Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3675 E. 2024/415 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, murislerine ait taşınmazın davalı noterde düzenlenen sahte vekaletname ile satıldığını iddia ederek, vekaletnamenin sahteliğinin tespiti ve iptalini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Vekaletnamedeki imza ve fotoğrafın davacıların murisine ait olmadığı bilirkişi raporları ile tespit edildiğinden ve davacıların talebi nazara alındığında zamanaşımı def'inin tartışılmasının mümkün olmadığı değerlendirilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1040 E., 2023/1655 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/261 E., 2023/46 K.

Taraflar arasındaki vekaletnamenin sahteliğinin tespiti ile iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacıların murisi olan 1339 doğumlu ...'nın dava konusu taşınmazları tapuda düzenlenen 12.11.1954 tarihli resmi senet ile satın aldığını, evlenerek ........., soy ismini alıp bu evliliğinden 08.06.1961 tarihli ...isimli çocuğu olduğunu, sonrasında ...'nın ailesi ile birlikte 1964 yılında Yunanistan'a taşınarak oraya yerleştiğini, 1976 yılına kadar ara ara ve kısa süreli olarak Türkiye'ye geldiğini, 1976 yılından sonra Türkiye'ye gelmediğini, buna rağmen davacıların murisinin maliki olduğu 1675 ve 1676 parsel sayılı taşınmazların Bakırköy Tapu Müdürlüğü tarafından düzenlenen 31.07.1986 tarihli resmi senede dayalı olarak dava dışı ..........., isimli kişiye satıldığını, söz konusu satışa Beyoğlu 7. Noterliğinin 29.07.1986 tarihli vekaletnamesinin dayanak kılındığını, söz konusu vekaletnamenin sahte olup davacıların murisine ait olmadığını, Bakırköy Tapu Müdürlüğü tarafından düzenlenen 12.11.1954 tarihli resmi senette murisin imzasının bulunduğunu, bu imza ile vekaletnamedeki imzanın benzerliğinin bulunmadığını, davalı ...'in emekli Beyoğlu 7. Noteri olduğunu, sahte vekaletnamenin bu noterlikçe düzenlendiğini, tapu sicilinin tutulmasında devletin tehlike sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek; Beyoğlu 7. Noterliğince düzenlenen 29.07.1986 tarihli vekaletnamenin sahteliğinin tespiti ile vekaletnamenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) 212 nci maddesi uyarınca iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, Hazinenin sorumluluğunun tapu sicilinin düzenlenmesinden değil, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; zamanaşımı süresinin dolduğunu, vekaletnamenin yetkili noter katibi tarafından bizzat yapıldığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, söz konusu vekaletnamenin sahte olduğunun varsayımdan ibaret olduğunu, bu iddiaya dayanak herhangi bir müracaat, cezai soruşturma talebinde bulunulmadığını, imza kontrol sorumluluğunun tapu müdürlüğünde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamına göre davacılar murisinin kimlik bilgileri kullanılarak, Beyoğlu 7. Noterliğince düzenlenen 29.07.1986 tarihli vekâletnamedeki fotoğrafın ve imzanın davacıların murisi ...'ya ait olmadığı, vekaletnamenin tapu devri sağlamak için sahte olarak düzenlendiğinin dosya kapsamında alınan ve denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek yeterlilikteki bilirkişi raporları ile sabit olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne,

Beyoğlu 7. Noterliğinin 29.07.1986 tarihli vekaletnamesinin sahte olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, noterden alınan vekaletnamede sahteliği iğfal kabiliyetinin bulunması nedeniyle tapudaki işlem sırasında öngörülemeyeceğini ve davalı ... sicil müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceğini, davacıların tapu sicilinin taraf olduğu sahte vekaletnameye dayalı yolsuz tescil davasının da derdest olduğunu,eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, o yıllarda nüfus kayıtlarını kontrol edecek bir sistemin bulunmadığını, ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; söz konusu vekaletnamenin noter katibi tarafından düzenlendiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, alıcı ve satıcının da davaya dahil edilmesi gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın noter yönünden sigorta şirketine ihbarı gerektiğini, davalı noterin üzerine düşen yükümlüğü yerine getirdiğini, o yıllarda nüfus bilgilerini kontrol sistemi bulunmadığını, bu nedenle ayrıca kontrol imkanı bulunmadığını, kimlik bilgisindeki hususların nüfus müdürlüğünden ayrıca sorulması ile fotoğrafa yönelik yapılan tespitin iğfal kabiliyetini ortadan kaldırmadığını, yurt dışında bulunma halinin de ispata yeterli olmadığını, söz konusu kişilerin farklı kimlikle ve pasaportla giriş çıkış yapabildiklerinin ihtimal dahilinde olduğunu, imza kontrol sorumluluğunun diğer davalının kontrolünde olduğunu, illiyet bağının kesildiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporlarında söz konusu vekaletnamedeki imza ve fotoğrafın davacıların murisine ait olmadığının belirtildiği, dava konusu olay yönünden davacılar açısından zamanaşımının dolduğunun kabul edilemeyeceği, öğrenme tarihi esas alındığında zamanaşımının dolmadığı, davacılardan İstefa'nın 01.07.2022 tarihinde vefat ettiği, tek mirasçının ise oğlu diğer davacı ... olduğundan dahili davacı ve davacı sıfatlarının bu davacıda birleştiği, bu davacı hakkında hüküm kurulduğunun karar başlığında belirtilmekle yetinildiği, davanın ispat edildiği, her iki davalının da sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekilleri istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacıların murisine ait taşınmazın, davalı noterin görev yaptığı noterlikte düzenlenen sahte vekaletname ile vekalet verilen kişi tarafından yine dava dışı 3. şahsa davalı ... Müdürlüğünde yapılan resmi satış işlemi ile mülkiyetinin aktarıldığı iddiasıyla, satış işleminde kullanılan vekaletnamenin sahteliğin tespiti ve iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un ''Yazı veya imza inkârı'' kenar başlıklı 208 nci maddesinin dördüncü fıkrası, ''sahtelik incelemesi'' kenar başlıklı 211 nci maddesinin birinci fıkrasının b) bendi, ''sahte senedin iptali'' kenar başlıklı 212 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, sahteliği iddia edilen vekaletnamenin ve dava konusu vekaletnamede bulunan imza ve fotoğrafın davacıların murisine ait olmadığının alınan denetime elverişli bilirkişi raporları ile tespit edildiği, bu sahte vekaletnamenin dava konusu taşınmazların tapu devrinde kullanıldığı, davacının dava konusu talebi nazara alındığında davalıların zamanaşımı def'inin eldeki davada tartışılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalı vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ...'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.