"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2012/239 E., 2013/1161 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet Bakanlığınca hazırlanan Edirne göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 10.00.000 TL (eski para) peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, ödenen peşinatın güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 7.000,00 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş , ıslah ile talebini 15.070,86 TL’ye çıkartmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.08.2011 tarihli ve 2010/518 E., 2011/748 K. sayılı kararıyla; davacının yaptığı peşin ödemenin borcundan mahsup edilmediği gerekçesiyle, 10.00.000 TL ödemenin güncellenmiş değeri olan 15.070,86 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 20.12.2011 tarihli, 2011/18524 E., 2011/19743 K. sayılı ilamıyla; “Taraflar arasındaki borçlanma sözleşmesine göre davacının kullandığı kredi üzerinden borçlandığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık yapılan maliyet hesaplarında göçmen konutlarının şerefiyelendirmesi de gözetildiğinde maliyetlerin davacı borçlanmasının üzerinde kaldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, borçlandırma işleminin başlangıcında mahsuplaşma yapılıp yapılmadığı, konutun maliyet bedeli, borçlandırma bedelinden yüksek olduğu takdirde davacının maliyet bedelinden borçlanmayı kabul ettiği halde daha düşük miktarda borçlandırılmasının kabul edilebilir açıklaması yaptırılmalı, ödenmesi gereken taksitlerden mahsup işlemi yapılıp yapılmadığı dosya içindeki ve emsal dosyalardaki listeler ve yazışmalar değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” şeklinde hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; emsal Yargıtay ilamları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında mahsubun yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; maliyet hesaplarının hatalı olduğunu, maliyet hesapları konusunda yeniden inceleme yapılması gerektiğini, maliyet hesaplarında yapılan uyarlamanın yasal olmadığını, Ziraat Bankası tarafından gönderilen listenin hukuki geçerliliğinin olmadığını ve ödeme planına (itfa planına) itiraz ettiklerini, mevcut olan sözleşmede yazılan borç miktarından başlangıçta yatırılan peşinatın düşülmediğini ve bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; sosyal konut projesinden konut sahibi olabilmek için yatırılan peşinatın konutun teslimi için yapılan sözleşmede belirlenen borçlanma miktarından mahsup edilmediği iddiasına dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yargıtay (kapatılan ) 13. Hukuk Dairesinin 03.07.2018 tarihli ve 2016/28215 E., 2018/7559 K. sayılı ilamı
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacının, Devlet Bakanlığı koordinatörlüğünde yapılan göçmen konutlarından daire satın aldığı, ilerde maliyet hesabından mahsup edilmek üzere 10.000.000 TL ( eski para ) ödediği, konutun davacıya teslim edilip tapuda devir işleminin yapıldığı, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının yaptığı peşin ödemenin maliyet hesabına göre borçlandığı anlaşılan davacı borcundan mahsup edilip edilmediği hususundadır. Mahkemece, emsal Yargıtay kararı, kurum içi yazışmalar dikkate alınarak davacının yatırmış olduğu peşinatın mahsup edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1 inci maddesinde "...borçlu, yukarıda belirtilen miktarın kullandırılmış krediye göre saptanmış olduğunu, borçlanmaya esas kesin maliyetin, inşaatın tamamlanması aşamasından sonra yapılacak kesin hesaplardan sonra tespit edileceğini ve kesin hesap sonucu bulunacak maliyete göre borç miktarının artması halinde, artan miktar için de işbu borçlanma sözleşmesinin aynen tatbik edileceğini, bankaca kesin hesap şekline herhangi bir itirazı olmayacağını peşinatın ve taksit tutarlarının artış oranına göre yeniden belirlenecek bu sözleşme hükümlerine göre ödeneceğini, kabul ve beyan eder. " şeklinde düzenlenmeye yer verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp borçlanma sözleşmesi ile 68.666.778 TL, borçlandırma senedi ile 4.691.972 TL olmak üzere toplam 73.358.750 TL (eski para) kredi kullanıp ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 100.000.000 TL (eski para) olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle bu kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği, davacının ödediği bedelin söz konusu maliyet hesabının altında kaldığı ve bu durumda borçlandırma işleminin başlangıcında mahsuplaşmanın yapıldığının kabulü gerektiği, hal böyle olunca bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, az yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek onanmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davaca tarafın temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Mahkeme hükmünün gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.