"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ...'ın ... Emniyet Genel Müdürlüğü kadrosunda görevli iken bilimsel araştırmalarda bulunmak üzere yurt dışı eğitimine gönderildiğini, davalıya 14.08.2001 ile 13.08.2005 tarihleri arasında yapılan masraflar toplamının 156.324,56 USD olduğunu, davalının 13.08.2005 tarihinde ülkeye dönerek çalışmaya başladığını, Başkomiser kadrosunda Bingöl Emniyet Müdürlüğünde görev yapmakta olan davalının 27.08.2009 tarihli onay ile istifa talebinin kabul edildiğini, 01.09.2009 tarihi itibariyle kurumdan ilişiğinin kesildiğini, eğitim bittikten sonra mecburi hizmet süresinin 2.920 gün olup 1.441 günlük mecburi hizmetinin eksik kaldığını, 16.04.2014 tarihinde eksik kalan 1.441 gün karşılığı olan 77.145,10 USD tutarındaki borç bildirimini içeren tebligatın yapıldığını, buna rağmen davalılarca ödeme yapılmadığını belirterek; 77.145,10 USD hazine alacağının ilişik kesme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiş; 11.05.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle; davalı ...'ın aynı zamanda yurt dışı master ve doktora programlarını süresinde tamamladığını gösterir bir belge bulunmadığının anlaşıldığını, yeniden yapılan hesaplama ile taahhütname ve kefaletnamede yer alan yükümlülüklere ilişkin kamu zararının 156.324,56 USD olduğunun belirlendiğini bildirerek, 156.324,56 USD hazine alacağının ilişik kesme tarihinden yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; davacı Kurumun yapmış olduğu borç bildirim işlemine karşılık Ankara 3. İdare Mahkemesinin 2014/1781 E. sayılı dosyası ile açılan iptal davasının derdest olduğunu, müvekkilinin 2001-2003 yılları arasında yurt dışına eğitim amacıyla gönderildiğini, taahhütnamede yalnızca 2 yıllık sürenin karşılığında zorunlu hizmetin kabul ve taahhüt edildiğini, ikinci kez görevlendirme şekli ile tek taraflı olarak uzatılan eğitim süresi için ne müvekkilinin ne de diğer davalı kefillerin herhangi bir taahhüdünün olmadığını, müvekkilinin dört yıllık zorunlu hizmet süresini tamamladıktan sonra 2009 yılında istifa ettiğini, 02.08.2005 tarihli yazı ile eğitim süresi haricinde bulunduğu ülkede bir yıllık süre ile görevlendirildiğini, dört yıllık mecburi hizmet süresinin bir yılını bu şekilde tamamladığını, davacı İdarenin bu süreyi hesaba katmadan hesaplama yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; dava konusu yüklenme senediyle ilgili Ankara 12. İdare Mahkemesinin 2014/980 E. sayılı dosyasında açılan davanın derdest olduğunu,10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, kefalet senedinin mutlak butlanla batıl olduğunu, sözleşmenin 24 aylık bir dönemi kapsadığını, diğer davalı ...'ın 48 ay mecburi hizmetini yerine getireceğini taahhüt ettiğini, göreve başladıktan sonra 48 aydan fazla bir süre geçtiğini, sorumlu olduğu sürenin bitiminden itibaren bir ay içinde kefile rücu edilmediği takdirde kefilin sorumluluktan kurtulacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... vekili, davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.07.2016 tarihli ve 2014/353 E., 2016/298 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile davalılar Serhat ve ...'ın 75.000,00 USD asıl alacak ile dava tarihinden sonra işleyecek faiz ile birlikte sınırlı sorumlulukları kaydı ile 77.145,10 USD'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı ...'tan tahsil edilecek alacağa 01.09.2009 tarihinden diğer davalılar Serhat ve ... yönünden dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek 3095 sayılı Kanun'un 4/A maddesi uyarınca bankaların USD ile açılmış 1 yıl vadeli döviz mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranın uygulanmasına, davacının fazlaya ilişkin 79.179,46 USD'lik isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.03.2020 tarihli ve 2019/1019 E., 2020/3249 K. sayılı ilamıyla; bozma sebebine göre davalı ...'