"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/685 E., 2023/676 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi
SAYISI : 2017/248 E., 2022/18 K.
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, 01.01.1934 doğum tarihli müvekkilinin kalçasındaki ağrılar nedeni ile ... Esnaf Hastanesi'ne başvurduğunu ve yapılan tetkikler sonucunda kalça protezi takılması gerektiği yönünde karar verilmiş olduğunu, ilki 09 Temmuz 2016 tarihinde davalı doktor ... tarafından gerçekleştirilen ameliyat sonrasında protezin yerinden çıkması nedeni ile çok yoğun ağrı ve acı hisseden müvekkilinin ikinci defa Ağustos 2016 tarihinde aynı hastanede ve aynı doktor tarafından ameliyat olduğunu, bu ameliyatın sonucunda da sağlığına kavuşamayan müvekkilinin, Eylül ayında yine hastaneye başvurmak zorunda kaldığını, davalı doktor ...'ün müvekkilinin yeniden ameliyat edilmesi gerektiğini, fakat bu kadar kısa sürede bu kadar sık ameliyat olmasının hasta açısından risk taşıdığı yönünde müvekkili ve ailesini bilgilendirdiğini, müvekkilinin bir gece hastanede konakladıktan sonra ... Meydan Hastanesi'ne sevkinin sağlandığını ve burada yapılan ameliyat sonrasında sağlığına kavuştuğunu, ... Esnaf Hastanesi'nde gerçekleştirilen başarısız ameliyatlar nedeniyle yaklaşık 3 ay boyunca yatağa bağımlı halde kaldığını belirterek ödemiş olduğu tedavi gideri 3.850,00TL ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar vekili, borcun müteselsil olduğunu kabul etmediklerini, zarar nedeni ile müvekkiline atfedilecek bir kusur olmadığını, davacının ameliyat öncesi ve sonrasında bilgilendirildiğini ve yazılı onayının alındığını, maddi tazminat koşullarının oluşmadığını, manevi tazminat açısından zarar ile fiil arasındaki illiyet bağının birlikte gerçekleşmediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
2.İhbar olunan ... vekili, öncelikle husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, bahse konu zararın poliçe vadesinde meydana gelmediğinden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine uygun, denetime elverişli bilirkişi raporlarında davalılara kusur atfedilmesinin mümkün olmadığı, uygulanan operasyon ve tedavilerin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğunun tespit edilmiş olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili, mahkemece temin edilen bilirkişi raporlarında bilgilendirme yükümlülüğü konusunda herhangi bir tespit bulunmadığından denetime elverişli olmadığını, davalı doktorun kusurlu olduğunu, hasta onay formlarında davacının imzasının olmadığını, davacının bilgilendirilmediğini, bu konudaki itirazların mahkemece dikkate alınmadığını, gerekçeli kararda bu hususun tartışılmadığını, bilirkişi raporlarında idarenin organizasyon hatası ve eksikliğinin olup olmadığının değerlendirilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili, müvekkiller lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirilmesine, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunmasına, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulmasına, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edilmesine, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olmasına, mahkeme hükmünün yasal unsurları taşımasına, red sebebi aynı olduğundan reddedilen kısım için davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına göre istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davalıların hastaya bilgi verme ve aydınlatma yükümlülüğüne aykırı davranıldığını belirtmiş, istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalıların vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranması nedeniyle oluşan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 506 ncı maddesi;
2. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 141 inci maddesi,
3. Hukuk Genel Kurulu 20.04.2016 tarih, 2014/2-605 esas, 2016/522 karar sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 506 ncı maddesi; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmünü içerir.
2. İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi başlıklı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 141. maddesi “(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarım genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” şeklindedir.
Anılan maddenin gerekçesinde belirtildiği üzere; tarafların karşılıklı dilekçelerini verdikleri aşamada, herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan uyuşmazlığın genel çerçevesi içinde iddia ve savunmalarını değiştirebilecekleri kabul edilmiştir. Şüphesiz bu imkan, sadece cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi için söz konusudur. Bu dilekçelerden sonra, hangi ad altında olursa olsun verilecek dilekçeler, sınırlama ve yasak kapsamında kabul edilmelidir. Ön inceleme aşamasında, ancak karşı tarafın açık muvafakati (veya ön inceleme duruşmasına taraflardan birisinin mazeretsiz gelmemesi) durumunda iddia veya savunmaların genişletilmesi yahut değiştirilmesi kabul edilmiştir (Hukuk Genel Kurulu 20.04.2016 tarih, 2014/2-605 esas, 2016/522 karar sayılı ilamı).
3. Tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve dosya içerisindeki Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacı tarafça davalılara atfedilebilecek bir kusur bulunduğunun ispatlanamamasına, davalıların hastaya bilgi verme ve aydınlatma yükümlülüğüne aykırı davranıldığına ilişkin davacı iddiasının ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra ileri sürülmesine ve iddianın genişletilmesine davalıların açık muvafakatinin bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine.
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.