adına açılan davanın tümden reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma nedenine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davacılar vekilinin rayiç bedelin tahsili gerektiğine ilişkin temyiz itirazları ile davalılar ... ve ... vekilinin husumete ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı gerekçeyle davacı ... lehine BOZULMASINA,

4. Bozma nedenine göre davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.