ın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediği belirtilerek, Mahkemece davacının 11.05.2016 tarihli ıslah dilekçesindeki talepleri karşılanmadan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacının ıslah dilekçesi konusunda değerlendirme yapılmadığı, Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 176 ve devamı maddelerine göre davacının ıslah talebi değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar davacı yararına bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı İdarenin ihtiyaç duyduğu alanda bilimsel çalışmada bulunmak üzere Yüklenme ve Müteselsil Kefalet Senedi çerçevesinde davalı ...'ın yurt dışı doktora öğrenimine gönderildiği, verilen doktora öğrenim süresine rağmen davalının doktora öğrenimini tamamlayıp doktora diplomasını, tezini ve not çizelgesini usulüne uygun olarak davacı Kurumun ilgili birimine teslim etmediğinin anlaşıldığı, buna göre davalının doktora öğreniminde başarısız olduğunun kabulünün gerektiği, bu durumda davacı Kurum tarafından yurt dışı doktora öğrenimi için yapılan masrafların davalı borçlu tarafından karşılanmasının gerektiği, davalı ...'ın 27.08.2009 tarihli onay ile istifa talebinin kabul edilmesinden sonra zamanaşımı süresinin başladığı, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan alacağın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve zamanaşımı süresinin dolmadığı, davaya dayanak 09.01.2001 tarihli taahhütnamede davalı ...'ın taahhüt eden, diğer davalıların ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile yer aldığı, davalı ... tarafından Ankara 3. İdare Mahkemesinin 2014/1781 E. sayılı dosyasında açılan ve bu davacıya gönderilen ödeme yazısının iptali istemli davanın reddine ilişkin verilen kararın 01.05.2015 tarihinde kesinleştiği, davalılarca dava tarihine kadar ve dava tarihinden sonra davacı Kuruma hiç ödeme yapılmadığı, davalı ...'ın doktora eğitimini tamamlamadığı, bu nedenle davacının 156.324,56 USD ile istifa tarihi olan 01.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek faizini talep hakkı olduğu, davacının ıslah dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunduğu, davalılar Serhat ve ...'ın ancak tahhütnamede taahhüt edilen 75.000,00 USD asıl alacakla sorumlu olup, davadan önce temerrüde düşürülmemeleri nedeni ile dava tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olacakları, davacı vekilinin 11.05.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile kamu zararının 156.324,56 USD olarak güncellendiği belirtilerek bu miktar üzerinden tahsil talebinde haklı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalılar Serhat ve ... 75.000,00 USD asıl alacak ile dava tarihinden sonra işleyecek faiz ile birlikte sınırlı sorumlu olmak üzere, 156.324,56 USD'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı ...'tan tahsil edilecek alacağa 01.09.2009 tarihinden, diğer davalılar yönünden dava tarihinden tahsil tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davalılar ... ve ...'ın bütün bedelden sorumlu olduğu gibi, faiz hususunda da 01.09.2009 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; Mahkeme kararının yalın, net ve gerekçeli olmadığını, zamanaşımı konusunda fahiş hata yapıldığını, müvekkilinin taahütnamenin 1. maddesinde açıkça görüldüğü üzere yalnızca davacının 24 aylık yurt dışı eğitimini kapsar şekilde mecburi hizmetine kefil olduğunu, davacının 48 ay mecburi hizmette bulunması ile de söz konusu kefaletinin sona erdiğini, henüz imzalandığı tarihte belli olmayan uzayan dönemlerin müvekkilini bağlamadığını, ilgili kefalet senedine göre Emrullah'ın bu eğitim sonrasında 4 yıl mecburi hizmette bulunması gerektiğini, ancak ...'