Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3713 E. 2024/2336 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı doktorun yaptığı ameliyat sırasında meydana gelen komplikasyonlar nedeniyle davacının bir böbreğini kaybetmesi sonucu açılan maddi ve manevi tazminat davasında, doktorun tıbbi uygulama hatasının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki bilirkişi raporlarında, davacının geçirdiği operasyon sonucu oluşan komplikasyonun öngörülebilir nitelikte olmadığı, davalı doktorun tıbbi uygulamada bir kusurunun bulunmadığı ve davacının ameliyat öncesinde gerekli bilgilendirmenin yapıldığı belirtilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/590 E., 2023/653 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2022/142 E., 2023/83 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi esastan red kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili; müvekkilinine davalı doktor tarafından böbrek taşının lazerle kırılması ameliyatı yapıldığını, lazer dışarıya çekilirken takılıp mesaneyi yırtması sonucunda açık ameliyata dönüldüğünü, devam eden süreçte müvekkilinin davalı tarafından 3 kez ameliyat edildiğini ve davalı hastane tarafından tedavinin devamı için devlet hastanesi doktoruna yönlendirilmek istendiğini, davalıların hatalı ve kusurlu eylemleri nedeni ile çok sıkıntılı aylar geçirdiğini ve zarara uğradığını belirterek şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 200,000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

Birleşen Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/540 E. sayılı dosyasında davacı vekili; müvekkilinin derdest tazminat davası esnasında henüz organ kaybı yaşanmadığı için tazminat davası açıldığını fakat dava devam ederken müvekkilinin bir böbreğini kaybettiğini iddia ederek fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 510.000,00 TL'nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

1. Davalı ... vekili; davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtmiş oldukları hususların gerçeği yansıtmadığını, davacı ...'nin halen ve hastalandığı tarihlerde müvekkili ... Turizm Ticaret A.Ş.de çalıştığını ve davaya konu olan cerrahi müdahale ve gelişen komplikasyonlarda hiçbir kusur, hata ve eksikliklerinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; davacı tarafından açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, müvekkili davalının hiçbir kusuru olmadığını, davaya konu olan cerrahi müdahale ve gelişen komplikasyonların müvekkili davalı ve diğer davalı tarafça tıbben ve bilimsel olarak yapılması gerekenlerin tamamının yapıldığını, hiçbir kusur, hata ve eksikliklerinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 26.11.2020 tarihli ve 2017/547 E., 2020/388 K. sayılı kararıyla; Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 18.08.2020 tarihli raporda; kişide böbrek ve üreter taşı ve böbrekte böbrek şişmesi nedeni ile böbrek üreter taşının kırılması işleminin gerekli olduğu, davalı doktorun tanı ve tedaviye yetkin olduğu, işlem sırasında üreterin yırtılmasının bu tür tıbbi girişimlerde görülecek komplikasyon olduğu, hekimin işlem ile ilgili eksikliği veya özensizliğinin olmadığı, üreterin yırtılması sonrasında işlemin açık cerrahi işlem yapılması gerektiği, kişide cerrahi işlem sonrası fistül gelişmesinin de istenmeyen bir sonuç olmakla birlikte hekimin bilgi ve beceri eksikliğinden kaynaklanmadığı, bu nedenle davalı Dr. ...'nun tanı tedavi sürecinde bir eksiklik ve özensizlik olmadığı gerekçeleriyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi 16.03.2022 tarihli ve 2022/64 E., 2022/360 K. sayılı kararıyla; "davacı, anılan rapora itiraz etmiştir. O halde mahkemece, davacıya davalı hastane ve hekim tarafından yapılan teşhis ve tedavilerinde davalıların kusur ve hatalarının bulunup bulunmadığının, davacının bilirkişi raporlarına yaptığı itirazları da değerlendirilip tartışılmak üzere üniversite öğretim üyelerinden oluşturulacak, konusunda uzman akademik kariyere sahip yeni bir üç (3) kişilik bilirkişi kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme, istinaf ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi" gerektiğinden bahisle kararı kaldırarak İlk Derece Mahkemesine göndermiştir.

3. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "alınan 16.12.2022 havale tarihli bilirkişi kurul raporunda özetle; 16.07.2017 tarihinde ... Hastanesinde sol ürter üst uç tanısı konan ...'nin Op. Dr. ... tarafından URS ameliyatı yapıldığı esnada hastada üreter avülsiyonu meydana geldiği, tamir edici operasyon yapıldığı halde başarılı olmadığı, hasta otolok böbrek transplantasyonu için SEAH İstanbul Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine gönderildiği ve transplantasyon gerçekleştirilmeyerek nefrektomi (böbreğin alınması) ile sonuçlandığı, böbreğin alınmasına gider üreter avülsiyonu bu ameliyatın bir komplikasyonu olup gereği doktor tarafından eksiksiz yerine getirildiği, görevi ihmal veya kusurlu bir girişim tespit edilemediğinden asıl ve birleşen davaların reddine" karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; yalnızca tek bir rapora dayanılarak tamamen kusurun davacı vekil edene hasredildiğini, müvekkilinin 2. kez mağdur edildiğini, davacının hastanede görmüş olduğu tedavi ve hemen öncesi ve sonrasında ağır ateş semptomu ile evde tedavisine devam edildiğini ve 2021 yılı Şubat ayı itibariyle müvekkile yeniden böbrek sıkıntısından kaynaklı yeni bir ameliyat günü verildiğini, halen davacı vekil edenin sağlığı düzelmediğini ve hastane ile davalı doktorların kusur ve hizmet kusurları ile gereken özen ve ihtimamı göstermemelerinden kaynaklı bu mağduriyet giderilmediğini, müvekkilinin yaşananlardan sonra sağlığının hiçbir zaman operasyon öncesi gibi olmadığından herhangi bir işe girip çalışma olanağının olmadığını belirterek kanuna ve usule aykırı olan yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde müvekkil lehine bozulmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dosyası kapsamına, toplanan delillere, yerel mahkeme gerekçesine ve özellikle ayrıntılı, gerekçeli, taraf ve mahkeme denetimine elverişli 05.04.2021 tarihli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenmiş bilirkişi raporu içeriğine göre; davacının geçirdiği operasyon sonrası ortaya çıkan greft damarlarda tıkanıklık olgusunun bir komplikasyon olduğu, bu komplikasyonun öngörülerek önlemek adına greft damar seçiminde LIMA kullanılmasının ve cerrahi işlemin uygun olduğu, davacının operasyon öncesi onam formuyla yeterli derecede bilgilendirildiği ve dava konusu olayda tıbbi uygulama hatası bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf sebeplerini tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller" başlıklı 266 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere göre, özellikle dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli olmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.