ın söz konusu kefalet senedinde belirtilen 2 yıllık süre sonunda yeni bir görevlendirme ile eğitimine bir süre daha devam ettiğini, gerekçeli kararda da belirtildiği üzere yurda döndükten sonra 1.479 gün süreyle çalıştığını, bu sürenin müvekkilinin kefil olduğu 2 yıl yurt dışı eğitim karşılığı olan 4 yıl mecburi hizmet süresini karşıladığını, Emrullah'ın, 2 yıl sonrasında yeni bir görevlendirme ile yurt dışı eğitimine devam etmesinin yeni bir Bakanlık onayı ve yeni bir kefalet senedini gerektirdiğini, dava müvekkili yönünden kısmi kabulüne karar verilmişken taraflarına vekalet ücreti ödenmesine karar verilmemesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde taraf ayrımı gözetmeksizin ve sorumluluk sınırlarını da belirtilmeksizin dava değerini 156.324,56 USD'ye artırıldığını, açıkça müvekkili yönünden davanın fazlaya ilişkin kısmının reddi yazılmamış ise de, 81.324,56 USD üzerinden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; yurt dışına eğitim için gönderilen davalı personelin eğitimini tamamlayamamış olması nedeniyle yapılan eğitim giderlerinin istirdadı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) "Bilgilerini artırmak üzere dış memleketlere gönderilme" başlıklı 78 inci maddesi,
2. 657 sayılı Kanun'un "Yurt dışı eğitim masraflarının tahsili" başlıklı Ek 34 üncü maddesi,
3. 01.02.1974 tarihli Yetiştirilmek Amacıyla Yurtdışına Gönderilecek Devlet Memurları Hakkında Yönetmelik'in program süresi ve süre uzatımı başlıklı 11 inci maddesi,
4. Emniyet Genel Müdürlüğü Yurtiçi-Yurtdışı Lisansüstü Eğitim ve Yurtdışı Kısa Süreli Eğitim Yönergesi'nin dördüncü bölümü genel hususlar başlıklı 14 üncü maddesinin (ğ) bendi,
5. 6098 sayılı Kanun'un 117 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, bozmaya uyularak verilen kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6098 sayılı Kanun'un 117 nci maddesi; ''Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.'' şeklindedir.
3. Yurt dışı eğitim masrafları nedeniyle ilgilinin sorumluluğu ve ödenmesi gereken borç miktarı yüklenme senedine göre tespit edilecektir. Taraflar arasında 09.08.2001 tarihinde imzalanan Düzenleme Şeklinde Yapılan Taahhütname ve Kefaletname başlıklı sözleşmenin 8. maddesinde; "...müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla hareket edenler ... ve ... birlikte söz alarak dediler ki: (Yukarıdaki resen taahhütnamenin sahibi ... işbu taahhütname hükümlerinden birisini ihlal ettiği taktirde kendisinden ilgili makamlarca istenecek yukarıdaki 6. maddede yazılı 75.000 Amerikan Dolarının iki mislini ve hesap edilecek tutarın tamamının tediyesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla mesul ve zamın olduğumuzu ve paraya sarf tarihinden itibaren ve yıllık %75 üzerinden tahmini faiz yürütülmesini...beyan ve kabul ile 09.08.2001 tarihinde tanzim ve tarafımızdan imza edilerek Emniyet Genel Müdürlüğüne takdim edilmiştir." hükmünün öngörüldüğü tespit edilmiştir.
4. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Mahkemece, 09.08.2001 tarihinde imzalanan tahhütname ve kefaletname senedinde geri ödemenin yapılacağı tarihin sarf tarihi olarak hüküm altına alındığı anlaşıldığından, davacının talebiyle bağlı kalınarak davalı kefiller yönünden de asıl alacağa 01.09.2009 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın faize yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendi çıkartılarak yerine "1. Davanın kabulü ile 156.354,56 USD alacağın (Davalılar ... ve ...'nın sorumluluğu 75.000,00 USD ile sınırlı olmak üzere) 01.09.2009 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," bendinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Aşağıdaki yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ...'a yükletilmesine,6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.